aynı isimde "akrep (dizi)" başlığı da var
  • acıklı bir hikayesi vardır. aşkı yelkovana 24 saatte sadece 24 kere erişip, sadece kokusunu alıp uzaklaşır.. onun için her zaman ayrılık vaktidir. işte sırf bu yüzden, pili bitmiş veya bozuk saatlerimde hep kavuştururum ben sevenleri.
  • orta anadolu'nun güney taraflarında buna kel böcü ya da kel böcek de derler.

    not: buradaki 'kel', 'kötü' anlamında.
  • mirketlerin sosyal yaşam konusunda çok iyi olduğunu biliyorum. elemanlardaki bakıcılık, hısım akraba sevgisi, ebeveynlik, komün halinde yaşama, birbirine destek olma, arka çıkma, vb. yapılar henüz insanlarda yok, o derece. sırtlanların grup halinde baskı uygulayarak aslanı, leoparı yıldırması, çitaların sürünün en zayıf olanına saldırması, bizon sürüsünün gençleri korumak için geride yem olarak hasta, yaşlı üyelerini bırakması, vb. sürüyle hayvan zekası örneği sayabilirim size. çoğu zaman biz insanlarda olmayan şeyleri onlar da görüyoruz, mesela suyun içinden tükürüp yukarıdaki örümceği suya düşürüp yiyen balık var, bunu yaparken de suyun, havanın kırılma indislerini hesap edip ayarlama falan yapıyor.

    ama dönüp bir de akrebe bakıyorum, şaşırıyorum arkadaş. etrafına bir ateş çemberi yapıyorsun elemanın tak diye sokup kendini öldürüyor! bu mu yani? akrep zekası bu mu? bu mu yapabildiğin? durumlar karşısında aldığın tavır, mücadeleci yanın bu mudur? ateşi gördün, tak vur iğneyi öl.

    tuh allah belanı versin senin ya, bir de dövmeni falan yaptırıyoruz senin basiretsiz orospu çocuğu.
  • akrep kelebek gibi güzel değil, zaten kelebekler de yakından bakınca güzel değil.

    dün akşam bir tanesininin sesini duydum, çıtı çıtı çıtı diye sesler çıkararak yürüyomuş, ayağıma değen şey nedir diye baktığımda gördüm. mikro bir panikten sonra tevkif ettim kendisini, boş bir silindirik dvd kutusuna koydum şimdilik. bir tane de sinek buldum bir şekilde, verdim, yiyor.

    daha önce de akrep beslemiştim, camın önünde unutunca kavrulmuştu önceki. bu sefer daha dikkatli olacağım. küçük bir akvaryum yapıp, besleyeceğim.
  • evimin salonunu bir şekilde işgal etmiş olan tuhaf yaratıklar... ekim ayı başından beri yaklaşık 2 cm boylarında genelde saydam beyaz gibi bir renge sahip olan akreplerin ölülerini buluyorum koltuk-kanepe altlarında... en son 2-2,5 cm boylarında rengi kahverengi-siyaha çalan bir tanesinin ölüsü ile de karşılaştım bugün... bunların ortaya çıkma mevsimi midir nedir anlamadım... neyse ki gördüklerim hep ölüydü... ama yine de 3 şişe detan maxi alıp deli gibi evin her yerini böcek ilacı ile yıkadım, umarım işe yarar da yuvaları neredeyse orada telef olurlar ben de bir daha ne ölüsü ile ne de dirisi ile karşılaşmam bu mahlukatların...
  • öncelikle (bkz: burç/#29880075).

    akrep, su grubunun sabit ve yönetici burcudur. güneş ortalama 23 ekim' de akrep burcuna girer ve 22 kasıma kadar burada kalır.

    akrebin yöneticisi olan gezegen, pluto, gezegenlikten düşürüldükten sonra bu burcun yöneticisi olarak mars' ın adı anılır olmuştur; fakat bu da pek doğru değildir. aslında bu gezegenlere isimleri rastgele verilmediği gibi, gezegenler de burçlara rastgele dağıtılmamıştır.

    akrebi tanımaya aslında burçların, tarotun öyküsünü anlatmakla başlayabiliriz. tarotun büyük arkanası, deli' nin yolculuğunu anlatır ve bu yolculuğun yirmi bir durağının on iki tanesi burçları simgeler. tarotun on üç numaralı kartı, ölüm, akrebi simgeler. bu sebeple bu yazıyı okurken ölümü ve akrebi bir düşünürsek, bu iki kavramı daha iyi algılayabiliriz.

    pluto, veya hades yeraltının tanrısıdır. ancak bu tanrı ölümü yönetmez. mars veya ares ise savaş tanrısıdır. savaşı ölümle ilişkilendiriyor olsak bile, mars yine de ölümü yöneten tanrı değildir. unutmayın ki savaş, daha ziyade iktidar ve güç arzusuyla ilgilidir ve bu da koçtur, akrep değil.

    mitolojiyi bilirsek, tanrıların insanın kaderlerini değiştiremezler. her birimizin nihai kaderi olan ölümün de bir yöneticisi yoktur. yani, bu açıdan baktığımızda akrebin yönetici bir gezegeni olmaması akrebin doğası gereğidir.

