• kemalizm sanıldığının aksine 1920'lerde yabancılar hatta yabancı gazeteciler tarafından kullanılmış , ulusal kurtuluş hareketine verilen isimdir. bu sözcük daha sonra daha marjinal bir anlam kazanmış ve devlet yapısını da tarif eder hale gelmiştir. atatürkçülük ise atatürk'ün ölümünden sonra "resmen" uydurulmuş ideoloji benzeri bir kavramdır. bu ne yazık ki atatürk'ün en yakınında bulunan afet inan gibi kişilerin de elinden çıkmıştır. daha acı bir şey , atatürk'ün gerçek düşünceleri örtbas edilmiştir. 1930'lu yılların kitapları ile "tasdikli" atatürkçülük kitapları arasında dağlar vardır. traji-komik bir örnek olarak, ttk tarafından basılan medeni bilgiler'in metni ile arkadaki, atatürk'ün kendi el yazısı ile yazdıkları bile farklıdır. sansürlenmiştir. hele 12 eylül'den sonra bambaşka bir atatürkçülük oluşturulmuştur.

    atatürk bir ideolojiye sığmaz. her ideoloji de bir gün gelir geçerlğini yitirir. ama idealler kalır. ulusal bağımsızlık bir idealdir ve yaşatılmalıdır. laiklik de öyledir. türkiye cumhuriyeti'nin yapısı ve varolması da. ancak bunu ideolojileştirirseniz karşı argümanlarla yıpranır. örnek devletçilik. izmir iktisat kongresini falan okursanız asıl idealin milli burjuva yaratmak olduğu göze çarpar ancak o günlerin olanakları ve sovyet rüzgarları ile bir dönem bu uygulanmıştır. şimdiki duruma bakıp , bugünden 30'ları değerlendirmek bunu bir ideoloji kalıbına sokmak ancak atatürk'e zarar verir.

    bir gün atatürk, atatürkçülük dışında anlaşıldığı zaman herkesin ona daha çok gönül vereceğine inanıyorum.
  • çelik erişçi ile ilhan selçuk arasındaki fark gibidir.
  • mesela deniz baykal da kenan evren de sorulduğu zaman atatürkçüdür. hatta kemalisttir. bu durum kimilerine tuhaf gelebilir. ancak bunda bir tuhaflık yoktur. totaliter ideolojiler herkesi böyle kapsar, herkes de bu ideoloji içinde olma zorunluluğu hisseder.
  • attila ilhan'ın kafa yorduğu mevzudur,uzunca yazdığı makalesinin özü ise kemalizmin çok kısa sürdüğüdür,daha sonradan gelen birçok söylem ise ancak atatürkçülükten ibarettir,atatürkçülük kemalizmin,yani esas olanın tefsisiridir.attila ilhan'ın ilgili yazısını aynen iktibas ediyorum;

    'kemalizm've'atatürkçülük', ayrı ayrı şeyler midir? bu vahim soruyu, sanırım erzincan'da; karın yolları kestiği, soğuk bir kış günü; kelkit dağı'ndaki kuranportör'e çıkarken, kendi kendime sormuştum (1957).
    'kemalist', 1920'lerde avrupa'lı ajansların, kuva-yı milliye ve müdafaa-i hukuk'a taktığı isimdi;'atatürkçülük','kemalizm'in, ismet inönü/recep peker 'takımınca yapılan ve uygulanan' tefsiri! kemalizm dönemi , çok kısa sürdüğü, üstelik tanzimat artığı bürokrasi ve burjuvazi'nin hiç işine gelmediği için; önce eğitim/öğretim'den; halk fırkası'nın chp'ye dönüştüğü kurultay'ı müteakib de (1935), müdafaa-i hukukçular'dan kaldırılmış;'inönü cumhuriyeti'nde ise (1938/1950) yerini doğrudan doğruya,'atatürkçülük'adı verilen farklı -bir bakıma karşıt- ideolojiye bırakmıştır. meraklısı bilir, 70'li yıllarda -sonradan'hangi atatürk'te toparlayacağım- bir sürü yazı yazmış; bu dönem için,'inönü atatürkçülüğü'kavramını ve deyimini önermiştir: ikisi arasındaki farkı, kendime göre, kalın kalın, çiziyordum. (bk. 'hangi atatürk' , s. 41/55, bilgi yayınevi)
    kemalizm, ihtilâlci ve inkılâpçıdır; osmanlı toplumundan, ulusal bir devrimle, laik ve demokratik türkiye cumhuriyeti'ne dönüşmeyi öngörür. açıkça anti/emperyalist'tir; bu, gelişme ve kalkınmada, tanzimat ve meşrutiyet gibi,'garplılaşma'yı değil,'çağdaşlaşma'yı benimsemesinden; batı'lı'düvel-i muazzama'yerine, sovyetler'e ve mazlum milletler'e (üçüncü dünya) yaslanmasından bellidir. oysa ismet paşa, - falih rıfkı bey'in deyimiyle- 'ileri bir tanzimatçı' olduğu için, 1940'tan başlayarak, 'ulusal kültür' yerine, 'yunan/latin kültürü'nü eğitim/öğretime yayarak, 'çağdaşlaşma'yı batılılaşma'ya çevirmiş; diplomasi düzeyinde aynı şeyi, sovyetler'i ve mazlum milletler'i esas alan dış politika yerine, ingiltere/fransa ittifakı'na ve batı'ya bağımlı bir dış politikaya yönelmiştir ki, türkiye'nin hâlen içinde bulunduğu 'çıkmaz' ın nedeni de budur.

