• resmi iş kıyafetlerinin en önemli aksesuarının fular olduğu, dolayısıyla meslek hayatlarının ilerleyen zamanlarında fular yetmezliğinden mustarip olmaları muhtemel, daş, doprak, çanak, çömlek mütehassısları.

    ayrıca formel kıyafet renklerinin de kahverengi ve toprak tonları olduğunu düşünüyorum. muhabbetleri güzeldir. prehistoryadan girer, tunç devrinden çıkarsınız. kırık bir çömlek kulpundan hareket ederek oracıkta medeniyet senaryosu yazabilmelerine ise ayrıca hayranım.
  • kazida calisan (bkz: arkeolog) ya da arkeolog adaylarinin işsiz olmalari bir yana yaz sezonunda çalıştıkları (bkz: kazı)larda maaslarinin yarısını ya da tamamını kazı evine vermektedir. (bkz: kendi işimizi yapabilmek için para ödeyen) tek meslek bizimki olsa gerek. arkeolog odalari mi kuracagiz, grev mi yapacağız bir yil kaziya mi gitmeyecegiz ne yapacaksak yapmalıyız artik.
  • arkeoloji bilimi ile uğraşan çileli meslek insanları.

    genel kanı arkeolojinin çok sofistike, mistik, eğlenceli olduğu yönündedir. bir miktar belki doğru da olabilir. elde aletlerle bin yıllardır kimsenin görmediği şeyleri yavaş yavaş açığa çıkarmak, anlamlandırmak, yöntemini-tarihini belirlemek, korunmaya alınmasını sağlamak, diğer eserler ile karşılaştırıp kataloglamak gerçekten keyifli ve eğlenceli bir iştir.

    ne var ki bu meslek grubundaki insanlar öyle çok rahat bir hayat süremezler. türkiye'de özellikle kazısı 6 aydan fazla sürebilen kazılar yapılmaktadır. altı ay boyunca kazı alanında yaşamak oldukça zahmetlidir. pek çok büyük kazı "kazıevi" kurarak öğrenci, hoca ve bakanlık personelinin konaklama ihtiyacını karşılamaya çalışır ancak bu evlerin askerlikteki koğuştan farkı yoktur çoğu zaman. hatta en üst rütbeliler bile kimi zaman sefillik çekmekten geri kalmazlar. kazıya ilk başladığı dönemde ahırda yatan hocalar mı istersin, kazı yaptıkları alanda su olmadığından ve tanker de bulamadıklarından galonla su taşıyıp mağara içine çadır kuran mı? kışın üşümemek için içlik giyen kadınlar, öğle tatilinde ağırlık çökünce yaz sıcağından nereye kaçacağını bilemeyip kapağı açık lahitlerin içine yatıp serinliğinden ve gölgeliğinden faydalanarak uyuyakalan öğrenciler, bütçeleri kısıtlı olduğu için her sabah ve öğlen aynı şeyi yiyen insanlar.

    tabi bu bahsettiklerim bizim arkeologlarımız. bizde bu işe para verilmediği için türkiye'de arkeoloji gönül rızasıyla yürütülmektedir. ama gidersin bir alman kazısına, her şeyin tastamam olur. yediğin önünde yemediğin arkanda olur.

    edit: imla
  • türkiye 'de olanlarının, akla hayale sığmayan bürokratik engellere karşı inanılmaz mücadele verdiği meslek.

    bakanlığın * , bir baraj açılışı kokteyline harcadığı paranın onda birini, kazılarının ödeneğine ayırması için, koca koca adamların, aynı dili konuşmadıkları bir takım insanların önünde maymun olmak zorunda bırakıldıkları meslektir de aynı zamanda.

    (bkz: arkeolog çocuğu olmak)
  • gunun birinde icinizde ukte kalmis entryleri gorecek, belki aglayacak insan..
  • bir çeşit paparazzi filandırlar.
    tek farkları bunların verdiği haberler biraz daha eskidir.
    hülya kiminle nerede ne yapmışı değil, misal kleopatra nerede kiminle ne yapmış onu haber verirler. böyle özel mülktür, ramses'in evidir filan dinlemez piramitlerin içine dalarlar. hani bazı magazin programları vardır. ünlünün evine girilir "bakalım mutfakta ne araç gereç var, hmm ne pişirmiş, dolapta ne var" diye evin içinde dolanılır. bunlar da misal çi ku tiyen de aynı maksatla dolanıp pekin adamı ne yemiş, çatal bıcak takımı nasılmış filan diye araştırır dururlar. hani günümüz magazincilerinin en azından ölmüye saygısı var. bunlar da o da yok. insan hakları filan hak getire birisi ölmüşse, hele ki kimsenin hatırlamadığı tarihlerde ölmüşse bunlar onu alır çarşaf çarşaf gazetelere resimlerini dağıtırlar. sibirya'nın filan bölgesinde buzullarda 4 bin yıllık insan iskeleti bulundu filan diye televizyonlarda gösterirler. çarpılacaklar haberleri yok. ölü lan o adam. allah rahmet eylesin. fatiha oku geç.
  • küçükken hep arkeolog olmak isterdim. ya tarih ya arkeoloji okumak istiyordum, sonra türkiye'de yaşadığımı öğrendim.
  • yanlış ülkede doğru mesleği icra etmeye çalişan insandir.
  • "emekçi" kavramını tam olarak karşılayan meslek gruplarından biridir. sabahın köründe işe başlayıp akşama kadar küçük molalar vererek çalışırlar. kazı başkanları bu meslek grubu için oldukça önemlidir. kazı başkanı istediği an herhangi bir çalışanı işten çıkarabilir, açıklama yapma gereği duymaz, daha doğrusu yaptığı açıklamalar tatmin edici değildir. çalışma koşulları bakımından özel sektörden pek farkı yoktur, hatta görece daha kötü olduğu bile söylenebilir. herhangi bir sendika üyelikleri olmadığı için haklı olsalar da karşı çıkamazlar. kazıdaki hocalarla iyi geçinmek birinci kuraldır. ancak ne olursa olsun arkeolog olmak güzeldir. o yüzden her zaman için imrenerek baktığım meslek gruplarından biridir.
  • hayatının amacı geçmişin fısıltılarını toprağın derinliklerinden duymak ve izlerini tekrar gün ışığına çıkarmak olan imrenilesi kişi ya da kişiler.

    (bkz: howard carter)
    (bkz: theresa goell)
    (bkz: halet çambel)

    hattâ, hürmetle: (bkz: osman hamdi bey)
hesabın var mı? giriş yap