• anca harry potter okumamış kişiler tarafından olumsuz eleştirilecek durumdur, zira okuyanın tadı damağında kalıyor.
  • sözlükte kitleleri gaza getirip trending topic olmak için sıklıkla ortaya atılan çakal topiclerden biri bu da elbet. harry potter'la ilgili - hele bir de yeren, küçük gören bir topic olursa - anında reyting rekorları kırılıyor. o nedenle aslında bir şey yazmayı düşünmüyordum ama madem ki söz konusu olay hp olunca adım bile geçecek kadar olmuş artık * edelim biz de iki kelam.

    şahsen ben ilk harry potter kitabımı tam 17-18 yaşlarımda okumuşumdur. lise 3'e geçtiğim sene. daha filmi falan gösterime girmemişti o sıralarda. o kadar eskidir kendisiyle hukukumuz. bitirdiğimde de * 23 yaşındaydım. yıl 2011, yaşım 27 oldu, daha hâlâ son filminin gösterime girmesini merakla bekliyorum. harry potter'ı asla çocuksu ya da çocuk kitabı gibi görmedim. okumaya başlamadan önce kitapçılara girip çıktığım dönemlerde, "çocuk kitabıymış ama bu, öyle diyorlar" diye burun kıvıra kıvıra fikir almış olmama rağmen. en çocuksu kitabı 1. kitabıdır (o bile 'aile filmi' denen kavrama yakındır hatta), ondan sonra daha hemen 2. kitapla birlikte olay karanlıklaşmaya, korkunçlaşmaya başlamıştır. yaygın kanının aksine kitapların yetişkinler arasında da çok tuttuğu görüldükten sonra seri yetişkinlere evrilmemiştir. patlama yaptığı sırada zaten 4 kitabı piyasa çıkmış, olay yeteri kadar çocuk kitabı olmaktan çıkmıştır. zaten çocuk kitabı olup olmaması sadece korkunç ya da karanlık olmasıyla değil, olay örgüsü ve kurgunun bir çocuğun hakkıyla anlayamayacağı kadar çetrefil yerlere varmış olmasına da bağlıdır. kitaplar ilerledikçe boyutu artan sadece sayfa sayısı olmamıştır yani. daha önce de birkaç kez dediğim gibi harry potter 'coming of age' kitabıdır. çocukluktan yetişkinliğe evrilmeyi, büyümeyi anlatır. e insanoğlu da çocuk olmadan yetişkin olamıyor takdir edersiniz, haliyle asıl hikayeye girizgah niteliği taşıyan ilk iki kitap haliyle daha çocuksu kalır. zira karakterler o kitaplarda gerçekten de çocuktur. bu demek değildir ki çocuk kitabıdır.

    çok daha ilginç bir örnek üzerinden gidecek olursak, star wars gibi bir gerçeğin olduğu bir dünyada çakallık olması, geyik yapılması amacıyla dahi olsa böyle topicler açılması çok ilginç aslında. star wars bugün bir efsane olarak kabul edilir, fanlarının çoğu yaşını başını almış, kimbilir belki evlenip çoluk çocuğa karışmış adamlardır. ama hâlâ ilk günkü gibi delice sever, delicesine savunurlar. harry potter mı star wars mu diye karşılaştırmaya girecek olsak maazallah ellerinde kızılcık sopalarıyla kovalarlar, hakaret kabul eder, yerinizi bilin derler. ancak hp'ye illâ ki çocuklar içindir denecekse star wars da çocuklar için keyifli bir hafta sonu filmi olsun diye çekilmiş bir çocuk filmidir zaten. yönetmeni george lucas'tan tutun besteci john williams'a kadar bünyesinde çalışan herkes de söyler bunu. sadece bilmem kaç oscar'lı bir film olduğu için 30 sene sonra bile bugün hâlâ bunca fanatiği olduğunu düşünmüyordur umarım kimse. bir neslin güzel çocukluk günlerinin hatırası olduğu için, yarattığı dünya ve karakterler takipçilerinin kahramanları olduğu için, o dünyayla ve karakterlerle özdeşleştikleri için, yıllar boyunca aynı sevgiyi beslemeye ve büyüyen yaşlarıyla birlikte ilk günkü gibi hem kendi yanlarında taşımaya hem de kendilerinden sonraki nesillerle paylaşmaya devam ettikleri için 30 yıl sonra hâlâ ayakta. her oscar'lık film öyle arkasından deli gibi kitleleri koşturmuyor yani. insanlar pek kabul etmek istemezler ama işte harry potter 2000'li yılların star wars'udur. başlangıcı çocuksu, içeriği de örneğin lord of the rings'e göre mizahla daha fazla yoğrulmuş olabilir ama (tıpkı sw'da olduğu gibi) zaten çocuk kitabı diye bir kategoriye öyle kolayca sokulamayacağı gibi 17 yaşında da 37 yaşında da 57 yaşında da okunması ve izlenmesi bu nedenle son derece normaldir. herkese hitap eder çünkü. yarattığı dünya ve renkli karakterler her yaştan insanı peşinden sürükler. kime hitap ettiğinden falan önce bu en önemli işi başarmıştır kendileri. onu başaran da kült oluyor, efsane oluyor zaten.

