hesabın var mı? giriş yap

  • istanbul, fatih ilçesinin sembollerinden birisi...

    fatih otobüs durağından, fatih camii'ne doğru çıkan yokuşun ortasında sağ taraftaki tarihi sayılabilecek küçük üç katlı binanın alt katındaki tarihi tatlıcıdır.

    fatih sarması tatlısının çıkış yeri bu dükkandır ve mazisi çok eskilere dayanır.

    dükkanın sahibi necmettin deligöz, nesli tükenmekte olan eski fatih beyefendilerindendir.

    yemeye doyum olmayan fatih sarması tatlısını bu dükkandan başka yerden almak tamamen para israfıdır zira layıkı ile imal edilen tek yerdir.

    kalın yumuşak pandispanya hamurunun ortasındaki kayısı mameladı, pandispanyaya özenle verilmiş şurubu ve tatlının üstüne serpilmiş hindistan cevizi rendesi ile bir oturuşta bir kilo yenilebilecek bir tatlıdır...

    ve bu tatlıyı da en güzel yiyebileceğiniz yer necmi amca'nın tarihi fatih sarmacısı dükkanıdır.

    halen vakit varken ve geleneksel tatlar künefeye yenik düşmemişken mutlaka gidip bir porsiyon yiyiniz...

    artık ekisi kadar güzel olmasa da mekik tatlısı da çok güzeldir...

    necmi amca çok eski yıllarda beyaz baklava da yapardı ama artık yaşlanmış olduğunu hissettiğinden yapmaz oldu...

  • şehzade mustafa'nın annesi, kanuni'nin eşidir.

    zannedildiği gibi hürrem'e yenilmemiştir. çünkü hürreme yenilen kanuni'nin bizzat kendisidir.
    mahidevran sultan, o gösterişli saray hayatından sonra bir anneye en yakışanı yapıp, babası tarafından öldürtülen oğlunun yasını sessiz sedasız çekerek, fakirlik içinde manisa'da sürgün hayatı yaşamıştır.

    kanuni o kadar yenilmiştir ki hürrem'e; ilk göz ağrısı olan karısına bir maaş bile bağlatmamıştır.
    onu açlığa terk etmiştir.
    kanuni o kadar yenilmiştir ki hürrem'e; kendi oğlunu öldürttüğü yetmezmiş gibi, karısı mahidevran sultan'a bir saraylının başına gelebilecek en kötü şeyi yaşatmış ölmekten beter etmiştir.

    kanuni sözüm ona ''muhteşem yüzyıl'' yaşarken,
    kendi karısına ve öz oğluna aslında hiç de ''muhteşem'' bir baba olmamıştır.
    böyle bir babanın yönettiği o ''muhteşem'' yüzyıl ne ilginçtir ki hürrem'in oğlu tahta geçince bitmiş,
    osmanlı duraklama devrine girmiştir.

    kim bilir belki de kanuni tarafından boğdurulan şehzade mustafa'nın,
    hatta yıllarca sürgün edilip, hürrem'in hırsının ve kininin altında ezilmesine izin verilen mahidevran sultan'ın ahı tutmuştur.
    belki de onun için osmanlı devleti bir daha asla ''muhteşem'' olamamıştır.

  • bakın müptezeller,

    bizim için stres yükü çok yüksek bir maç olmasına rağmen,
    ilk 15 dakikada ads'nin kaptanı 2 defa ve totalde 5-6 dk yattı. hiçbir oyuncumuz gidip kuduz köpek gibi saldırmadı, tam aksine gidip cocukla ilgilendiler, geçmiş olsun dediler.
    ikinci yarı gs kontraya çıkarken balotelli kendini topsuz alanda yere bıraktı diye kaan aldı topu taca attı. oyuncularımız gidip balotelli'yle ilgilendiler.
    hiçbir oyuncumuz adana tribünlerine el kol etmedi, yerde yatan rakip oyuncuyu gidip sarsmadı.

    kimse bizi sevmiyor, diyorsunuz ya, iste biraz sebeplerini bilin, anlayın, idrak edin diye yazıyorum bunları.

  • sığınmacıların beğenmediği ama çekip gitmediği,
    gurbetçilerin de beğendiği ama gelip yaşamadığı bir ülke olduk.

