• tatilde su kenarına inmiş yiğitlerin yaptığı bi tür spor.bu sporu yaparken bağırıp garip sesler çıkarmaksa adet olarak yer etmiştir kültürümüzde...
    4 erkek yapılanından başka bi de kızlarla yapılanı vardır ki ne kadar su yutarsanız yutun denizden çıkmak gelmez insanın içinden...
  • bos derslerin uzun esekten sonra ikinci en buyuk ayiligi.
    (bkz: ayilik)
  • insanin icindeki gizli ayilik duygusuna dayali barbar bir oyun. baska bir ornek icin (bkz: yagli kayis)
  • itiraf etmek gerekirse ne zaman denize aile eşrafıyla*** gitsem oynadığımız, sahildekilerin bize tip tip bakmalarına sebep olan oyun. beraberinde hayvanca sesler çıkarmak da vazgeçilmez kurallarındandır. söz konusu oyuna es kaza kızlar da dahil edilmişse ki bu genelde daha erken yaşlarda olur, daha dikkatli oynananır çünkü kızın üstünüzde durduğu her saniye kardır.*
  • kizlarla oynandiginda tadindan yenmeyen oyun. sennin o bacagin kavrami$am.
  • kkoseug tarafından idda edilene göre bir çeşit bacak omza
  • ne oldugunu bilmeyen ve ogrenmek icin aramaya inanmadan direk boga guresini ogrenip herhalde bunu deve ile yapsak yeterli olur diyenler cikmistir.
  • bir başka ata sporu
    siz kafa buluyorsunuz ama "kültür ve turizm bakanlığı" tanıtımına web sayfaları ayırıyor:
    http://www.kultur.gov.tr/…e6c1b43ff91c5b747978912df
    alıntı:
    "dünyanın hiçbir ülkesinde yapılmayan "deve güreşleri" ülkemizin en güzel kış sporları ve eğlencesi olarak merkezi ege bölgesi olmak üzere çanakkale'den - mersin'e kadar akdeniz bölgesinin de içine olarak aralık, ocak ve şubat aylarında mahalli tertip heyetleri tarafından yıllardır organize edilmektedir. "
    "oha yani diyorum"
  • cazgırın " urgancılar,salıverin develere..." komutuyla başlayan olay.bazen hızını alamamış deve sahipleri de güreş sahasının başka köşesinde kozlarını paylaşırlar.
    en turistik güreşler de kuşadası ' nda yapılır.turistler için her mevsim deve güreşi vardır turistik merkezlerimizde.kışın hayvan olan develer*,yazın da insan olan develer güreşir.
    muğla ,aydın ,izmir ,çanakkale ,balıkesir ,antalya illerinde ( özellikle ilk üçünde ) kışları deve güreşsiz geçmez .
  • egede oldukça ünlü olan, insan değil gerçek develerin rol aldığı dövüşlerdir. bu bölgede neredeyse her ilçe düzenler. kış aylarında yapılır. aynı gün iki farklı ilçede olmayacak şekilde planlanmış, sırası değişmeyen bir takvimi vardır. belediyelerin kazanç kapılarından biridir. rakiplerini yenen develer yani sahipleri halı ile ödüllendirilir.

    ayrıca sürekli motosikletle mahalle aralarında amaçsız bi şekilde gezen, kahvehanelerde okeydir, pişpiriktir zaman öldüren işsiz köy gençlerine farklı bir eğlence kaynağıdır. bu gençler deve güreşlerinin başladığı aylarda ilçe ilçe dolaşarak bu bayram tadındaki etkinliklere katılırlar.

    her ilçenin güreşine, egenin tüm yöresinden deve sahipleri ve develeri katılır. bu deve sahipleri çogu zaman yörenin zengin kişileridir. deve deyip de geçilmemesi gerekir, bugün bi deve 2000 model bir opel astra değerindedir. yörede "deve sahibi olmak" itibar sahibi olmak ile eşdeğerdir. devesi olan kişilere saygı duyulur.

    develer, güreşten bir kaç gün önce köy sokaklarında gezdirilmeye başlanır. güreşlere sadece erkek develer katılır. bu güreş develerine daylak denir. havutta asılı duran çanların eslerini duyan çocuklar devenin arkasından koşarlar, altından geçmeye çalışırlar, 3,5 atsalarda devenin en yakınından yürüme yarışmasında en gönüllü, en korkusuz olma isteği içerisindedirler.