    bugün hp'nin başına gelen ve gelmekte olanı daha net görebilmek için star wars'un fenomen olma yolunda geçirdiği dönemeçler takip edilebilir. bugünün gençlerine star wars çoktan efsane olmuş, kült statüsüne ermiş bir oluşum olarak sunulmuştu, öyle kabul gördü - öyle sevildi. kimse aksini söyleyemedi. lord of the rings taaa 1954'lerde yazılıp rüştünü 1970'lerde ispatlamıştı ve bugüne kadar geldi, yine aynı şekilde bugünün gençlerine 'efsane' ve 'kült' olarak hazır bir şekilde takdim edildi, öyle bilindi - öyle sevildi. kimse aksini söyleyecek cüreti kendinde bulamadı. zaten popüler anlamda fantastik janrının yaratıcısı sayıldığı için haliyle o da koşullu olarak sorgulanmadan benimsendi, büyüklüğü kabul edildi. harry potter günümüz fantastik edebiyatı ve sinemasında bu iki seriyle adı aynı yerde geçebilen, beğenilsin ya da beğenilmesin onlarla aşık atabilen tek öyküdür. biraz da bu yüzden sevilmez zaten. dünün gençleri kendi masallarını baş tacı yapar, bugünün gençlerinin masallarını hor görürler. hp'nin tek farkı diğerlerinin aksine hâlâ efsanesini oluşturma aşamasında olması. kitapları zaten yazılırken kült oldu ve bitti, filmleri de diğer ikisi gibi oscar'lık seviyelere varamadı ama 10 yıldır hâlâ ilk günkü gibi beğenilerek izleniyor ve hasılat rekorlarını altüst ediyor. belli ki inatla öyle gösterilmeye çalışılmasına rağmen b.k gibi filmler de değiller. çok değil, 50 gün sonra bitiyor zaten onlar da. işte o zaman hep birlikte nasıl star wars olunduğunu, nasıl lord of the rings olunduğunu daha güzel göreceğiz, anlayacağız. üzerinden zaman geçsin, o sevilen dünya, dostlar ve alışkanlıklar özlensin, bugünün çocukları ve gençleri de şöyle bir 30'unu devirsin, evlenip çoluk çocuğa karışsın, bakın o demeyenin bırakılmadığı filmler bile nasıl bir özlemle badem gözlü oluyor, nasıl bir zamanların çocuklarının masalı kendileriyle birlikte büyüyüp kült haline geliyor ve sonraki nesillere aktarılıyor, hep birlikte okunuyor, izleniyor. o saatten sonra artık kim kaç yaşından sonra harry potter okumuş, kim kaç yaşından sonra harry potter izlemiş, hiç önemi kalmayacak zaten. yaşınız kaç olursa olsun hp'yi rahat rahat okuyup izleyin kısacası. emin olun ki doğru yoldasınız.
  • bunun normal olmadığını iddia edenlere sorulacak ilk soru "bütün seriyi okudun da mı konuşuyorsun?" olmalıdır.
  • bu eylemi yapan kişi küçüklüğümden beri her yeni kitabı çıktığında o zamana kadar çıkmış olan kitaplarını baştan okuyan beni özendiren kişidir. keşke hiç başlamamış olsaydım da 7 kitabı birden o ilk zevkle tekrar okuyabilseydim.

