• hakkımda şunları yazandır:

    "en nefret ettiğim kadın tipi bu dobra dobra yazan tiplerdir. içlerini kazırsan kompleksten ve hayal kırıklıktan başka bişey bulamazsın. böyleleriyle eskiden muhatab oluyordum bide. gidin ya. bunlar söyliyecek kelime bulamıyorum. sizler dobra değil kobrasınız. yada sizler kobra değil dobrasınız belkide mobrasınız, çorbasınız, siktirin gidin ya.

    #52765267 30.06.2015 11:33 aztek···

    senin fındık kadar mına bakıp otuzbir çekmem. tenezül etmem kendini böle teşhir eden birini zikmem. haydi kış kış.

    #52765641 30.06.2015 11:48 aztek···

    öncelikle şunda anlaşalım: trollük zeki insanların elinde çok eğlenceli bir şeye dönüşüyor; hiçbir zaman da hakkımda yazılanlara sesimi çıkartmadım ama seviye epey düştüğü için burada belirtme ihtiyacı hissediyorum.

    bu yazılanlar, ne trollüktür, ne zekicedir ne de komiktir. kelime oyunu olmadığı gibi bolca küfür ve aşağılama içermektedir.

    neden bu kadar ciddiye alıyorum peki? çünkü gündelik pratiklerin bir parçası haline gelen bu söylemler, şaka sınırını aşıp kadınları yaralıyor, acıtıyor.

    bizler klavyenin arkasındaki sanal tipleriz ama dil giderek böyle bir hale dönüyor. dobra, kobra, makara filan hoş güzel de fındık amıma bakıp 31 çekmemeler, beni zikmemeler, benim teşhirciliğim filan...

    yapmayın canım. yapmayın gülüm. yapmayın böyle şeyler. hayat böyle değil. ayarı var, kıvamı var, dilimizden elimizden ve belimizden evvel nöronları kullanalım.
  • istanbul'un en orijinal, en güzel barlarından bir tanesi.

    queen'den ebru gündeş'e, yannis ritsos'tan orhan gencebay'a, erkin koray'dan maalesef serdar ortaç'a kadar her müzikle coşulabilen, yan masadaki tanımadığınız insanlarla hem halay çekip hem sirtaki oynanabilen, gece 3'te 4’te masaya yaprak sarma, mantı, sucuk vs. gelen, en az 30 yıllık mekan.

    kapısında yazı, tabela yok, bilen gelir kapıyı çalar, kapıyı adını söylemeyeceğim abimiz açar, tanıyorsa içeri alır. haftasonları sabah 7'ye doğru çorba içip evime gitmişliğim çoktur.

    yerini yurdunu söylemeyeceğim, zaten geçenlerde gazeteye çıkmış, ortamın anası zkilmiş afedersiniz, az önce gittim, kalabalıktan giremedim, antrede 15 dakika bekleyip binbir özürle uğurlanıp eve döndüm. bir yeri de istila etmeyin, çekirge sürüsü gibisiniz, popüler kültürünüzü sikeyim müdürüm afedersiniz.
  • istanbul'un en eski mekanlarından ateş bar'ın çalışanları tarafından kurulduktan sonra 35 senedir varlığını sürdüren mekandır. ahir ömrümde, yurdun dört bir yanında, yavru vatan kıbrıs'ta ve çeşitli dış temsilciliklerde azımsanmayacak kadar mekan gezmişliğim, farklı ortam görmüşlüğüm, en karmaşığından en basit insanına kadar muhabbetin belini kırmışlığım, eğlenceyi paylaşmışlığım vardır. ama hiç biri yoktur ki bana kalitesinden hizmetine, bir şirketten ziyade bir kooperatifi andıran iş modelinden emek koyanların muhabbetine ve samimiyetine kadar geniş ölçekte aztek'in verdiği tadı verebilsin. meğer neverland gerçekmiş de biz onu hep asla var olmayacak diye belliyormuşuz.