  • ege (8) ile telefonda...

    ege: anne ben 150 lira topladim bu bayramda...
    romica: oo super oglum, benim bile o kadar param yok
    ege: kac poundun var senin?
    romica: cebimde 50 pound kaldi.
    ege: yani kac lira?
    romica: 125 lira kadar...
    ege: simdi' ben turkum ya, gidip bir ingilize 200 lira versem bana kac pound verir?
    romica: 80 pound kadar...
    ege:oha amma da az, neden?
    romica: kur farki oglum, ekonomi mi anlatayim sana telefonda simdi?
    ege: peki bir ingiliz gelse de bana 200 pound verse ben ona kac lira veririm?
    romica: 500 lira...
    ege: niye salak miyiz biz, butun insanlar esit degil mi? ben niye daha cok veriyormusum!
    romica: ingilizle para alisverisi yapmayiver be oglum...
    ege: gunahimi vermem zaten de, mesela anne, bir iskoc bana 200 iskoc parasi verse...

  • üst edit: sözcü gezetesi aynı konuya değinmiş. sözlükteki gazeteciler boş durmuyor.

    kızın koltuktan kalkmadan evvel yanında oturan adamın koluna hafif teması ve adamın ilginç bir kol hareketinden sonra sanki ya arada bir alışveriş var ya da bir hırsızlık var hissi uyandırandır.

    bu iki durumda da kız sanki aniden uzaklaşma derdinde ve resmen fizik kurallarına meydan okurcasına adrenalin salgılamakta. ayrıca tüm bu teorilerin üstüne bir de bu saçma düşme olayı gerçekleştiğinde tepki vermeyen '' o adam '' ise şüpheleri üstüne çekmektedir.

    kız aniden inmeye karar veriyor, o arada yanındaki ile bir olay yaşanıyor belki öncesi de olabilir ancak '' o adam '' kesinlikle şüpheli ve yahut tanıktır.

    garip silsileler halinde seyreden vakıadır.

    (bkz: behzat ç.)

    edit: gelen onlarca mesaj üzerine söylemek isterim ki, söz konusu videoda görülen şüphe uyandıran hareketlerin ve vücut dilinin herkes tarafından ilk bakışta görülebileceğini düşündüm. adli merciler muhakkak ki ilgili videoyu başından sonuna kadar izleyecektir. salt video'yu bu haliyle izlediklerinde cd çözümü yapacak olan polisler de aynı durumda aynı şekilde olayla bağlantısı olup olmadığına dair tüm olasılıkları değerlendireceklerdir.

    maddi gerçeğin ortaya çıkarılması adına muhakkak ki tanık ifadelerine başvurulacaktır. söz konusu entryim salt video kaydına dayalı bir "yorum" olup hiçbir şekilde suçlayıcı bir entry değildir.

    he bu arada sherlock falan da değilim. *

    hepinizin gördüğünü ilk yazanım sadece...

  • -nahit karşıdan karşıya geçerken sağa sola bakmadım fark ettiysen..
    -aşkım..deli ediyorsun beni..

  • günlerdir bu anı bekliyorlar. hazırlandılar. yarın doğan güneşle birlikte sokaklara inecek ve buldukları tüm çocukları ıslak ıslak öpecekler. nice tazeler bayrama küsecek. nice canlar yanacak.

  • ahauejahaa sagdan soldidn ahehaxhjsbebs.
    ya arkadaş bu nasıl bir mal nesil,nasıl bir gerizekalı nesil.
    lan denyo,adamın söylediğini,aşı vurulurken hemşire söylüyor a beynini s..

    adam da haklı olarak sebebini merak etmiş,sen neden birşey hakkında fikir sahibu gibi atlıyorsun tiktokcu.

  • yi sun shin, 1545-1598 yılları arasında yaşamış koreli bir amiral ve ulusal bir kahramandır görsel. daha önce denizcilik eğitimi almamış olmasına rağmen, amiral yi deniz savaşlarında hiç yenilmemiş ve komutasındaki tek bir gemiyi bile kaybetmemiştir.

