• el ayak bilegi gibi kıkırdakların, eklemlerin, dokuların bol oldugu alengilli mekanlarda olan doku zedelenmesi, eklem serpmesi, bilek hertilmesi, duygu dürülmesi gibi bir durumdur. kemik kırılır alcıya alınır ve tedavı olur. bu yumusak doku zedelenmesine kimsecikler careler bulamaz. bilek acır durur her ters hareketinde. dayanılmayacak bır acı degıldır. ama her gun her an alakasız durumlarda aci vermeye baslayında takarsın bilekligi kımıldatmassın ıkı ay. gecerse bilgisini veririm yine.
  • eklem yerlerinde olanlar özellikle sporcularda ya da sporla uğraşanlarda sıkça görülür. sert bir darbe, çarpma, düşme ya da bir uzvun/bölgenin sürekli kullanımı [aynı noktaya uygulanan sürekli basınç] ile oluşabilir. belde, dizde, ayak bileğinde, el bileğinde, parmaklarda, boyunda, omuzda, kaburgaların üstünde, vb. görülebilir.

    tanı mri* ile koyuluyor, röntgen* ile değil.

    ağrılı bölge aşırı derecede hassaslaşır ve üzerine bastırdığınızda şiddetli ağrı hissedilir.
    yürürken ağrı, yere basamama, merdiven inip çıkamama, zaman zaman vitesi boşa almış gibi hisler, kalem ve laptop kullanırken ağrı gibi günlük hayatı bire bir etkileyen sıkıntılar olabilir örneğin.

    ağrı zaman zaman geçiyor gibi görünse de hiç beklenmeyen anlarda tekrar nüksedebilir. başka bir deyişle o bölgeyi bir süre kullanamaz hale gelirsiniz, çünkü iyileşene kadar yapılan bütün hareketler acı verici olacaktır.

    "yumuşak" "doku" gibi ifadelere bakıp sorunu tatlı bir incinme, "yumuşakmış sorun yok" gibi düşünmemek gerekir. yumuşak doku denilen şey, bir organı diğerine bağlayan, çalışmasına aracılık eden, ya da bir organının çevresini kaplayan dokuya denir. buna göre, örneğin bağlar*, kaslar, yağ dokusu, sinirler, lifler*, kasların üzerini örten zar* vb. hepsi yumuşak doku kapsamına girer.

    yumuşak doku zedelenmesi demek, bir bölgenin sınırları aşan derecede zorla yıpranmış olması ve yalnızca kemikle ilgili bir sorun olmaması anlamına gelir. başka bir deyişle, kişide kırık, çıkık, yer değiştirme ya da çatlak yok ancak kemik dışındaki ve çevresindeki bölgede hasar var demektir.

    bu bakımdan diş çürüğünün verdiği ağrıya benzetilebilir; nasıl ki dişiniz her çürüyüp ağrı yaptığında çektirmeniz gerekmez (kırık da değildir) ama yine de dayanılmaz ağrı yapar, yemek yedirmez, içirmez, uyutmaz, işte yumuşak doku zedelenmesinde de tıpkı diş ağrısında olduğu gibi o bölgeyi kullanamazsınız. o yüzden "nasıl olsa kırık yok yumuşak yumuşak" deyip kelimenin kulağa verdiği ahenge bakıp havaya girmemek gerekir.
    (bkz: öldürmeyip süründüren şeyler)

    durumun ciddiyetine göre iki hafta ile birkaç ay arasında tamamen iyileşir ama o bölgeyi bir süre kullanmamak ve dinlendirmek gerekir. bu nokta önemlidir çünkü zaten sınırları zorlayacak kadar yıpranmış olan bölge, daha çok kullanıldıkça daha da çok incinir, bu da daha çok ağrı ve sızı, daha geç iyileşme demektir. başka bir deyişle, ısrarlı kullanım ağrıyan dişin üzerine şeker çikolata yemekte olduğu gibi acıdan acıya koşmaya davetiye çıkartmak demektir.

    iyileşme sürecinde ağrılar çok artarsa ve şişlik indikten sonra sanki o uzvu kullanırken kontrol sağlayamıyormuş gibi bir his oluşursa*, tekrar doktora başvurmak gerekir. çünkü böyle bir durum eklem yerlerini birbirine bağlayan bağlarınızın* size ciddi bir şeyler anlatamaya çalıştığı anlamına gelebilir. örneğin bir felaket senaryosu için : (bkz: ön çapraz bağ yaralanması), (bkz: ön çapraz bağ).
  • bütün gün çıplak ayak çalışıp, bütün istanbul'u çıplak ayak gezdikten sonra (fantazi olsun diye değil, işten eve gitmek için bütün istanbul'u geziyorum ben) gittiğim doktorun ayak baş parmağımdaki davulumsu görünüme verdiği isimdir. ayağıma ne ayakkabı ne terlik ne başka bir şey giyebildim. ayağı yere basabilmek meğerse ne büyük nimetmiş. bütün gün sol ayağımı sol yanı üzerine yatırarak basmaktan helak oldum.