    not: 22 yaşındayım.
  • yaklaşık 3 senedir (17 ve sonrası) sürdürdüğüm ve çevremdeki insanların şaşırmış hallerine rağmen inatla devam ettiğim eylem. hatta eğer bir terslik olmazsa gerçekten 'tamam artık sıkıldım' diyene kadar devam etmeyi de planlıyorum. ama bu pek olası görünmüyor, çünkü şu an itibariyle 7 kitabın tamamını neredeyse 6 veya 7'şer kez okumuş durumdayım ve halen bir zümrüdüanka yoldaşlığı'nı elime aldığımda o satırlar beni heyecanlandırıyor. bunun en büyük sebebi onunla beraber büyümüş olmam muhtemelen. ilk kitap olan felsefe taşı'nı tam da 11 yaşımda okumuş ve hayatımda ilk defa kendimi biriyle özdeşleştirmiştim. şöyle bir farklılık da var; okumaya erken yaşlarda başlayan arkadaşlarım hep hogwarts'ın ve sihir dünyasının gerçekten varolduğuna inanıp bir gün onların varlığına şahit olabileceklerini düşlemişken bende süreç hiç böyle ilerlemedi. olayın kurgu olduğundan tamamen haberdardım fakat yine de sürükleyiciliğinden vazgeçemedim hiç. ilk 4 kitap aynı sene içinde çıkınca benim için de inanılmaz bir kaynak oldu, dolayısıyla ilk 4 kitap ile 5 ve sonrası benim için ayrılıyor. ilk defa beşinci kitabın çıkmasını beklemiştim çünkü.
    nasıl olup da kitapları tekrar tekrar okumanın bir bağımlılığa dönüştüğüne gelecek olursak; bu benim 6. ve 8. sınıflar arasındaki dönemimde gelişen bir olay: öğle aralarındaki 1 saatlik yemek molasında okula yakın olan evime geldiğimde acele ile öğle yemeğimi yerken yapmaktan en lezzet aldığım şey ateş kadehi'ni okumaktı. gerçi o vakitlerde zümrüdüanka yoldaşlığı ve melez prens çıkmıştı ama yine de ateş kadehi'nden kurtulamıyordum. bunu her gün yapınca ve bir gün bile sıkılmadan iki yıl boyunca devam edince, aynı zamanda can sıkıntısı için de şahane bir çözüm haline dönüştü. halen uzun süreli kalacağım her yere yedi kitabımı da sırtlayıp götürüyorum ve hep başucumda duruyorlar. yeni tanıştığım ve kitapların tamamını en az bir defa okumuş biriyle karşılaştığımda heyecanlanıyorum ve hemen sorular sorup cevaplamaya davet ediyorum. hatta arkadaşlarımla yapmaktan en çok keyif aldığım sosyal aktivitem bu. böyle de garip bir sevgi işte.

    bi dakka lan, ekşi itiraf'a mı yazsaydım bunu?
  • eleştirenlerin özellikle dördüncü kitaptan sonrasını okumasını tavsiye ederim. öyle işkembeden sallamakla olmaz. dünyada tüm nesilleri bir konu etrafında toplayabilmiş nadir kitap serilerinden biridir harry potter. okumayan çok şey kaybeder, içindeki çocuğu öldürür, hayal gücünü yitirir ve onlar olmadan hayat hiç çekilmez, içi boşalır. kütük gibi yaşayanlara 20 yaşında ilk harry potter kitabını eline almış ve şu an 27 yaşında olup hala sayfalarını karıştıran bir çocuk(!) olarak buradan selam ederim...
  • gec kalmisligin telafisidir.

    15 yasimda ilk kitabini okudugumda harry'nin voldemort'la karsilastigi ilk bolumde abartisiz koseme sinmis, daha da cok korkarim diye sayfalari cevirmekten korkmustum.
    sonra oss sacmaligi hiz kazandi ve derslerden kacmak icin tek siginagim harry ve arkadaslari oldu. okudugumda hatirliyorum da gece sinav stresi yerine kendimi hogwarts'da, bin bir turlu maceranin icinde hayal ederek uykuya daliyordim.
    ardindan filmi geldi. hayalini kurdugum hemen herseyin tam da dusledigim gibi oldugunu gordum ve daha da sevdim. digiturk'te yayinlandikca tekrar tekrar annem ve babamin da heycanla izledigini gordum.

    harry potter sahsim icin bir klasiktir. ve klasikleri okumak yasa bakmaz. yasim buyuk diye okumuyorsan filmlerinin izlenmesini iki yuzluluk olarak gorurum.
  • antalya'da " sahafçı -tabii ki böyle bir ifade kullanmıyorum- yani sahaf olan hacı amcayla tanışma zamanımıza denk gelir ilk kitabının çıkışı. babamın büfesinden alışveriş yapardı. ikisi de komünist ve eski devrimcilerden olunca anlaşmaları pek zor olmadı tabii. sonrasında, bana istediğim her kitabı alıp okuyup yıpratmadan geri getirebileceğimi söyledi. bu yolla, onlarca kitap okudum. sırf hacı amca'nın sayesinde. harry potter serisi de bu kitaplara dahildi. yıl oldu 2011, şimdi de orijinal versiyonlarını okuyup bir kez daha bu güzelim seriyi sindiriyor, orijinal metnin zevkinin doruklarına varıyorum. tanım verecek olursak; yaşlansam dahi bende okumaktan hep zevk duyacağım bir seridir.

    meraklısına not: bu hacı amca, eskiden nabu sahaf'ı işletirdi, eşi seher ablayla beraber. sonra ayrıldılar ve nabu seher ablada kaldı. kendisi, valiliğin yanındaki ara sokakta engin sahaf adlı bir dükkana sahiptir şu an. asıl adı da engin'dir zaten.
hesabın var mı? giriş yap