• 1842 new york dogumlu ne olacagini bilemeyip sonunda psikoloji ve felsefe profesoru olmu$ $ahis.. pek cok kitabi $uyu buyu vardir.. 1910'da akut kalp geni$lemesi yuzunden ölmüştür..
  • en bilinen işleri pragmatizm adlı kitabı ve bir de inanma arzusu* adlı denemesidir bu kimsenin...
  • daisy miller'ın yazarı henry james'in kardeşi.
  • if you believe that feeling bad or worrying long enough will change a past or future event, then you are residing on another planet with a different reality system.

    william james
  • wilhelm wundtun ardından cambridgede laboratuvar kurmuş, lakin wilhelm amcadan az geri kaldığından psikoloijinin babası ünvanını rakibine kaptırmıştır.
  • "insanın dünyadaki durumu, kedinin kitaplıktaki durumu gibidir; görür ve duyar ama hiç bir şey anlayamaz." sözünün sahibi amerikalı filozof.
    (bkz: amerikan pragmatistleri)
  • william james,wundt'çu metod olan yapısalcılığın muhaliflerinden birisidir.amerikan yaşam ytarzının pragmatik yapısı ve darwin'in soylar üzerine görüşleri,onun psikolojiyi nasıl yorumladığını tanımlamaktadır.james,zihnin yapısal unsurlarına ayrıştırılması yerine daha verimli bir metod olan işlevselciliği ortaya atmıştır.işlevselcilik büyük ölçüde darwin'in adaptasyon ilkesini temel almaktadır.bu ilke uyarınca insan zihni özelliğini çevresel şartlara uyuşumu ile kazanmaktadır.yani zihin kısacası algıyı belirlemekte olup pasif değil aktif bir unsurdur.bunun yanı düşüncelerin varlıksal değerini onların yarar sağlama kapasiteleriyle doğrudan ilişkili olduğunu savunan james,amerika'da psikolojinin yaygınlaşmasına büyük katkıda bulunmuştur.
  • 'kişinin, hayatın zorluklarına göğüs germesine yardımcı olan, onun için yararlı olan her inanci doğrudur' diyerek bir anlamda kendince tanrının varlığını ispatlamış, 'ayıyı görüp korkar ve kaçmayız, ayıyı görür, kaçmaya başlar ve vücudumuzdaki fizyolojik değişiklikler nedeniyle korkarız' gibi bir inanca sahip, genellikle felsefeci kimliğinden dolayı diğer psikologlara fark atarak, tavuk mu yumurtadan yumurta mı tavuktan çıkar tarzı teorileriyle zamanın tutucu bilim adamlarını farklı düşünmeye teşvik etmiş, pragmatizm dayanaklı ana görüşüyle tam bir amerikalı olan, sigmund freud ve wilhelm wundt ile birlikte psikolojinin 3 babasından biri.
  • "a great many people think they are thinking when they are really rearranging their prejudices." demistir ve bence cok dogru soylemistir
  • tum bipolarligina ragmen seviyorum kendisini. tarihsel figurlerden kankamizmis gibi bahsede bahsede kirmak gibisi var mi ayol kafayi? prescientific denen psikolojinin bilim ol-a-madigi donemdeki iki ana akimin * * birinin babasidir, ki bu akim nedir? evet dostlar evet, functionalism. kisaca james'cigim diyor ki, bakin gencler, darwin'i severim, teorileri olsun, kisiligi olsun bambaska biri. bu nedenle herhangi bir zihinsel ya da davranissal surecin* islevselligine bakmaliyiz. yani dusunuyoruz, koku aliyoruz, neden? cunku bunlarin bir islevi var, adaptasyonu arttirdigi icin bunlari yapiyoruz (biz bireyler olarak degil, ture ait ozellikler anlaminda) kafasinda, functionalism akiminin kurucusu oluyor.

    bu adam bugun freud'un yerinde degilse, tek nedeni saglik sorunlari. zamaninin buyuk kismini hasta olarak geciriyor, daha dogrusu sarkacin depresif tarafinda buyuk cogunlukla. "aldigim ilk psikoloji dersi, benim verdigim psikoloji dersiydi" demesine bakarak, alani kavramsal olarak hoblatmaktan hoslanan biri oldugunu da gonul rahatligiyla soyleyebiliriz.

    depresyonda olmadiginda sarkacin diger ucunda, sinifa giriyor basliyor serbest cagristirmaya. hatta bir rivayete gore bir keresinde ders verirken o kadar egleniyor ve maymunluk yapiyor ki, ogrencilerden biri mudahele edip kendisini ciddiyete davet etmek geregini duyuyor. artik demek nasil sikici bir ogrenciymis, nasil kaynatmis beyni diploma askiyla ki ciddiyete davetler filan yapiyor, hey gidi. artik kendisini bu durumlar mi tetikledi manianin yarattigi deha durumu mu bilmiyorum, donem sonu degerlendirmesi fikrini de ortaya ilk atan ve uygulayan yine james, "bebegim beni ciddiyete davet ediyorsan ben de seni alacagim degerlendirme ortalamasini gormeye davet ediyorum ki ne kadar sikici oldugunu anla" anlaminda bir hareket bence. ben sinifinda ogrenci olsam, nur'ol diye alkislardim.

    sonucta her ne kadar mary calkins'e veremeyecegi bir dereceyi soz vererek harvard'a kendi doktora ogrencisi olarak almis olsa da, ve dahi harvard bu dereceyi sadece kadin oldugu ve doktorayi birinci bitirmesine ragmen mary'ye vermemesine ragmen, neredeyse eminim ki mary'ye bir sans daha verilse "koy gotune derecenin" deyip yine doktora surecini james'in ogrencisi olarak gecirmek isterdi. zira adam mary'yi harvard rektorunun, ve dahi sinifta bir kadin var deyip protesto ederek sinifi terk eden gotleklerin itirazlarina ragmen aliyor programa, hatta daha da cosup "terk mi ediyorsunuz, o zaman sktirin" tavrina girip her ders "ayyy sinifta kadin vaaaar" diye igrenerek kacan tum -dikkat tum- erkek ogrencilere ragmen, dersleri tek ogrenciyle, yani mary'yle yurutuyor. bu ozel ilgi sonucunun da payi olsa gerek, mary tum sinavlar ve dahi yeterlik sinavlarinda mevcut herkesi hoblatarak birinci bitiriyor, ama harvard acikca "sana harvad derecesi veremeyiz, ama radcliffe college -sadece kadinlar icin-dan derece versek?" gibi bir serefsizlige kadar tirmandiriyor durumu. sonucta mary bu dereceyi aliyor, apa*'in ilk baskani ve hafiza alaninda onemli bir arastirmaci oluyor. mary'yle james'in iliskisi yoktuysa diplomami yerim diye magazine baglayip bitirsem, james mezarinda ters doner mi? mania'daysa guler bence, depresife bagladiysa da, zaten ulasilamiyor olacagina gore sorun etmez saniyorum. sonuc olarak siradisi kisilik kavraminin babasini aglatmis, cogu bilim insanina ilham vermistir. koc gibidir.
hesabın var mı? giriş yap