• "ama clinton secilirse ypg'yi silahlandiracak" diyerek trump fanatigi kesilen denyolara selam olsun.

    soz konusu dis politika olunca amerikan baskanlarinin kendi kararlarini alamayacagini cok guzel ornekleyen durumdur.
  • bi yanım ypg ışid'li orospu çocuklarının anasını sikecek diye seviniyor, bi yanım o silahlar sonra gelip bizi vuracak diye kahroluyor.

    böyle siyasi konjonktürün amk.
  • 1) büyük ortadoğu projesi kapsamında sınırlar çizildi.
    2) ırak defacto bölündü.
    3) türk ordusu etkisizleştirildi.
    4) ırak'ın kuzeyi "kürt"leştirildi.
    5) türkiye'ye bölgede liderlik ve yeni osmanlı vaadedildi.
    6) türkiye arap baharı'nda başrol oyuncularına yönetmen oldu.
    7) türkiye suriye'de esad'ın devrilmesiyle gelecek yeni yönetime ağabeylik yaparak akdeniz'i türk gölü yapma hevesine kapıldı. amaç osmanlı'nın egemenlik kurduğu toprakları siyasi ve ekonomik nüfuz altına alıp yeniden osmanlı'yı canlandırma hayalini gerçekleştirmekti.
    8) oyuncular yönetmeni setten kovdu (libya ve mısır)
    9) türkiye buna aldırmayıp suriye'yi de aynı şekilde çekimlere hazırladı.
    10) rusya akdeniz'deki nüfuz alanını bırakmak istemedi.
    11) suriyeliler türkiye'nin elinde patladı.
    12) işid ortaya çıkarıldı. canavarlaşmasına müsade edilip vahşetle savaşan kim olursa olsun yüceltildi.
    13) pyd otoritesiz veya işid kontrolündeki kuzey suriye'deki topraklarda hakimiyet kurdu.
    14) türkiye kuzey ırak ve kuzey suriye'nin birleşip denize açılarak bir devlet kurulacağını anladı.
    15) fırat kalkan'ı operasyonu yapıldı.
    16) öso'ya koridorda kesit açılıp verildi. pyd'nin vurulacağı belirtildi.
    17) bakkala pirinç almaya gidildi. fakat evdeki bulgur çalındı.
    18) abd artık ışid'le savaş bahanesiyle pyd'yi silahlandırdı. bu açıkçası türkiye'ye "benimle savaşıyorsun" mesajıydı.
    19) bu arada abd resmî bir ağızdan biraz kaba biraz da küstahça rte'ye "gelme" mesajı verdi.
    20) eğer kürt koridoru açılır ve kuzey ırak'la birleşirse defacto bölünmeden resmi bölünmeye geçilir. bir devlet kurulur.
    21) türkiye'de ilk hedef federasyon, ikinci hedef konfederasyon üçüncü hedef self determinasyon son hedef büyük kürdistan olur. nihai hedef tabi ki büyük israil'dir.
    22) türkiye buradan nasıl çıkar?
    el cevap: türkiye cumhuriyeti'nin bekası kişilerden bağımsızdır. suriye'nin yönetiminde esad ya da bir başkasının iktidarı şu saatten sonra t.c.'nin umrunda olmamalıdır. türkiye osmanlı'nın üç kıtayı lafla değil kılıçla yönettiğini hatırlamalıdır. suriye sınırlarının giriş çıkışları kapatılmalıdır. herhangi bir muhalif grup artık desteklenmemelidir. fakat buradaki tehlike şudur. acaba açılan koridor birleşir ve denize açılırsa suriye rejimi bu koridoru bozabilir mi? umudumuz öyle ya da böyle kanlı rejim mi olmalıdır?
    23) tekrar edersek bu hareket türkiye cumhuriyeti devleti'ne dolaylı yoldan savaş ilanı demektir.
    24)türkiye cumhuriyeti devleti'nin beka sorunu vardır. tarih yeni osmanlıcılık hayalinde koşup sevr'in kıyısıyla gelen safdilleri-bunu alkışlayıp "haysiyetli dış politika" diye pazarlayanları ve bütün bunlara seyirci kalıp uyanmamakta ısrar eden bu toplumu affetmeyecektir.
  • bi yandan da diyorum ki; böcek gibi dağın taşın arasında saklanacaklarına, şöyle bir karşımıza çıksınlar tankları topları ne bokları varsa.
  • ülkeyi yönetenlerin suriye'yi bölecek barbarlara tırlar dolusu silahı göndermesine itiraz etmeyen kepazeler amerika'nın ypgye tank vermesine itiraz ediyor bu denli ikiyüzlü olmayı nasıl beceriyorsunuz.
  • trump'ın ypg'ye silah verilmesini onaylamasının ardından gündeme gelmiştir. yani abd'nin ypg'ye vereceği silahlar, öyle 'silahla' falan sınırlı değilmiş. havan mermileri, ısı güdümlü füzeler, doçkalar, ağır makineli tüfekler, otomatik silahlar, ağır otomatik silahlar, zırhlı araçlar ve tanklar vereceklermiş.