    keşke kırık çıkık olaydı dedim telefonda da annem töbe de dedi. canımdan can gitti bütün gün. demem.
  • doktorların hiç bir bok yapamadığı konulardan biridir. önce hastahane kazansın diye röntgen çektirilir, yumuşak doku için röntgen çektirmek faydasızdır ama olsun, sonra bu olmamış mr, tomografi vs çektirilir, bunlar için hem para hem zaman kaybedersiniz, sonra doktor 2 sn bakıp kenara atar. sonra da üstüne fazla basmayın!?!?!?,dinlenin geçer de diyen çıkabilir, şunu sabah akşam sürün diyende, kas gevşetici veren de çıkabilecek hastalıkımsıdır. bunların hepsi boştur, gelmişken ilaç yazayım da, bana hediye veren şirkete bir karşılık vermiş olurum vs'lere bile kurban gidebilirsiniz. en iyisi, zedelememektir.
  • ayağımın yan kısmında meydana gelen sakatlık. dün bu saatlerde spor yaparken oldu ve bugün öğlen doktora gittim. anladığım kadarıyla dinlenmekten ve zorlamamakdan başka çare yok. iyileşmeside bünyeden bünyeye yada sakatlığın durumuna göre değişiyor. ayağımı bandajlayıp bide ağrı kesici yazıp yolladılar.
    yine de daha önce bu yollardan geçmiş sözlükcü kardeşlerimin tavsiyeleri varsa bekliyorum...
  • uzun zamandır(10 yıl+) basketbol oynamış birisi olarak defalarca başıma gelen sakatlık biçimidir. tecrübelerime dayanarak bu durum için en hızlı ve etkili ilaç dolin merhemdir. aynı zamanda da sakatlanan bölgeyi dinlendirmek.

    genellikle burkulma sonrası ortaya çıkar. başa geldikten sonra yapılan en büyük hata ayakkabının bağlarını gevşeterek ayağı ayakkabıdan çıkartmaktır, bunu yaparak ayağın fazlasıyla şişmesine imkan tanımış oluyorsunuz. en iyisi bağcıkları sıkılaştırıp ayağı bir süre yüksek bir yerde tutmak ve ayağı çıkarıldığı an mümkün olduğu kadar çok buza-soğuk suya maruz bırakmaktır.
  • bu yuzden gittigim doktorun 'yannis tellik seciminden dogan et ezigi' diye tabir ettigi hastaliktir. bense soranlara 'dans dersinde ayni ayaga cok yuklenmekten kaynakli yumusak doku zedelenmesi' diye acikliyodum durumu, daha bir hastalik gibi gorunuyodu, havali da sonucta. et ezigi ne ya.
  • havuz kenarında kayarak yere düşerken ayağımı sert bir cisme çarpma suretiyle geçirdiğim ve bir haftadır topallayarak yürümeme geçici iş göremezlik raporu almama sebep olan hastalıktır.
  • arkadaş geçtiğimiz hafta gece kolumun üstüne yatmışım (benim teşhisim bu), sabah işyerinde "ay kolum acıyo" diye dolandım. ertesi gün geçmeyince ve ben artık demlik tutamayıp kapı kolu açamamaya başlayınca "bi medikoya gideyim" dedim.

    röntgen çekildi, bişey görünmüyo tabii. doktor da bir ilgiliydi bir ilgiliydi sağolsun. atel takacaksın ya da bandaj saracaksın, dinlendirmezsen hayatta geçmez dedi, ağrı kesici tablet ve jel yazdı.

    sağ elim, mouse tutamıyorum, kalem tutamıyorum, iş yapamıyorum... rapor da vermedi, benimd e istemek aklıma gelmedi zaten.

    bir haftadır dışarıdan yemek yiyorum, ütü yapamıyorum, yazı yazamıyorum, giyinirken zorlanıyorum, sol elimle yapabildiğim kadar iş yapıyorum işte. bu yazıyı da bir yıldır yazıyorum sanırım, tek tek sol elimle tuşlara basarak.

    velhasıl; yumuşak doku mumuşak doku deyip geçmemek lazım, bir haftadır hayatımı felç etti, acısı da artık ilk hafta gibi olmasa da özellikle ateli çıkardığım zaman kendini hatırlatıyor.

    elinizin üstüne yatmayın.
  • elimin üstüne düşmem üzerine, sağ elimin baş parmağında meydana gelen ağrısı en az 3 haftada geçen bir hastalık durumu. ağrı kesici içeren jel ve bandaj şu anki durumum 10 gün sonra görüşeceğiz sevgili doktorla. lakin öğrendim ki bu lanet en az 9 ay ağrıyı devam ettiriyormuş.

    yıllar sonra editi: bu kez aynı senaryo sol el bilekte meydana geldi. yine aynı tedavi lakin yaz ayında olması kötü tarafı.
hesabın var mı? giriş yap