• milli eğitim bakanlığı talim ve terbiye kurulu'nun onayladığı kitaplar belirli süreler için ders kitabı olarak kabul edilir.
  • abd'de bir universite ogrencisinin yilda ortalama $900 harcadigi egitim arac gereci.
  • türkiye’de eğitimcilikle uzaktan yakından ilgisi olmayan kişilerce yazıldığını gördüğümüz kitaplar. bakkalımın çocuğu ilkokul ikinci sınıfa gidiyor. biraz önce, türkçe kitabındaki okuma parçasının alıştırmaları gösterip, yardım istedi. konu trafik canavarı. anlamadığı soru ise şu “parçadaki ana karakter kimdir?”. ey angut yazar, asıl sen kimsin, ne menem bir adamsın. ilkokul ikinci sınıf öğrencisi senin “ana karakter” lafından ne anlasın. “parçadaki olay kimin başından geçiyor” ya da “kim kaza geçiriyor?” gibi çocuğun anlayabileceği bir dil kullanmaktan aciz olan sen, nasıl kitap yazıp da çocuklara türkçe öğretmeye kalkıyorsun? şöyle bir göz gezdirdim diğer alıştırmalara da. çocukların bunları anlayıp yanıt vermeleri mümkün değil. talim terbiye kurulu çalışanlarını da buradan tebrik etmek isterim; çocukları dersten, kitaptan soğutan böyle kitaplara onay verip, satılmalarını sağladıkları için.
  • bunların bir de birinci çoğul şahıs ağzından yazılmış versiyonları vardır, samimi olsun maksadıyla sanırım. bir yere kadar tamam, eyvallah da fizik kitabı olnuca söz konusu, oldukça abuk kalıyor. bilim dili benim bildiğim edilgen çatılıdır, ne bu samimiyet ne bu laubaliyet. "we next consider the motion bik bik" ... ingilizcede passive voice kasıntı durumlara neden olabiliyor, metni lafı uzatıyor da çeviride düzelsin, güzel olsun.
  • illaki zor anlaşılır olması gereken kitap. kasıcı olma derecesi hoca ve okul için bir çeşit statü simgesi sanırım, hocalar derste anlaşılır kitap kullanmayı kendilerine yediremiyor olabilir.
  • bunlarin karsilastirmali icerik cozumlemesi muteber ve makbul bir arastirma alanidir. ogretmeye calistigimiz nedir? hangi sorulari soruyoruz? bu sorulari neden soruyoruz? bu sorulari kim soruyor? hangi kavramlar uzerinden dusunuyoruz, hangi onkabullerde bulunuyoruz, hangi sonuclara ulasiyoruz, neyin "dogru" neyin "yanlis" oldugunu one suruyoruz? maksadimiz nedir? bilimsel oldugunu kabul ettigimiz bilgilerin uretilme ve yeniden-uretilme ve kurumsallasma sureclerinin toplumsal, siyasi ve iktisadi hayatimiza etkileri nelerdir? vs. vs. vs.

    bu sorulara yanit arayan bilgi alani icin:
    (bkz: bilgi sosyolojisi)

    bonus:
    (bkz: ludwik fleck)
  • üniversiteye doğru ilerledikçe bütçeye gözle görülür zararlar vermeye başlayan çoğu zaman üzerine bir çizik dahi atılmayan kağıt yığınları.
  • sayet hukuk fakultesinde ogrenci olan kisi icin adedinin 90 tl oldugu kitap cinsidir. insan "acaba mezun oldugumda bu kitaplarin parasini cikaracak kadar kazanabilecek miyim?" diye dusunmeden edemiyor.
  • derse giren hoca, kendi kitabını ister, fotokopi falan da kabul etmez. "arkadaşlar biliyorsunuz fotokopi emeğe saygısızlıktır, hırsızlıktır" der. eğer ki o ders için 2 kitap gerekiyorsa, oluşumunda yer almadığı diğer kitabı fotokopi alırsanız gıkı çıkmaz. böyle de emeğin hakkını düşünen hocalarımız mevcut. canım benim, yerim seni. *
  • hiç sürükleyici olmayan kitaplardır, eğer yatay pozisyonda okuyorsanız yarım saat içinde uykunuzu getirirler.
hesabın var mı? giriş yap