    akrep neden sevilmez? çünkü akrep, ruhumuzun en derin noktasından gelen ve bizim de çoğunlukla orada kalmalarını (veya oraya gömebilmeyi) umduğumuz duygularımızı simgeler. akrep, bu duyguların simgesi olduğu gibi aynı zamanda esiridir ve mantık bir kez devreden çıktığında, tamamen duyguların yönettiği bir insan gerçekten de korkutucu/sevimsiz olabilir.

    akrep, bize/diğerlerine duygularımıza teslimiyetimizi ve onların karşısında olan çaresizliğimizi hatırlatır. keza ölüm de böyledir, onu kabullenir ve karşısında teslim oluruz.

    su grubu burçları, duygunun, hassaslığın ve empatinin burçlarıdır. bu grubun yöneticisi akreptir ve diğer ikisi akrebin iki kutbunu teşkil eder. akrep nedir dersek, bu entry' de birkaç kez belirtildiği üzere akrep duygudur ve duygularının esiridir. esir olunan duyguların rengine göre karşınıza tutkulu bir aşıktan, intikam peşinde koşan bir çatlağa kadar her türlü insan çıkabilir. ki burada akrebin kişiliğini oluşturan duyguların daha keskin ve dramatik duygular olduğunu görebilmekteyiz: kıskançlık, aşk, pişmanlık, intikam... vb gibi.

    madalyonun diğer yüzüne baktığımızda, ölüm de bizi bu duygularımızla baş başa bırakır. kaybımızın acısı, zamanında söyleyemediğimiz sözlerin pişmanlığı ve hepsinden de öte korku. nasıl ki ölüm canlılığın doğal koşuluysa, tarotun da en önemli kartlarından biridir ve aynı şekilde akrep de burç sisteminin merkez taşlarından biridir. ölümsüz bir hayatla duygusuz bir yaşam arasında hiçbir fark yoktur. duygularımız çoğu kez bizi zayıf kılsa da bizi insan yapan en önemli özelliklerimizi teşkil eder. yoksa teorik olarak da olsa bir makineye daji "düşünmek" öğretilebilir; ancak bir makinenin hissetmesini sağlayamayız. benzer bir şekilde er ya da geç ölecek olmak da yaşamayı anlamlı kılmaktadır. herkes nasıl ve ne zaman olacağını bilmese de öleceğini bilir ve buna göre yaşar, kabullenmesi zor da olsa değiştirilemez bir gerçektir bu. ayrıca geleceğimize dair doğruluğundan emin olduğumuz yegane bilgi budur, bir gün öleceğiz.
  • mutfak dolabının altı temizlik amacıyla süpürülürken işaret parmağım büyüklüğünde bir tanesine ölü vaziyette rastladığım iştah kesici hayvan. acayip bir tedirginlik yaratmış, insanı, bu buraya nereden, nasıl geldi diye düşünmekten helak olacak bir noktaya getirmiş, rahat bir uyku uyutmamıştır. neyse tam geçti derken bu sefer de vileda kovasının içinde bir tanesine rastlanmış, akabinde kışın ortasında evden ışık hızıyla uzaklaşılmıştır. üsküdar'da eski bir binanın bahçe katında oturan arkadaşların huzurunu kaçırmak gibi olmasın ama durum böyle...
  • bu sabah bir adedini tepeledigim canli.

    ilk defa sabah gormus olmamla beraber 2013'te karsilastigim 9. oldurdugum ise 8. akrep.

    oldurmenin en kolay yolu ustune basmak, ancak is guvenligi ayakkabisi ya da diger bir kalin taban ayakkabiniz yoksa siki tutabileceginizden bu isi turk orf ve adetlerine uygun olarak terlikle vurmak seklinde halledebilirsiniz.
    ilk vurdugunuz darbeden sonra hayvan olmemis olsa bile kolu bacagi ya da kuyrugu hasar almis olacagindan isini bitirmek kolay olacaktir.

    bir de, akrebi oldurdukten sonra kuyrugunu ayirip igneli kismi kuytu bir yere gommek gerekir. boylece herhangi bir karinca kolonisi es kaza akrebi oldurdugunuz yerden alip da yuvasina falan suruklerken ustune basip hos olmayan durumlarla karsilasma ihtimaliniz azalir. *

    son olarak bolgenizde akrep gorulduyse, her tasin altina el sokmamak, koyu golgelerde ciplak ayak yurumemek, bastiginiz yere bakmak ve dahasinda algilari acik tutmak gerek.
  • dişi olanlarının uzuvları kalın olur bunların. yeryüzündeki en karizmatik hayvanlardan biridir ayrıca en sevdiğimdir. asil, kudretli, onurlu...
  • az önce kaybolan yüzüğümü ararken buzdolabının altında bulup elimin ayağımın titremesine neden olan yaratık. 3-4 santim bişey. çok az hareket ediyordu önce. çözüm bulmak için diğer odaya gittiğimde kaşla göz arası süpürgeliğin arasına saklanmış namussuz. öldürecektim sonra vazgeçip yakaladım. korkularımla yüzleşmek istiyorum zira. şimdilik kapağı açık cam şişeye koydum. umudunu tümden kaybetmesini istemedim. çıkmayı başarabilirse gitsin. helal olsun derim.
    ama çok tedirginim sözlük. ya dedikleri gibi eşi de varsa ve evdeyse? ya intikam alırsa benden?
    caps:
    http://imgur.com/rnimdfh
hesabın var mı? giriş yap