    onunla ilk tanışma da neverland ile tanışmak gibidir. sonsuz ve sınırsız olay örgüleri seni bir şekilde oraya sürükler ve içine girdikten sonra orada ikinci kez kabul görüp göremeyeceğin ortaya çıkar. mekan bir bütün olarak ya seni içine alır ya da her bileşeniyle dışarıda bırakır. dışarıda kaldığında da küsmezsin, darılmazsın. seni dışarıda bırakan sebeplerin farkındasındır. tıpkı içeri girdiğinde ortamın aurasının seninle mükemmel eşleşme yaptığının farkında olmanla benzeşir bu his.

    nasıl olursa olsun, birbirinden çok da farklılaşmayıp her barın urras olduğu yerde ben annares'im diyebilen mekandır. urras'tan izler taşır, çünkü doğumunu oranın koşullarına borçludur. kişiye göre ütopyadır veya distopya. kendi kuralları varlığını yaratmış ve onu bugüne kadar ayakta tutmuştur. o kurallara sadık kalındığı ölçüde de çalışanından müdavimine herkes sonsuza kadar mutlu yaşayacak ve sonsuz çeşitlilikte, sınırsız bir ifade özgürlüğüyle eğlenecektir.
  • asker de asteğmen demektir. etrafta subay yokken çavuşlarla falan konuşurken kullanılır., mesela "aztek mustafa'ya kil oluyorum" gibi.
  • 1. asteğmen kısalır atğm olur. bu kısaltma resmidir, yani yazışmalarda bu şekilde belirtilir. bundan sonra gayri resmi adımlar vuku bulur.
    2. a uzatılır as haline geri döner. tğm değişir teğ olur. (asteğ.)
    3. yumuşak g'yi kelime sonunda söylemek zordur. ğ->g olur. ama g'yi de cümle sonunda söylemek zordur. o da g->k olur.
    4. şimdi elimizde astek var. bu şekilde de kullanılır. ama kimileri bir adım daha ekler:
    5. astek->aztek'e dönüşür.

    lakin aynı mantıkla ütğm->üstek olamaz.
  • osmanbey'de beth israel sinagogu'nun sokağında yer alan gece kulübü. değişik bir yerdir, gecenin üçünde önünüze bir tepsi ızgara sucuk gelebilir.

    fuybolcuların çok sık gittiği bir mekandır. gökhan töre olayından sonra aklıma geldi.
  • yakın bir arkadaşımın müdavimi olduğu benim de 5-6 kez gittiğim lakin nefret ettiğim mekan. göt göte eğlendiğin mekanlarla ilgili bir sıkıntım yok lakin kafa zaten bi milyonken göt göte, sigara dumanı, serdar ortaç, sucuk kokusu ve basık ortam kombosu benim bünyeye iyi gelmiyor. yine arkadaşın isteği doğrultusunda son gidişimde içeri girmemle çıkmam bir oldu. bir de 30 saniye askıyı işgal ettim diye vestiyere 10 lira verdim. hani 10 lira amk neyin apaçiliğini yapıyorsun diyebilirsiniz lakin vestiyere ve wc'ye para alan mekanlara isterse 1 lira olsun uyuzum. bundan sonra müdavimi olan arkadaşım yalvarsa da gitmem. bi tuhaf eğlence anlayışı olan mekan.
  • ponpon kuyruklu kedi bey.
  • muhtemelen artan popülaritesiyle birlikte yakında buradan "eskisi gibi değil" "çok bozdu" diye bahsedilecektir ancak ilk kez gittiğim dün gece beni ziyadesiyle eğlendirmiş bir mekandır. insan orada öyle bir yer olduğuna içeri girmeden inanamıyor. bir saatten sonra adım atmayı zorlaştıracak şekilde kalabalıklaşıyor. aynı zamanda bir bardan / kulüpten beklenmeyecek derecede iyi yemekler yapılması ve gecenin bir yarısı bir yandan içki içilirken bir yandan da hapır hupur şahane yemekler yenilebilmesi takdire şâyan.
  • (bkz: club aztek)
hesabın var mı? giriş yap