• etki, olageldiği anda, ufacık bir kodu, düşüncenin arkasına bırakır. bu kod ya kalıcı bir şeye, bir hatıraya, bir güdüye dönüşür ya da bir başka kodun yerini almasıyla yok olur. madlen kek proust'a huzur dolu bir not bırakmıştır. belki de yıllar sonra kekin dönüp*, bıraktığı notu hatırlatmasıdır yaşanan haz.
  • (bkz: space cake)
  • muamma.
  • fransizca'ya madeleine de proust seklinde bir kalibi kazandirmistir bu kek. insani bir anda gecmisteki bir ana goturen bir koku ya da tad icin kullanilir. herkesin hayatinda farkli madelaine de proust'lari vardir. gecmisteki anlarin sihirli anahtarlari gibidir cogu zaman bu cagrisimlar..
  • sıkı kafa yaptığına göre içinde harbiden esrar olabilir.
  • --- spoiler ---

    halamın ıhlamura batırıp bana verdiği bir parça madlenin tadını tanır tanımaz (bu hatıranın beni niçin bu kadar mutlu ettiğini henüz bilmediğim ve bunu keşfetmeyi çok sonraya erteleyeceğim halde), léonie halamın odasının bulunduğu, sokağa bakan eski gri ev, bir tiyatro dekoru gibi gelip annemler için yapılmış olan, arkadaki bahçeye bakan küçük eve (o ana kadar gördüğüm tek kesite) eklendi; evle birlikte, sabahtan akşama, her mevsimde kent, öğle yemeğinden önce beni gönderdikleri meydan, alışveriş yaptığım sokaklar ve hava güzel olduğunda yürüdüğümüz yollar da yerlerini aldılar. ve tıpkı japonların, suyla dolu bir porselen kaseye attıkları silik kağıt parçalarının, suya girer girmez çözülüp şekillenerek, renklenerek belirginlik kazandığı, somut, şüpheye yer bırakmayan birer çiçek, ev, insan olduğu oyunlarındaki gibi,hem bizim bahçedeki, hem m.swann’ın bahçesindeki bütün çiçekler, vivonne nehri’nin nilüferleri, köyün iyi yürekli sakinleri, onların küçük evleri, kilise, bütün combray ve civarı şekillenip hacim kazandı, bahçeleriyle bütün kent çay fincanımdan dışarı fırladı.

    --- spoiler ---

    zamana direnip, değişmemiş olmasıdır. (diren ve efsane ol madlen!) böylesi bir lezzet, yılları buruşturup çöpe atacak, geriye doğru yapacağınız o imkansız sıçramaya olanak sağlayacak, "unutuşun tunç kapıları"nı yerle bir edecektir. "anlatmak için yaşayan" insanın, en değerli hazinesi olan hatırlayışlarının tetiğini çekmek üzere, böylesi bir sabite, bir tada, bir kokuya, bir dokunuş yahut deja vu'ya ihtiyacı var demek ki.
  • proust zamanı kaybetmemistir aslında ve dünün olmadığından bahseder aslında. dünü anlatırken bugünü anlattığını soyleyebiliriz. burda penelopenin ağı bizi madlen episoduna götürebilir.unutmak için ördüğü ağı söker penelope ve hatırlamak için tekrar orer . kitapta yaptığı geçmiş anlatımından bunları anladim.ve bergson hatıralar yoktur der çünkü yok olmuşlardır .aslında hatıraları biz yaratiriz . bu yüzden aynı ani paylassak da biriyle tek bir hatıra oluşmaz. proust zamanın pek çok tanımını kullanır romanlarda burda dünün yok olduğu olayı bize madleni açıklar .aslında olanlar olacak olanlardır . yani bugün olan birşeyi yarın onun somut varlığı olmasada onu yaşatan herhangi bir nesne bize gelecekte onu tekrar geri getirebilir.unutmak için yaşarız ve hatirlamak için unuturuz..
  • "bir tarak midyesinin oluklu çenetleri arasında biçimlendirilmiş gibi görünen o kısa, tombul kekler", proust'un önemli konular ve üslupsal düşünceler oluşturmak için karakterler hakkında ilk bakışta önemsizmiş gibi görünen otobiyografik ayrıntıları nasıl kullandığının mükemmel bir örneğini temsil eder. serideki önemi ve esrarı budur.
  • (bkz: mantarlı kek)
hesabın var mı? giriş yap