*

  • oyun oynarken save edince o save game'e bir isim verilir ya, şarkılar da aynen bu işlevi görüyorlar.. ne zaman o şarkı çalsa load game olur.. kimi zaman acı koyar bu loadlar kimi zaman güldürür..
  • (bkz: sanirim bize bir sey anlatmaya calisiyor)
  • her ne kadar bir genelleme yapma taraftarı olmasam da kendi açımdan hayattaki acı tecrübelerin dinlenilen bir şarkı vasıtasıyla hatırlanması olayıdır. misal vermek gerekirse kenan doğulu'nun bir kereden hicbir sey olmaz* isimli şarkısını ne zaman duysam gençliğimdeki başarısızlığa uğramış sex tekliflerimi hatırlar ve acılı bir ifadeyle uzaklara bakarım.
  • (bkz: belirli donemleri hatirlatan sarkilar)
  • bazen sakin sakin o şarkıyı dinlerken, başınıza öyle bir şey gelir ki, o olaydan sonra hayatınızın akışı değişir. o günden sonra o şarkıyı ne zaman duysanız, size o günü hatırlatmakla kalmaz, alır bir de götürür o zamana, o şehre.. şarkı bitip geri döndüğünüzde ise bir süre yorgun hissedersiniz kendinizi.. uzun yol yorduğu için olsa gerek..*
  • "çoktan unuturdum ben seni çoktan
    ah bu şarkıların gözü kör olsun"
  • sözkonusu şarkıyı dinlemeden önce de hatırlayabildiğiniz o an, bu şarkıyla öyle bir renklenir, anlamlanır ki aslında o hatıraya ait duyguların o şarkıya yüklenmiş olduğunu ve onsuz siyah beyaz bir fotoğraftan ibaret zamanın onunla tekrar yaşamınızdan bir parçaya dönüştüğünü anlar ve dumur olursunuz.

    dolayısıyla geçmişi yad etmenin en güzel yoludur şarkılarla hatırlamak.
  • zaman makinesi resmen. o zamanın görüntüsünü, sahnesini, yürünen koşulan soğuk ankara batıkent yollarını kokusuna soğuğuna kadar hatırlatır; askerlik sonrası işsiz 4 ayı evde portfolyo-cv hazırlayarak, internetten iş başvurusu yaparak, sabah ankara soğuğunda uzun yürüyüşlerden sonra sıcak evde anne baba kahvaltısı ile ısındıktan sonra rahat koltukta internet başında kah uyuyarak kah film izleyerek geçirdikten sonra akşam üzeri soya sosundada bekletilmiş kurutulmuş et parçaları, beyaz peynir ve kavrulmuş badem ile bir şişe roze şarabı bitirip, tunus caddesi'ne çıkıp, james cook, newcastle, london pub, retrox'a değişen sıralarda girip bira içmek, 3. mekandan sonrasını hatırlayamamak, ertesi sabah spor yaparken neden o kadar içtiğine küfür etmek.

    eric johnson - srv
  • (bkz: everytime i look at you)
hesabın var mı? giriş yap