    kaynak

    vay arkadaş ne ypg aşkıymış ya.
  • dik duruş istiyorum başka bir şey değil. onurumuzla yaşayamıyorsak onurumuzla ölelim. genelkurmay başkanı, mit müsteşarı gibi üst düzey yetkililer amerika'da iken, üstelik birkaç gün sonra cumhurbaşkanı amerika'ya gidecekken amerika'nın aldığı ypg'yi silahlandırma kararı sonrası türk gibi, türk tipi bir davranış bekliyorum. "endiseliyiz" cümlesinin ardındaki korkaklığı ve ağlaklığı kabul etmiyorum. cb çıksın ve desinki "ypg vs ayırmadan alayı yok edilecek. amerika istediği kadar silah versin. pkk ve uzantılarını türkiye'ye yeğliyorlarsa kendileri kaybeder. amerika seyehatimi de iptal ediyorum." allah aşkına bunu yapın.
  • şimdi bu konuyu açtığım sevgili çomar kardeşlerim* diyecekler ki
    " işte doğru kararlar vermenin sonuçları",
    "işte rusya ve iran'la iş birliği yaparak kimleri nasıl da kızdırmışız ki bunlar oluyor"
    ve en acısı
    "işte büyük devlet olmanın sonuçları, düşmanın çok oluyor."
    şimdi bu adama ne şimdiye kadar yapılan saçmalıkları, ne şu an yapılan gerizekalılıkları, ne de bundan sonra doğuracağı sonuçları anlatabilirsin.

    ah be yazar kardeşlerim; ben nedense bu tarz devlet meselelerinde hep karşıma çıkacak saçma diyalogları düşünüyorum :(
  • türkiye 80'lerin ortasından itibaren izlediği şiddet ve nefret dolu politikasıyla emperyalistlerin kendi halkının bir bölümünü türkiye'ye karşı sopa olarak kullanmasına sebep oldu, bu büyük bir başarı olsa gerek. pkk ilk ortaya çıktığı dönemde bölge halkının yanında olmak yerine her çatışmayla beraber bölge halkının üstüne giden, katleden devlet 90'larda daha da sertleşti. başta gerilla mücadelesi ve ortaya çıkışı itibariyle solla ilişkilendirilen pkk hareketi solculara uygulanan askeri zihniyetin masasından geçti. insan haklarından bihaber asker ve uzantısı dönemin siyasi hareketi terörle mücadele uğruna bir bölgeyi düşman olarak gördü. 90'larda devletin bölgeyi; şiddet gördüğü,katledildiği, işkence gördüğü içinde bölgenin devleti düşman görmesi bizi bu günlere getirdi. bir yanda bir terör örgütü halkı gasp ediyor diğer yanda gasp edilen halka devlet neden kendini kullandırdın diye dayak atıyor, bu nefret sarmalı bize 30 yıllık bir savaş bıraktı. bu savaş her zaman uzlaşıya açıktı ama siyasi erk kendi çıkarları için kimi zaman barışı kimi zaman savaşı körükledi.

    yapacağımız toplum olarak barışı herşeye rağmen istemek olsa kemalist'i, iktidarı, herşeye rağmen barış dese kaybedilen onlarca şehitlerin ailesi ve durmadan katledilmiş toprağın insanları bu barışa herkesten önce koşar. bu ülkede şans eseri silahla insan öldürmeye zorlanmış gencecik insanlar öldü, öldürüldü (şehit kavramı ölüme kılıf olmamalı). bir coğrafya terimi olan doğu, acının ve ölümün adı oldu, doğan her çocuk ölümle burun buruna yaşadı ve öldü. daha belki 3 yıl önce barış konuşuyorduk o zamanlar erk amaçlarını bilmemize rağmen ne olursa olsun barış deseydik barışı kendi çıkarı için her yanı ateşe atacakların tekeline bırakmayıp sahip çıksaydık; onlar kendi çıkarları için vazgeçse dahi sokak, gerçek iyiler o barışı korurdu.

    bugün emperyalist güçler bizi birbirimize karşı sopa olarak kullanarak hizalamaya çalışıyor ve suç ne sözünden döneceğini bildiğimiz iktidarın, ne 30 yıldır iki yandan dövülen ve sınır ötesinde akrabaları işid gibi görüp görülebilecek en cani örgütçe katledilen kürtlerin..suç küçük hesaplaşmalar, kalıplar ardına sığınan ne ağzından düşürmeği atatürk'ü ne vatanseverliği anlamış sürekli liberal aklın koltuk altına giren sözde milliyetçilerin. barış istememek için bahane olamaz barış istemeyenin yurtseverlikte alakası yoktur. hala ama hala burada umut var bir coğrafyanın temsilcileri hapishanede olsa dahi onu oraya ona aslında uzak olmaması gereken sokaklardaki destekçileri omuz omuza olanlar göndermiş olsa bile umut var. küçük hırslardan, anlamsız kalıplardan sıyrılıp bu halde olmamıza neden olanları, karşı ne silahla ne savaşla yan yana oturup konuşarak yok edebiliriz. bu uzlaşı her yerde var biz sadece kocaman ve bedeli ağır olacak bir temsil krizi yaşıyoruz. bu krizi çözmek ve barış demek dışında başka birşey yapmaya dahi gerek yok. ancak bu 30 yıllık delilik hali sürerse emperyalizme karşı dünyanın gördüğü en onurlu mücadele olan kurtuluş savaşının üzerinden 1 asır dahi geçmemişken kendimizi onlara tamamiyle teslim etmiş olacağız. bizleri bize sopa olarak kullanıyorlar buna izin veriyoruz!
  • abd dış politikasındaki orospu çocukluğunun artık alenen yapılacağını kanıtlamış olan, tabii ki türkiye için kötü bir gelişmedir. eski abd başkanları ibneliklerini saman altından su yürüterek yapardı, şimdi trump bunu alenen yapıyor. umarım o tanklar dönüp dönüp amerikan conilerinin götüne girer, tek temennim bu.
hesabın var mı? giriş yap