    15 ekim 2003

    kemalizm başka, atatürkçülük başka mı?

    (cumhuriyet gazetesi yazılarından)
  • "ideolojiler, toplumsal gereksinmeleri karşılayan, o gereksinmeleri duyan kesimlerce benimsenmiş, kendi içlerinde tutarlı inanç sistemleridir. sağcı ideolojiler daha çok duygulara, solcu ideolojiler ise akla seslenirler. kemalizm de, akla ve insancıl değerlere dayalı, "çağdaş" bir toplum özlemine yanıt veren, geri kalmışlıktan kurtulma istencini yansıtan bir ideolojidir.

    oysa, atatürkçülük dendiğinde -böyle bir ideolojik kavramdan çok- bir kişiye yönelik hayranlık çağrışımı öne çıkıyor. adeta bir "putlaştırma" eğilimi yansıyor. hele "atatürkçülük" adına, atatürk'ün isminin arkasına saklanılarak yapılanlar düşünülünce, "yıpratılmış" olan bu sözcükten vazgeçmek daha doğru gözüküyor.

    atatürkçülüğü, atatürk'ün sağlığında -o günün koşularının gereği olarak- yaptıklarının "bekçiliği" biçiminde anlayanlar var. bu kemalizmin "tutucu" yorumudur ve "sürekli devrimci" özüne aykırıdır... bir de -özellikle çok partili döneme geçtikten sonra- ülke yönetimine gelen ve atatürk'e saygı duydukları halde kemalizme "kısmen" karşı olanlar söz konusudur, işte "atatürkçülük" sözcüğünün, bu iki kesimle ilgili olarak kullanılmasının daha doğru olduğunu söyleyebiliriz."

    kemalizm ise "ilerici" bir ideolojidir. ne geçmişin bekçiliği ne de kalıplaşmış bir inanç sistemidir. değişen koşullar içinde, sürekli ve akılcı bir yenilenmeyi ve o yenilenmenin ilkelerini içerir
    ___.
    ahmet taner kışlalı - siyasal sistemler- siyasal uzlaşma ve çatışma adlı kitaptan alıntıdır
    başı ve devamı için (bkz: kemalizm/#18267896)
  • evet. gelelim yekta güngör özden ile sami selçuk'a. kimilerine göre ilki, kimilerine göre de ikincisi gerçek bir kemalist. bu tartışılabilir belki ama ikisinin de atatürkçü olduğu kesin. ikirciklenmeyin a dostlar. hem atatürkçülük, hem kemalizm totaliter bir ideolojinin farklı varyantlarıdır. ama önce şunu ayıralım. bu toplum atatürk'ü sever. bunu devlet böyle istediği için yapmaz. gerçekten sever. ama kemalizm'i aslında sevmez. 1930'ları özleyen yok mudur? vardır. ama bu ideoloji yaşadığımız hayata uymayan bir değerler manzumesidir. dolayısıyla siyasi bir parti olarak ete kemige büründüğünde oy filan alamaz. (bkz: mümtaz soysal) ancak öte yandan devlet, kendi varlığını kemalist bürokratlarla idame ettireceği saplantısıyla yaşar. o yüzden ne yargıtay'da ne de anayasa mahkemesi'nde (tıpkı ordu gibi) çizgi değişir. özetle şudur: devlet totaliterdir ama halk sikine göre yaşamaktadır. tüm bu maceradan insanların atatürk'e insan olarak duyduğu sevgi baki kalmıştır. kalan kısmı için (bkz: 3 kasım 2002 erken genel seçim sonuçları)
  • fötr şapka ile kalpak arasındaki farktır.
  • kemalistler darbe yapar. atatürkçüler bu darbeleri onaylar.
  • chp istanbul milletvekili memduh hacıoğlu'nun neşe düzel'in radikal için yaptığı roportajda ifade ettiğine göre, "atatürkçülük, çağdaşlaşmadır. kemalizm ise siyasi harekettir."
  • eskilerin anlattığına göre (1970'ler) polisin (bkz: fruko) "kemalist misin, atatürkçü mü?" sorusuna "atatürkçüyüm" diyenlerin "hadi uzaklaş burdan" cevabını duymasına; "kemalistim" diyenin gözaltına alınmasına sebebiyet veren farklarmış bunlar.. insan ne diyeceğini bilemiyor..
hesabın var mı? giriş yap