• 50 karakter sınırına takılmasa,"akp döneminde güvenilirliklerini yitiren önemli kurum ve kuruluşlar" olarak açılacak başlık. şimdi bir düşünelim;

    ösym: eskiden en güvenilir kurumlardan biriydi, son yıllarda her sınavda şüphe var. hatta yargının hesap hatası sebebiyle yürütmeyi durdurduğu bir sbs sınavı bile mevcut. sınavlar hakkında sürüyle itiraz dilekçesi yazılır oldu. vatandaş mağdur. şifreli cevap anahtarları, soruların çalınması da yakın dönemin utanç kaynakları.

    medya: gezi olaylarında penguen belgeseli gösterecek kadar düşen, halka doğru bilgileri vermeyen/veremeyen bir medya var. iktidarı eleştirenler işinden oldu, şakşakçılar danışman. öyle baskı altında ki, reyhanlı'da 53 vatandaşımız parçalanarak öldü, yasak geldi, tek satir yazamadılar.

    polis: sokak ortasında kameralar önünde mermiyle ethem'i vurdular, ali ismail'i döverek öldürdüler.. sadece gezide değil, yakın geçmişte hopa'da yaşananlar, ankara'da tekel işçilerine yapılanlar, öğretmenlere yapılanlar, cumhuriyet bayramını kutlayan vatandaşlara yapılanlar var akıllarda. savcı operasyon emri verir, gitmezler.. üstüne bi de akp de güvenmiyor artık polise, son haftalarda binlercesinin yerini değiştirdiler..

    yargı: ergenekon'da, deniz feneri'nde, balyoz'da, gezi'de, tutuklu milletvekillerinde, tutuklu gazetecilerde, uludere'de sınıfta kalıp toplumun büyük kesiminin güvenini kaybettiler, simdi de yolsuzluk soruşturmasında hem akp destekçilerinin, hem de muhalefetin güvenini kaybetmeye devam ediyorlar.. ayrıca, bi de tecavüz davaları, kadına şiddet davaları, sivas davası kararları var. usulsüz dinlemeler, kurgu şüphesi ağır dosyalar, özel yetkili mahkemeler, gizli tanıklar var, adil yargılama yok!

    mit: oslo sürecinden bu yana tam bir çöküş içerisinde vatandaşın gözünde. başbakanın kanatları altına iyice girdiler. koskoca efsanevi mit, oldu sana silah kaçakçısı. onu da eline yüzüne bulaştırıp yakalandılar kaç kez. uludere'de doğru istihbarat yok, reyhanlı'da istihbarat yok, parçalanarak trajedi içerisinde ölen vatandaşlar var!

    askeriye: ergenekon ve balyozda hem reel hem de psikolojik anlamda epeyce yıpratıldı. üstüne bir de afyonkarahisar'daki patlama, uludere gibi çok acı olaylar yaşatıldı. eskisi gibi güven veremiyor. hava kuvvetlerinde pilot, deniz kuvvetlerinde amiral kalmadı. 2014 yılının başından bu yana 47 pilot istifasını vermiş.

    dış işleri: son zamanların en kötü dış politikalarından biri sanırım ülkemizinki. mısır, suriye, libya, arap baharı fiyaskoları ortada. özellikle suriye konusunda o kadar kötü bir politika izlendi ki resmen rezil rüsva olundu. bu ülkenin başbakanı, suriye'deki muhaliflerin liderini tuttu kolundan, getirdi türkiye'ye, çıkardı otobüsün üzerine, sığınmacılara "bütün dünya bu kardeşimizin liderliğini kabul ediyooööör" diye seslendi ya la.. ne olursa olsun, bir başbakanın muhatabı, diğer ülkenin resmi iktidarıdır! sen nasıl bir muhalif lideri tutup bunları söyleyebilirsin? sana suriye'nin liderini belirleme hakkını kim veriyor? hayır bi de kepazelik devam etti, dediler 3 ay içinde esad devrilecek, 3 ay sonra dünyanın lider kabul etti dediği muaz el-hatib istifa etti :) üzerinden yıl geçti, esad daha da güçlü. kimse esad'ı özellikle kimyasal silah ve son fotoğraflar ortaya çıktıktan sonra savunduğumu zannetmesin ama bu politika yürümez kardeşim. zaten ağız paylarını ala ala ağızlarda yer kalmadı. van minüt rererö diyerek dış politika olmuyor. efektif olacaksın! bak antakya'da huzur kalmadı senin yüzünden, millet kan ağlıyor her yanımız terörist doldu, sokağa çıkamıyoruz diye. sen önce yaptığın bu işi bi düzelt. yabancı gazetecileri azarlamayla olmuyo maalesef.

