olduğu gibi *
-
an itibariyle ece temelkuran'ın ırkçılık üzerine etkili analizler sunduğu habertürk programı
-
an itibarıyla armağan kuloğlu'nun 20. yüzyıldan katıldığı program.
-
an itibariyle habertürk ekranında referandum konusunun "neden evet neden hayır?" sorusuyla tartışıldığı program. sol taraftaki masada levent kırca, mustafa altıoklar, bedri baykam neden hayır sorusuna cevaplar verirken, karşı masada ahmet yenilmez, şanar yurdatapan ve mehmet uçum ise neden evet konusunda sebeplerini sunmaktalar.
-
yönetilemeyen program. programı sunan kızımız konuşmacıları resmen izliyor, tartışmayı daha aktif olarak yönetmeli.
-
türkiye'nin çok hassas olduğu bir konuyu, vicdani reddi, askeri görev zorunluluğunu tartışmak için televizyona hala "askerliğini yapmayı reddediyorsan vatan hainisin", "asker olmazsa ülkeyi kim koruyacak yeaa", "ben gidip ölüyorsam sen de öleceksin", "bu ülkenin bayrağı neden kırmızı biliyor musun sen?", "biri sana evinde saldırdı, sen cevap vermeyecek misin?" gibi daha aklıma gelmeyen bir çok argümanı öne sürebilen insanları çıkartan program.
abi yıl oldu 2010 hala böyle düşünen var mı demeyeceğim, sokaklar, evler gırla böyle insan kaynıyor da sen programa neden hala böyle insanlar çıkartıyorsun? böyle insanları bir de hayatta bir yerlere gelmiş insanlardan seçiyorlar. ne gerek var lan? git bi sokak arası kahveye, seç bi adam aynı şeyleri söyler zaten.
ben bazı şeyleri hiç anlamıyor gerçekten. -
an itibariyle mehmet çağçağ, yılmaz aslantürk, kaan sezyum ve serdar kuzuloğlu'nun konuk olduğu program.
-
güzel bi kısa film çalışması.
https://www.youtube.com/watch?v=wx7kl7cnhuu -
kendini olduğu gibi göstermek ile olduğundan büyük göstermek (iyi görünmek) birbiriyle içiçedir her zaman. biri varsa öbürü de akla gelir. eşzamanlı varolmuyorlarsa ardışıktırlar büyük olasılık. zikzakları da bir defaya mahsus değildir. yani oldum diyenlere kanmayın, olamıyorum diyenlerden ümit kesmeyin. (bkz: kendini olduğu gibi kabul etmek/@ibisile)
"hüzünlü soğumuş geçmişin acımasına gerek yok"a gelebilsen. olan olduğu gibi iyidir, yeterlidir diyemiyorsun. ben de diyemiyorum. olmuş bitmişe* otobur gibi geviş getirme uyguluyorum.
sevenim var, sevmeyenim var. seven de olur, küfreden de. benim yapacak şeyim yok, olduğu gibi kabul ediyorum, ben benim. bot, matrix, otomat değilim, hele kanatsız melek veya korunmaya muhtaç çocuk hiç değil.
imam nikahlı değil, ayrılık nikahlıyız. önce ayrılındı, acıdı mı acıdı, sonra ayrılık acısı hafifledi, geçti, yeni viteslere takıldı. bu sefer de yeni tür evli, yeni evli gibi olduk. hem ayrı hem çok yakın. bütün karmaşasıyla birlikte onu seviyorum, ama kendi karmaşamı da bırakmıyorum. burada ve şimdiden öte hep olduğu gibi, tipik birliktelikten çıktı, tipik ayrılığa girmedi.
