• her ailede yeri geldiğinde kıllı durumların üstesinden gelmekle yükümlü tutulan en az bir tane olmuş ya da olmakta olan erkek cinsidir....
    iyi ya da kötü, babalarınız, dedeleriniz, kadınsanız kocalarınız veya gelecekteki kocalarınız ya da siz veya gelecekteki siz bu sınıfa girmek durumundalar... ama, ne kadar ?
    bu insanlar için genellemeler yapmak çok büyük bir hatadır ve bir eldeki bütün parmaklara orta parmak demek gibi bir şeydir. hadi gelin biz buna orta parmak sendromu diyelim. bu sendrom, kişinin hayatı boyunca hep orta parmak görmesinden kaynaklanmaktadır ki, o kişiye de üzülmekten ve zaman içinde kendi sistemini kurduğu zaman kendi aile babası tanımını geliştirmesini ummaktan fazlası elden gelmez...
    peki, nedir aile babası ne iş yapar bu adam baba olmanın dışında - ki üreme becerisi olan herkes baba olabilir ama, aile babası olarak adlandırılamaz...
    aile babası, yeri geldiğinde canı pahasına ailesini koruyacak, sevgi ve saygısını esirgemeyecek kişidir. aile bireylerine anlayışla ve sabırla yaklaşabilecek, onların çıkarları için yeri geldiğinde eşekler gibi çalışıp köpekler gibi yaşamayı göze alacak insandır.
    evine götürecek topu topu sadece iki lokması olduğunda, o lokmalara kendisi dokunmayan adamdır.
    aile babalarının çizgili pijama giymeleri, biraz önce bahsettiğim orta parmak sendromu ile alakalıdır.
    benim babam, tam bir aile babası idi, ailesini seven, koruyan, yeri geldiğinde hayatını ailesi için ortaya koymaya hazır... ve inanır mısınız, hayatında üzerinde çizgili pijama görmedim... fahişelerle de bir yaklaşımı olması ihtimalini düşünmedim, ki, memur maaşı ile evine girecek iki lokmayı af buyurun sikinin keyfine yatıracak bir tabiatı yoktu. muhtar zekası denilen zeka türünü hayatında tanımamıştı, bizim mahallenin muhtarının dışında muhtarlarla işi de olmamıştı...
    velhasıl kelam, aile babası tanımına böyle aşağılık bir anlam yüklenmesi konusunda, sadece orta parmak sendromu işin içinde olduğundan, bunun geçmesini dilemekten başka bir şey gelmiyor elden...
    tanrı sahip olmayanına da tez zamanda adam gibi bir aile babası nasip etsin...
  • bunlar tercihan cizgili pijama ile piknik yapan insanlar durumundadirlar. ancak cizgili pijama giymeyenleri de vardir. hatta cizgili pijama giyenler – belki de sinifsal nedenlerde ya da en azindan kendileri ile tutarli olduklari icin – giymeyenlerden daha sevimli gelir insana. araba kullanirken burun karistirmak, kirli coraplarini israrla divanin altina atmak, karilarina esin dostun yaninda hakarete varan sifatlarla hitap etmek bu cinsin bayildigi davranis bicimleri arasindadir. biyikli, gobekli ve sipidik terlikli olabilirler. gurultulu bir sekilde guler, agizlarini kapamadan yemek yer ve minibuse bindiklerinde bacaklarini yanlarindaki kadinin oturdugu yerde buzulmesine neden olacak sekilde iki yana dogru acarlar. beyaz turk olanlari biyiklarini keser ama terlikli-tesbihli kabadayiligi zihinlerinde tasirlar. boyle bir cinsimizdir bu. ne kadar evli falan olsalar da akillari hep baska kadinlardadir. rahibe kadinlarla evlenir, fahise kadinlarla – bu sizoid bolunmenin mensei onlardir zaten - metres hayati yasarlar. kazara tersini yaptiklarina inanirlarsa muthis mutsuz olurlar; herkes yerini bilmelidir, netekim. muthis pragmatiktirler ve kafalari pratik islere calisir daha cok. muhtar zekasi lafi bu adamlar icin yaratilmis gibidir. kimi baska kadinlarla dusup kalkmayi becerir ve bununla ovunur. kimi ise beceremez, becermis gibi yapar ve yine ovunur.
  • "bir ülkede kafeterya açılmasını bile revizyonizm diye adlandıran, katı, gerçekle bağdaşmayan bir toplumcu düşüncenin savunucuları. ileride bürokrat ya da teknokrat ve küçük burjuva aile babaları olacaklar. devrimcilikleri gençlik, üniversite yıllarında kalacak." tezer özlü - çocukluğun soğuk geceleri
  • anton çehov‘un bir hikayesi. ruslardan farklı bir toplum da olsak alkolün insan üzerindeki etkisi, özellikle de aile içindeki etkisi aynıdır diyebiliriz. alkolik bir babanın alkollüyke. eşine ve çocuklarına yaptığı vicdansızlıkları daha sonra ayıldığında ise çektiği pişmanlığı anlatan bir hikaye.
  • "ailesine bakmayan adam adam değildir."

    (bkz: vito corleone)
  • bir adam aile babası olur mu olmaz mı anlamak için kendi ailesiyle olan ilişkilerine bakmak gerek önce. yanlış anlaşılmalar olmasın diye önceden söylüyorum kastım darmadağın aile ilişkileri olan erkek değil. gayet normal ilişkileri olan, ilgili sayılabilecek ailelerin erkek çocuklarına bakmak lazım. eğer o adam haftada bir bile ailesiyle konuşmaktan sıkılıyorsa, aile onun için oralarda bir yerlerde yaşayan insanlarsa, ölseler ne yaparım bilmiyorum ama yaşamaları da benim hayatımı pek etkilemiyor türünden davranışlar sergiliyorsa siz bırakın iyi aile babası olmayı; o adamdan aile kurmasını bile beklemeyin bence. çoğu da evliliğe tepkili tipler olur zaten. tepkili olmayıp evlenenlerin ise genelde sadece adı evli olur malesef. yanındaki insanlar için de ailem değil de karım ve çocuklarım der sadece..

    bir erkeğin annesini ne kadar özlediğine, ona nasıl baktığına dikkat edin kızlar. cicim ayları geçtikten sonra size de aynen öyle bakacaktır..
  • mutlu bir zavallı modeli.
    (model olması şart değil, soluk alıp verebileni de canlı cenaze şeklinde olabiliyor)
  • genellikle eşleri dahil bütün aileye babacan davranan insanlar oldukları için "aile babası" olarak tanımlanırlar. aslında sadece çocuklarının babalarıdır.yok gerçekten de bütün ailenin babası onlarsa büyük bir toplumsal sorunun ortasındalar demektir (bkz: ensest)
  • aklı dışarıda olmayan, eşine sadık ve çocuklarına bağlı adam karakteri. yani aile yaşamına uyumlu yetişkin evli erkeğin tanımı. sosyal yaşamında erkek erkeğe dışarı çıkmak dışında, eşiyle baş başa veya ailesiyle program yapmaktan da keyif alan bir karakterdir.

    ayrıca bu kalıbın 35 yaş altı erkeklere uyduğunu düşünmüyorum, çünkü o kadar erken yaşta evlenip aile babası rolüne girmek, çok gençken eğrilti kalabiliyor. ancak 35 yaşını geçmiş her erkek de böyle olmalı diye bağnaz bir genelleme yapma peşinde de değilim.
hesabın var mı? giriş yap