    merkez bankası: artık zerre güveni kalmadı. dolar 2 tl'yi geçmez diyen başkan, bugün dolar 2,30 tl'yi geçmesin diye 3-4 milyar dolar olarak belirtilen bir müdahale etti ki bu son zamanların en büyük müdahalesi, sonuç; dolar 2,30 tl'yi geçti. şaka gibi. bu kaybolan paralar bizim paralarımız, halkın parası.

    trt: zerre güven vermeyen bir kanal haline geldi. buz patenini yasaklar, iktidarın keyfine göre haber yapar, sunucu kovar, adam kayırır, yalan görüntülerle haber çıkarır. (bkz: trt'nin meksika'daki cinayeti suriye'ye mal etmesi) sözde halkın kanalı.

    bakanlıklar: bu kadar yolsuzluklara bulaşıldı, hala durum kotarılmaya çalışılıyor. 4 bakan koltuk kaybetti, başkaları hakkında iddialar devam ediyor.. yargı'yı bakanlığa bağlamaya çalışıyorlar.. valla nasıl bir sistem, nasıl bir anlayış anlamak mümkün değil.. ihaleler vatandaşın paralarıyla yandaşlara gidiyor, dur durak bilinmiyor, vatandaş sus pus izliyor ceplerinden çıkan paranın ufukta kayboluşunu.

    halk bankası: genel müdürü içeride, hem de evinde milyon dolarlar ile yakalanarak. kim bilir kimlere ne krediler nasıl verildi, daha bilmediğimiz neler var. zerre güven yok!

    spor: güreşçiler, atletler, halterciler dopingli, futbolu şikeli. artık heyecanla bir müsabaka/yarış izleyemiyoruz zira nası olsa 3-4 ay sonra madalyalar geri alınıyor. iktidar, her katıldığı spor organizasyonunda yuhalanır oldu. en son mersin'de bütün biletleri aldılar da yuhalanmaktan kurtuldular.

    cumhurbaşkanı: koskoca cumhurbaşkanlığı makamı oldu sana onaycı ve gezmeci tozmacı.. kameralar karşısında "ben ne yapabilirim ki" diyebilecek kadar etkisiz. hakın artık cumhurbaşkanlığına eskisi kadar saygısı yok. arada akıllara geliyor işte cumhurbaşkanı bir şey dese diye, bakıyoruz ki olacak bir şey yok, vazgeçiyoruz. geçen bir zaytung haberi vardı. bu yolsuzluk operasyonu ile ilgili cumhurbaşkanı bir tv kanalına canlı yayına çıktıktan sonra, zaytung "cumhurbaşkanı katıldığı programda gazetecilerden bilgi aldı" diye yazmıştı. heh işte, gerçek zaytung haberi.

    başbakan: bir başbakan iki erdoğan videosunu izlemek yeterli..

    valla artık idare edilecek bir noktada değiliz. ülkenin en önemli kurumları şaibe ve güvensizliklerle doldu. biz, vatandaş olarak artık temiz, şeffaf bir bürokrasi istiyoruz. ülkenin tutulacak dalı kalmadı, en önemli kurumları ateşten gömlek halinde, neresinden tutsan elinde kalıyor. aslında bu durum git gide kaosa doğru evriliyor.

    artık şu motto'yu da değiştirelim, "yiyor ama çalışıyor" değil, "hem yiyor, hem de kötü çalışıyor".

    edit: ihatenicknames uyardı, sbs'yi ösym değil, meb yapıyormuş. listeye bir ilave daha geldi yani.
  • (bkz: devlet)
  • özene bezene yazılan her bir kuruma sonuna kadar katılarak, ösym kanalından ayrıca hayatımın içine eden güvesizliktir.
  • (bkz: cemaat)
  • birazcık bilinçli bir vatandaşın hükümet karşıtı olması için yeterli sebep yaratan kurumlardır. her şey bu kadar ortadayken nasıl hâlâ akp taraftarı vatandaşlar barındırabildiğimizi anlayamıyorum. bu yolsuzlukları da geçiyorum, ülkenin yürütme organını kullanan bakanlarımızın sosyal medya hesaplarından yaptıkları açıklamalar, ağızlarından çıkan her bir söz bile trajikomik. resmen sivilceli ergen kafasıyla yönetilen bi ülkede yaşıyoruz. adamlar ya birilerine laf yetiştirme peşinde ya da çalıp çırpma. üç maymunu oynamak bizim halktan sorulur herhalde, çok başarılılar o konuda.
hesabın var mı? giriş yap