• ikinci dünya savaşının sonuna kadar polonya'nın dış politikasının temel direğini oluşturan fikir akımı. prometheizm'in amacı rus zorbalığı altında yaşayan kavimleri aydınlatıp -malum prometheus'un ateşi çalıp,insanlara vermesi metaforu- söz konusu yayılmacı ve baskıcı devletten -ve halefi sovyetler birliğinden- kurtarmaktır.
    prometheizm özellikle ukrayna'nın kısa süren bağımsızlığında (1918-1922) polonya'nın altın sarısı-mavi bayraklı devletle ittifakının ideolojik backgroundunu oluşturmuştur.
    prometheistler başta ukraynalılar ve beyaz ruslar olmak üzere tatarlar,azeriler,ermeniler,gürcüler,orta asya türkleri,karelyalılar gibi rus olmayan halkların bağımsızlığı için çaba sarfetmiştir.bilhassa dönemin sürgündeki türkistan ve kafkasya kökenli liderleri bağımsızlık mücadelelerinde polonya'dan belki de türkiye'ye kıyasla çok daha fazla destek almışlardır.
    prometheist polonya'nın sembolü ise mareşal jozef pilsudskidir.
  • polonya'nın materyal zayıflık nedeniyle sscb'yi yıkamayacağı için yaratıcı şekilde yöneldiği prometheizm, almanya'nın bizzat materyal gücünden (burnu büyüklükten?) dolayı tenezzül etmediği bir politika olmuştur.

    almanya sovyetlere düşmanlık yaparken kullandığı askeri gücü tamamlayıcı olarak prometheizmi eklemleyebilse, yani saf ırkçılık yerine biraz daha vizyon sahibi bir politika yürütülse, stalin belki de doğu cephesinin gerisinde bir iç savaşı kucağında bulabilirdi. entelektüel ve maddi olarak, sovyet coğrafyasındaki potansiyel ayrılıkçılıkları beslemek, ruslardan* ve türklerden** birkaç birlik kurup bundan salt materyal güç olarak yararlanmaktan çok daha etkili olabilirdi; fakat ukrayna'ya girdiğinde tuttuğunu asan, bölgeyi kolonileştirilecek toprak ve köleleştirilecek ev hayvanından farksız gören göring, alman yönetici elitinin iki adım ötesini hesaplamaktan aciz vaziyetinin (diğer birçok askeri ve politik hata gibi hepimizin şansına) sembolüdür.

    bu politikanın ne kadar etkili ve sovyet yönetici elitleri için bir kabus yaratabilecek potansiyelde olduğunu ise stalin'in halk komiserliği sırasında yaptığı toplum mühendisliği, karıştır-barıştır ve sürekli göç politikaları ile laboratuvar ortamında/masa başında yaratılan orta asya milletlerindeki suni ayrımdan çıkartabiliriz. kendini sosyalist olarak niteleyen bir devletin giriştiği bu gibi ilkel hayatta kalma refleksleri ve ona bağlı emperyalizm ayrı bir tartışmanın konusu.
hesabın var mı? giriş yap