"adrienne cecil rich: ufak tefek, topluca, tıknaz bir kadın, kısa, gür, siyah saçlar, müthiş kıvılcımlar saçan simsiyah gözler ve lale kırmızısı bir şemsiye: olduğu gibi, dürüst ve dobra ve biraz da dikkafalı." sylvia plath - the journals of sylvia plath
"bergman'dan bir örnekle bu konudaki düşüncelerimi daha açıklığa kavuşturmak istiyorum: kaynak* filminde vahşice tecavüze uğrayan kız kahramanın öldüğü sahne beni hep sarsmıştır. ilkbahar güneşinin süzüldüğü dalların arasından henüz ölmekte, belki de ölmüş bir kızın yüzünü görürüz... artık acının zerresini duymuyordur. (...) zira yönetmenin bu çekimde güttüğü tek amaç olayı olduğu gibi yansıtmak, kızın gözkapaklarına yapışıp kalan karların erimediğini göstererek kızın öldüğünü vurgulamak." andrey tarkovski - die versiegelte zeit
"demek ki yaratıcı edim, yarattığı ya da yeniden canlandırdığı birkaç nesne aracılığıyla, dünyayı yeniden ele geçirme ereğini güder. her resim, her kitap varlığın bütünlüğünün yeniden ele geçirilişidir; her sanat yapıtı bu bütünlüğü seyircinin özgürlüğü önüne getirir. çünkü sanatın son ereği de budur: dünyayı olduğu gibi, ama sanki kaynağını insani özgürlükten alıyormuş gibi göstererek yeniden ele geçirmek, yakalamak." jean-paul sartre - edebiyat nedir
"yaşamımız kuşkusuz hep olduğu gibidir: başka bir deyişle hiçbir surette fani değildir. çünkü binlerce yıldır insan aynı fizyolojik ve psikolojik süreçleri devam ettirir, yaşamdaki "ebedi" devamlılık sezgisi kalbimizin derinine işlemiştir." carl gustav jung - aspects of the feminine
"onları oldukları gibi görmeyi öğrenmek gerek, olduklarından da beter yani, her açıdan. bu insanı rahatlatır, özgürleştirir ve düşleyebileceğinizin çok ötesinde bir koruma sağlar. insana bir ikinci benlik katar." louis-ferdinand celine - voyage au bout de la nuit
"burjuva hoşgörülüdür oysa: insanları oldukları gibi sever, çünkü onların olabileceklerinden nefret etmektedir." theodor w. adorno- minima moralia
"kendinden veriyorsun ve durmadan eksiliyorsun. oysa bazı insanlar, oldukları gibi kalarak, elde ederler istediklerini." oğuz atay - tehlikeli oyunlar
"evrenin neden var olduğu şekliyle var olduğuna dair bir dışsal neden bulunmamaktadır." adrian bardon - zaman felsefesinin kısa tarihi
(ilk giri tarihi: 18.6.2017)
(bkz: olduğun gibi/@ibisile)
(bkz: olduğumuz gibi)
(bkz: olduğu kadar/@ibisile)
(bkz: olduğu gibi kabul etmek/@ibisile)
(bkz: olduğum gibi sev beni)
(bkz: olması gerektiği gibi)
(bkz: haliyle) -
afşar timuçin'in aşk beni çağırınca isimli kitabında yer alan şiiri:
kuytularda birden gün kararır
yolcu yorgun iner akşama
ona acı verir bir çocuğun
güzün son güllerini toplaması
eksik yaşanmış bir serüvendir aşk
gölgesinde ıhlamur ağaçlarının
korkunçtur güzel zamanları anlatan
resimlerin duvarda tozlanması
rüzgâra doğru uçan hırçın kuşlar
neyi bulmaya çalışırlar uzaklarda
bir türlü bitmeyen günün bir ucunda
birden açılır akşamsefaları
öksüz kız sessizce ağlar odasında
aşk biter bekleyiş son bulur
aradıkları yaşanmamış umutlardır
ne kadar çağırsan gelmez geriye
sevinçler tükendiğinde bile
ne güzel insanın ben varım demesi
ya da çekip gitmiş sevgiliyi
dün dönüp gelmiş gibi düşünmesi -
olduğu gibi... güler yücel
otobiyografi.
--- spoiler ---
yaşlı kadınlar çoğunlukla pencere kenarında otururlar ve kuşlara ekmek kırıntısı bırakırlar. kuşlar bu kırıntıları tırtıklarken çoğunlukla camdaki kadına bakarlar. yaşlı kadın da ürkektir kuşlar gibi, gitti gidecek yine kuşlar gibi…
kuşlarla konuşurum bazı bazı, derdimi anlatırım. yaşamının ne kadar güzel olduğunu, bir adamı sevdiğimi, şimdi sadece sık sık onun mezarını ziyaret ettiğimi anlatırım. şimdi tek başıma yaşadığımı, tek başına yaşamanın zor olduğu kadar da, son zamanlarda bunun keyfine vardığımı, kuşların da benim gibi çok keyifli vakit geçirdiğini düşünürüm. hayal bu ya, kuşlar da sorarlar: “hayatta yapmak istediğin başka bir şey var mı?” diye.
içimden şöyle geçiririm: “birkaç bahar daha geçirsem iyi olur” ve düşünmeye devam ederim: “kuşlar ne zamanı bilirler bizler gibi, ne de yerleşmeyi; yıllar, aylar onlar için anlamsızdır, hatta ölümü bile bilmezler. kuşlar, sadece uçmayı ve belki de sadece o anda yaşamanın önemini bilirler. özgürlük simgesi olmalarının nedeni, uçmaları değil, gönüllerince yaşamayı bilmeleridir belki de…”
--- spoiler ---
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap