ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
işe girmesine aracı olunan sevgilinin terk etmesi
-
kardeş sen zaten haksız yere referans olup başkasının hakkını yemişsin.eski sevgilin orayı hakedecek kadar donanımlı olsaydı sen araya girmezdin , hem de işten çıkarmaya gücün yetmezdi böyle donanımlı birini.
sen hakkını yediğin kişinin günahını çekiyorsun şu an.kızın acısı bir gün bitecek ama o hakkını yediğin insanın vebali daha yeni başlıyor.
26 nisan 2022 e-ticaret düzenlemesi
-
çökmediğiniz bi burası kalmıştı
de'lerin yazılışına takmış güruh
-
bak şimdi şunu yazan hatundan/erkekten mi hoşlanırdın;
"aşkdada işdede kazanırım arkadaş rahat ol bendesin hahahahahah...." *
yoksa bunu yazandan mı hoşlanırdın;
"aşkta da işte de kazanırım arkadaş, rahat ol bendensin hahahhahhaa..."
ben bu iki cümleden hangisini yazarsa yazsın böyle bir zırtapoza aşık olmazdım; "rahat ol bendensin" diyen kadından veya adamdan hayır gelir mi yahu?
ayrıca ben de bu güruhun içindeyim, selam :))
ursula k. le guin
-
'hiç kimse cezayı kazanmaz, ödülü de. aklınızı hak etmek, kazanmak gibi fikirlerden arındırın; ancak o zaman özgür düşünebileceksiniz...'
şu sözleriyle farklı bir kafa yaşadığını kanıtlayan teyze. onun yaşına geldiğimde ben de aynı kafada olsam negzel olur.
otele çağırdığı hayat kadını eşi çıktı
-
evde daha ucuz
17 sene hayranı olduğu kadınla evlenen adam
-
aslında çok da özel bir şey olmadığını yüksek tahsilli bir sığırdan öğrenmiştim.
iş çıkışı, kurumun cafeteryasında toplanıp, birer kahve içeriz stresten arınmak için. kurumda çalışan erkek doktorlardan biri de masamıza ortak olur mütemadiyen, çok da güzel sohbetler edilir. sadede gelelim;
ilişkiler üzerine konuşurken, kız arkadaşlardan biri "hocam evli misiniz?" diye sordu.
"1. turu sonlandırdım, 2. tura başlayacağım." dedi.
bu boşandığını ve 2. kez evlenmek üzere olduğunu söylemenin kuuuul versiyonu olsa gerek. neyse... derken 2. irdeleme cümlesi geldi arkadaştan; "zor olsa gerek hocam 2. bir evliliğe karar vermek."
"20 sene önce fakültedeyken aşıktım ben ona. evlenme teklif ettim, kabul etmedi ama ona olan tutkum hiç bitmedi. sonra o evlendi, ben evlendim, çocuklarımız oldu. eşlerden ayrıldık. 20 yıl sonra tekrar evlenme teklif ettim ve kabul etti." diye cevap verince bizim ultra romantik salak kız birden "ayyyyyyy ne tatlıııı!" diye göz bebeklerini kalp şekline bürümüştü ki cümlenin devamı geldi;
"20 yıl bekletti beni. aylarca nefes aldırmadan becereceğim onu!"
hayatımda o kadar sinirlendiğim çok zaman olmuştur ancak birinin yüzüne kusmak istememin örneği çok da yoktur. velhasıl dostlar, her zaman çok da "ayyyyyy ne tatlıııııı!" olamayabildiğini 1. ağızdan dinleyerek öğrenmiş oldum.
hiç tanımadığınız bir erkek size çiçek verirse
-
başımdan geçen bir rezilliği hatırlatan reklam sloganı.
motosiklet kaskı ve uzun saç yüzünden bir beyaz şahin tarafından yarım saat kovalanıp gişelerde kıstırlmak sureti ile tarafıma bir öbek sümbül verilmişti. kaskımı çıkartıp teşekkür edince de bir yarım saat daha kaçmak zorunda kaldım.
tayyip erdoğan'a bir şey olursa bu ülke yıkılır
-
boş vaaddir.
bu ülkeyi mustafa kemal kurdu, o kadar kolay yıkılmaz koçum merak etme sen.
1 haftada 500 lira harcanan flörtün terk etmesi
-
kahvedeki hikmet dayıyla flört eden yazarın isyanı. kafayı dışarı çıkarınca 500 tl gidiyor zaten amk.
tostuna eşli batak mı oynadınız?
annemin sandığı kadar mutlu değilim
-
bir yazı başlığıydı sanırım, kitaplığımı düzene koyarken, atmaya karar verdiğim dergilerden birinde gördüm. o kadar haklı geldi ki. hayatın sıkıcılığı, yaşadığımız depresyonlar, bunalımlar, ayrılıklar, hüzünler, iç sıkıntıları.. anneye anlatsan, anne üzülür çünkü. dayanamaz. karnının ağrıdığını söylediğinde gece uyanıp yanına gelen, kapıdan yüzünü görüp ağrı çekip çekmediğini anlamaya çalışan anne, platonik aşık olduğunuzu öğrense kötü olur mesela. yüreciği kaldırmaz.
bazı acıları ise anlayamaz nedense. anlayamazmış gibi göründüğü acılar da vardır o anne-çocuk dengesini korumak uğruna. bu yüzden saklı kalır bazı acılar.
-anne, denir bazen.
-he annesinin gülü, der. biter her şey.
nasıl denir ki, anne ben olmayacak bir işe giriştim diye. ya da anne ben bi bok yedim, cezasını çekiyorum, nasıl denir.
denmez.
anneye gülümsenir arada.
şöyle bir bakar anne, "ne o, hasta mısın" der. "başım ağrıyo biraz" denir. "yat uyu biraz" der anne. süt getirir, içirir. odaya gidip kapı kapanınca ağlanır belki. ama anneye duyurulmaz hıçkırıklar.
annenin sandığı kadar mutlu olamaz kimse. anneye biraz rol yapılır.