• elinde börek tepsisiyle altın gününe giden teyzelerin de dahil olduğu gruptur bu istilacılar.

    teyzem yanına, henüz üç aylık bebesi olan gelinini de alır. evden çıkmadan da tembihler "gız ayşe, bileziklerini de dak" diye; bilezikler takılacak ki gündeki karılar hasedinden çatlasın.

    ecrin hira bebeğe pembe kıyafetleri giydirilir; kara kıllı kel kafasına kafam kadar güllü dallı saç bandı da takıldı mı, oh; gün ekibi metrobüse binmeye hazırdır. (çok acayip bir cümle oldu.)

    teyzemizle gelini, metrobüse avına atılan aslan edasıyla binerler; kapıdan sokmaya çalıştıkları iki asgari ücret değerindeki bebek arabasıyla önlerine geçeni ezerler. (bu arada ecrin hira'nın babası sahiden asgari ücretle çalışmaktadır ama köyde üç beş tarlaları var, icar parası geliyor senede bir... fakirler aslında ama gönülleriyle birlikte, imrendikleri ve de takip ettikleri fenomenler de zengin olduğundan, farkında değiller. neticede evlerinin "piremsesi"ne iki maaşlık bebek arabası alsalar çok mu? hem çatlaması gereken komşulardan yukarıda da bahsetmiştik.)

    konuyu dağıtmayalım. bunlar metrobüse biner ve herkesten kendilerine yer vermelerini beklerler. kaynana teyze, önden koşarak ilerler ve boş bir yer bulup konar; yandaki boş koltuğa da elini uzatıp parseller ve gelinine, tarlada patates çapalarken, köşede sopayla solucan ezmekte olan oğlundan su isteyen teyze sesiyle seslenir "gel gız ayşe, gel otur şuraya" diye...

    bebek arabasını koridora yerleştirip, ecrin hira'yı da kucaklarına alarak; beylikdüzü'nden bayrampaşa maltepe'ye doğru yola çıkarlar...
  • yaşlılara hayatı kolaylaştırmanın belediyelerin en öncelikli görevlerinden biri olduğunu düşündüğümü belirterek sözlerime başlıyorum:

    65 yaş üzerine tamamen ücretsiz ve sınırsız toplu taşıma uygulaması yanlış bir uygulama!

    çok sevgili dedelerimiz, ninelerimiz -tabi ki tanınan bir hakkı yasal biçimde kullanarak- oyalanmak, hava almak, sağdaki soldaki ile muhabbet etmek amaçlı hiçbir ulaşım gayesi olmadığı halde araçları kullanmak suretiyle inanılmaz bir yoğunluğa sebep oluyorlar. özellikle de mesai saatlerinde. fizyolojik gerekçeler ile güne ziyadesiyle erken başlayan sevimli ihtiyarlarımız sosyal hayata karışmak için çalışanların tamamının işe güce varacağı ve araçların sakinleyeceği saatleri bekleyemiyorlar.

    çözüm basit:

    günde yalnızca 1 kez ücretsiz, diğer kullanımlar indirimli de olsa ücretli olursa 'gerçekten lazım olabilme ihtimali' neticesinde gereksiz kullanımlar azalabilir.

    ihtiyaç olunduğunda bu hizmetten ücretsiz yararlanmaları bizi ne kadar mutlu ediyorsa; 'zaman geçsin' düsturu ile aşırı yoğunluk yaratmaları da sorun teşkil ediyor.

    not: yaş ortalaması rahat 50+ olan bir muhitte doğdum, büyüdüm ve şimdi de 55+ olan bir muhitte yaşıyorum. gözlem değil birebir tecrübe.
  • bu düşünce tamamen yanlıştır, ayrımcılıktır, ayıptır.
    ne yapsınlar arabalarını alıp trafiğe mi çıksınlar ? istediğiniz bu mu ?
    sizlerin ne kadar işiniz gücünüz, yetişmeniz gereken yerler var ise, bu insanların da var, sizlerin keyfini 30 dk. / bilmem ne kadar saat beklemek zorunda da değiller.

    adı üzerinde, halk otobüsü. yaşantınıza, saatlerinize uyacak araç istiyorsanız, araba alın.
  • almanya'da pick saatleri dışında sınırsız biniş hakkı veren bir bilet türü var. inanılmaz cüzi bir fiyata sahip. insanların işe, okula gittiği ve oralardan döndüğü yoğun saatlerde geçerli değil.

    darısı başımıza.
  • ramazanın gelmesiyle allah'tan akşam iş çıkışı 8 gibi otobüsleri istila etmiyorlar da rahat rahat gidebiliyoruz.
    ramazanla beraber aslında toplu ulaşımda ne kadar yer kapladıklarını daha iyi görmüş olduğumuz kesim.

    tekrar ediyorum amcalar, teyzeler. gezip tozmanıza dediğimiz bir şey yok. gezin, tozun, lakin allah rızası için eve dönüşünüzü iş çıkış saatlerine denk getirmeyin. 1 kişiden ne olacak demeyin. bakın normalde arka kapıdan totomu içeri zor atabildiğim son vesaitte, ramazanın gelmesiyle ve sizlerin iftar okunmadan evde olayım telaşınızla, normalde binemediğim otobüse bazen oturabiliyorum. var mı daha ötesi.
  • hatalı uygulamadır.
    65 yaş üstünün toplu taşıma kullanımı gün ve saatlerinin acilen gözden geçirilmesi gerekiyor.
  • neden rahatsızlık duyulduğunu anlayamadığım başlık
  • aslında kimse kimsenin hakkını gaspetmiyor ya da kimse kimsenin lütfunu talep etmiyor. hangi saattte, hangi günde isterse binerler. sanki güllük gülistanlık istanbul toplu taşıma razilliğnde 65 yaş üstü teyzeler ve amcalar binmese herşey düzelecek. kalan azıcık ömürlerinde evde otursunlar, insan içine çıkmasınlar, mahallede, cami avlusundan başka yerlerde görülmesinler. senin hakkın olan sabah erkenden şöyle bir galata köprüsünden boğazı seyretmek, onlara lüks değil mi?
  • bunlardan bir çoğu kalkış duraklarında zaten gerizekalının biri bana yer verir diye sıradaki boş otobüsü beklemez ve dolu olan otobüse biner.
  • her şeyden rahatsız olan yavşaklar ülkede 65 yaş üstü ücretli olsa avrupanın x kentine gidip avrupada 65 yaş üstü ücretsizmiş medeniyet işte dersiniz.
hesabın var mı? giriş yap