• bizimkinin * kankası. uçağı patlayıp öldüğünde bizimki, aziz kardeşimi kaybettim şeklinde taziye mesajı yayınlamıştı da bizimkinin kanlısı, * yahu ben hayattayım, ölmedim ki şeklinde beyanat vermişti gazetelere.
  • pakistan'da amerikancı bir darbe yapıp laik/toplumcu sayılabilecek seçimle gelmiş butto hükümetini devrimiş, zülfikar ali butto'yu idam ettirmiş. pakistan'da şeriatı resmi hukuk ilan etmişti. aynı dönemde (1980) benzeri bir darbe yapan evren ile kanka idi. evren atatürkçülük kisvesi altında sol hareketlerin güçlenmesine ve kontrol dışı, anti emperyalist bir islami radikalizme karşı devlet güdümünde bir islami muhafazakarlığı devlet eliyle yayma planını icra ediyordu. ziya ül hak ise daha islamcı takılabildi pakistan'ın koşulları sayesinde. bizdeki islamcılar çok severdi, türkiye'de yapsa idi yaptıklarını, parti devlet ordu islamcı kitle hepsi bir bütün olurdu, kendisi de idol olurdu.
  • 1979 ve 1980'de çıkardığı yasalar sonrası pakistan'da tecavüz kurbanı kadınlar zina suçlamasıyla yargılanmaya başlamıştır. bunun yanında kadınların yaralanmalarda erkeklerin yarısı kadar tazminat alması, nafakanın kaldırılması, kadınların şahitliğinin erkeğin şahitliğinin yarısı değerinde sayılması gibi uygulamalar yürürlüğe girmiştir. bu yoldaki en büyük destekçileri de kimseye sürpriz olmayacak şekilde olası bir toprak reformuna ve muhtemel sosyalist ulusallaştırma politikalarına karşı kentli alt orta sınıf ile uzlaşma arayan sermaye sahipleri olmuştur. zira kadın konusu pakistan tarihinde birbirinden alakasız tüm dış unsurlara karşı millileşmenin göbeğine yerleştirilmiştir.*

    * hamza alavi, pakistan and islam: ethnicity and ideology
  • yavuz bülent bakiler'in 1986 yılındaki bir pakistan ziyaretinden şöyle bir anısını aktardığı devlet adamı.

    --- alıntı ---

    devlet başkanı ziya-ül hak bizi, bir öğlen yemeği için beyaz saray'ına davet etti. pakistan büyükelçimiz bâki ilkin'di. yemekte o da hazırdı. ziya-ül hak'a dedim ki:
    -efendim! türkiye'de biz deriz ki: türk'ün türk'ten başka dostu yoktur; pakistanlılar müstesna. biz türk milleti olarak pakistan milletini çok seviyoruz!
    ziya-ül hak'ın cevabı hepimizi düşündürmelidir:
    -"biz de türk milletini çok seviyoruz. siz millî mücadele için cephelerde çarpışırken biz daha ingiltere hâkimiyetinden kurtulmamıştık. o yıllarda bir şeyhülislamımız vardı. ismi şeyh ahmed bedevi idi. ingiltere hükûmeti, bizim şeyhülislamımıza çok baskı yaptı. ondan, sizin millî mücadelenizi kötüleyen bir fetva almak istedi. şeyh ahmet bedevi ingiltere devletine dedi ki:
    -siz değil, türkler gelip burada benim dilimi kesseler ve dilimden ayaklarına çarık yapsalar, ben ne türklerin millî mücadeleleri aleyhinde bir tek söz söylerim, ne de bir fetva yazarım!
    bizim şeyhülislamımız, ingiltere devletinin bütün baskısına rağmen söylediği gibi davrandı ve onlara ne bir fetva verdi ne de türkiye aleyhinde bir tek kelime söyledi. biz de sizi çok seviyoruz!"

    --- alıntı ---

    kaç yılıydı net hatırlamıyorum, orta 1dim sanırım yani 1987 olabilir, bu adam gelecek diye beşiktaş barbaros bulvarında soğuk bir havada saatlerce dizilmiştik ellerimizde pakistan ve türkiye bayrakları ile. sonra da gelmemişti galiba veya bizim bulunduğumuz o yoldan geçmemişti. selamsız bandosu gibi kalmıştık beklediğimizle, akabinde ertesi sene bir suikast ile ölüm haberi üzerinden, bu kadar öğrencinin ahını aldı bak gördün mü geyikleri dönmüştü kendi aramızda.
  • butto bunu genel kurmay başkanı yapmak için "bana çok sadık" diyerek önündeki iki kişiyi emekli etmiştir. ziya-ül de sadakatini butto'yu devirip idam ettirerek göstermiştir. demirel'in, butto'yu idam etme sürgüne yolla biz misafir ederiz dediğinde "normal bir mahkemede yargılanıyor idam cezası çıkarsa af yetkimi kullanırım" beyanı da bilinmekte.
  • abdülfettah el sisi'nin pakistan versiyonu darbecisi.
    darbeyi laik ve solcu bilinen butto'ya karşı yaptığı için,
    bugün mısır için demokrasi isteyen dincilerin çoğu tarafından
    pek sevilmişti.
  • cemal süreya 99 yüz’ü (izdüşümler) hazırlarken, yazacağı portreler için iki koşul varmış: kişilerin türkiyeli ve hayatta olması. buna rağmen ziya ül hak kitapta türkiyeli olmayan tek kişi olarak yerini almış. nedeni de şuymuş:
    “çünkü ziya ül hak yabancı sayılmaz. bir benzeri de türkiye’de var! o benzerini, “ziya ül evren” altyazılı yılan resmiyle, bir mektubuna kenar süsü yapar. izdüşümünün başlığı bile hazır: “yılan paşa”. evren sözcüğü yılan anlamına geliyormuş.”**
  • turkiye ziyareti sirasinda kendisine istanbullu lise ogrencilerini temsilen bir buket cicek verdigim ve bu tiksinc animi bugun discovery channeldaki bir belgesel vesilesiyle yeniden hatirladigim diktaci. olumunden sonra hurriyet'te yayinlanan bir makalenin basligini ise hic unutamam; "havada patladi" diye yazmisti sanirim cetin altan. (bkz: cive pakistan)
  • 1988 yılında bana hayatımın depresyonunu yaşatan iki unsurdan biri. ilki trt'nin tek kanal olmasına rağmen canlı olarak sabahtan akşama seul olimpiyatlarını yayınlaması diğeri de ziya amcanın ölmesidir. ulan hangi ülkede bayraklar yarıya indirilmişti de üç gün yas ilan edilmişti acaba? bilemiyorum. pakistan'da bile kendisine bu kadar hürmet edildiğini sanmıyorum.
  • yaşasaydı tayyip erdoğan'ın da kankası olacak kişi. çok ilginç benzerlikler mevcut.
hesabın var mı? giriş yap