    güreşten yaklaşık bir ay önce biletleri satılmaya başlanır. bilet fitayları kişi başı 5 ila 10 milyon tl arasında değişir. fakat giriş önündeki görevliler tanıdık olursa pek tabi bedavaya da girilebilir. özellikle güreşlerin bitmeye yaklaştığı zamanlarda girişteki görevliler bilet kontrolünü bırakırlar...

    güneş günü adeta bir bayram havası eser. yerleşim biriminde her yer cıvıl cıvıldır. bi çok yabancı insan egenin muhtelif yerlerinden bu güreşi izlemek için gelirler. güreşe gelen kişilerin ortak bir giyiniş tarzı vardır. çocuk çocuk, yaşlı genç istisnasız, herkesin başlarında turuncu-beyaz renklerde işlemeli örtüler sarılırdır. siyah deri ceket ve dizlere kadar ulaşan siyah deri çizmeler giyerler. deve sahipleri ise aynı kreasyona ek olarak siyah deri kırbaç taşımalarından farkedilir.

    güreşler daha çok yerleşim biriminin toprak futbol sahasında yapılır. sahanın içinde, güreş meydanının etrafına traktör kasaları dizilir. insanların izlemesi için daha önceden bu kasalar içine sandalyeler koyulmuştur. kasaların olmadığı bölümlerde insanlar ayakta dikilerek ve "yürrü be aslanım, devirirsin sen onu" şeklinde bağıraraktan güreşleri izlerler. çogu zaman rakibinden korkan develer bu ayakta izleyen insanların üzerlerine doğru kaçarlar. arada sırada devenin altında kalanlar, yaralananlar olur.

    http://www.cableturk.com/atca/55.jpg

    büyük bir çogunluk da güreşleri izlemekten ziyade, mangal keyfi ve meyhane düsturunu tercih ederler. zurnadavullu içki masalarından "dövüşün ulan, hoyda bre..." ile birlikte silah sesleri yükselir. saha içinde yüzlerce satıcı vardır. kavurma, döner ekmek, deve sucuğu, çiğer, köfte, kola, ayran, gazoz, şekerleme gibi şeyler satılır.

    güreşlerde develerden ayrı olarak "insan develeri"nin de dövüşlerine tanıklık edilir. içki masalarında "bana niya baktın lan puşt oğlu" gibi sorunlardan, bıçaklaşmaya kadar varan olaylar çıkar. güreş sırasında deve sahipleri de develerinin yenileceğini farkettiklerinde çirkeflik yapıp ortalığı karıştırırlar. birine yumruk atarlar. arbede oluştururlar, böylece kaybetmiş olma rezilliğinden kurtulmuş olduklarını zannederler. develeri yenildiğinde saygınlıklarını kaybedeceklerini düşünürler.

    develer arasındaki güreşler zaman zaman kıran kırana ve zevkli olsa da, çogu zaman yanyana duran, birbirlerinin erojen bölgelerini koklayan hayvanlar olarak kalır. güreş meydanında bulunan, "urgancılar" adı verilen belediye görevlileri, develeri mücadeleye sokmak için iplerle ayaklarından asılıp, zorla dövüştürmeye çalışırlar. ya da eğer herhangi bir devenin güreş sırasında fiziksel bir zarar alacağı farkedildiğinde, aynı iplerle asılarak develeri ayırmaya çalışırlar.

    bir de bu ayırma kararını veren, sürekli mikrofonla izleyenleri coşturmaya çalışan, "hey gidinin develeri...", "buraya iki pehlivan çıktı / biri onun sağ omzundan tuttu / o gün ne şanlı bir gündü", "egenin incisi atça / bütün cengaver develer burda / işte atça deve güreşleri / hoyda bree pehlivanlar" gibi o anda üretilen maniler söyleyen, deve güreşi mastırı yapmış yaşlı amcalar vardır ki günün en komik söylevleri onlardan çıkar. mikrofon açıkken "e hadin gari ağzım kurudu, dövüşüverin gari, bana da ordan bi kadeh rakı verin gari", "uuuooovvv sülooo naber loo", "başkanım deve sahiplerinden biri halı istiyomuş, kazanmamış pzevenk ama..." gibi anonslarda bulunur bilmeden.

    velhasıl her ne kadar canilik gibi görünse de bu güreşler yüzyıllardır süren bir tarihe sahip, bizim, bizle özdeş geleneklerimizdendir. ve avrupa birliğine uyum yasaları nedeniyle, önümüzdeki süreçte tehlikeye girecek bir çok kültür ürünlerimizden biridir.
hesabın var mı? giriş yap