    çocukluğu

    yi,, hanseong'da doğdu. ailesi, koreli deoksu yi klanının bir parçasıydı. büyükbabası yi baeg-nok siyasetten emekli oldu. yi sun-sin babası yi jeong, aynı şekilde siyasetçiydi. yi'nin çocukluğunun en önemli olaylarından biri, tanınmış bir bilim adamı olan ryu seong-ryong ile tanışıp arkadaş olmasıydı. çünkü savaş sırasında ryu'nun amiral yi'ye olan desteği yi'nin başarıları için kritikti.

    ayrıca yi, gençliğinde arkadaşlarıyla savaş oyunları oynamayı seven liderlik yeteneği gelişmiş biriydi. sonrasında kendi yayını yapıp kendi oklarını denedi. ordu için kendi altyapısını hazırladı.

    askeri hayatı ve turtle ship'i geliştirmesi

    1576'da askeri subay olmak için hükümet sınavlarını geçtikten sonra yi, çeşitli ordu ve donanma görevlerinde görev yaptı. kıskanç meslektaşları tarafından iftira atılarak suçlandıktan sonra iki kez ihraç edilmesine rağmen, 1591'de sol cholla eyaletindeki deniz kuvvetlerinin komutanlığına atandı. burada askerlerini eğitmeye ve kobukson(turtle ship) geliştirmeye odaklandı. kobukson'un tarihteki ilk zırhlı savaş gemisi olduğu düşünülmektedir. inşasında, üst güvertesi mürettebatını korumak için zırhlı plakalarla kaplandı ve düşmanları binişten vazgeçirmek için sivri uçlar ve bıçaklar bu plakalara tutturuldu. geminin yayında, topun ateşlenebileceği ve geminin konumunu gizlemek için duman bulutları yayabilen bir ejderha kafası vardı. top ve silahlar da geminin arka ve yan kısımlarından ateşlenebiliryordu görsel.

    japonya ile savaşlar

    yi'nin hazırlıklarının bir sonucu olarak kendi kuvvetleri, kore ordusunun aksine, japonlar 1592'de kore'yi işgal ettiğinde onlarla savaşmaya hazırdı. yi'nin güney sahilindeki zaferleri, kore'deki japon birliklerinin tedarik ve takviyelerini etkili bir şekilde kesti ve japonlara gidecek yardımları engelledi. 1593'te yi'ye tüm kore filosunun komutası verildi, ancak barış görüşmelerinin ardından 1597'de tekrar sadakatsizlikle suçlandı ve rütbesi düşürüldü. japonlar daha sonra ikinci bir işgal başlattı ve neredeyse kore donanmasının tamamını yok etmeyi başardı. yi, kalan birkaç geminin komutanı olarak görevine geri döndü ve savaşlardaki yenilmezlik rekorunu sürdürerek kısa süre sonra kore'nin denizlerini kontrol altına aldı.

    ölümü

    savaşın son seferi sırasında geri çekilen japon güçlerini kovalarken koltukaltı civarına isabet eden başıboş bir kurşunla hayatını kaybetti. ölümüne en büyük oğlu yi hoe ve yeğeni yi wan tanıklık etti. ölümünden sonra kendisine savaş ve sadakat dükü ünvanlarının yanısıra birçok ünvan layık görüldü.

    kaynaklar: en.wikipedia, britannica, antiquealive websiteleri.

  • her kadın kendi düzenini kurar aslında eli değer her yerde. kendi evinde, isinde, zaman geçirdiği adamın evinde. düzen kadının doğasında vardır. ve en spontane yaşayan kadın için bile ev mabettir.
    mesela yemek yaparken sevgilisinin evinde, eşyaları kendi kullanım kolayligina göre yerleştirmek ister ya da temizlik yaparken sevdiği adamın evinde, eşyaların yerlerini kendi zevkine göre değiştirip ve hatta kenarda köşede kullanım dışı olarak bekleyen halı, koltuk ya da dekoratif bir eşya ile mevcuttakileri değiştirir.
    tamamen kendi kullanım rahatlığı ve kişisel zevki ile alakalidir. dış fırçası, ic çamaşırı, ped ve diğer kişisel ihtiyaçlar ise tamamen tedbir ve erkeğin evinde geçirilen zamanin çokluğu ile alakalidir. temiz bir kadın her gün en az bir kere külot değiştirir. sabah kalktığında ağzı temiz olsun ister. zamansız regl olduğunda koşarak ped almaya gitmek yerine elini uzattiginda bulmak ister.
    uzun lafın kısası, iz bırakmak için değil tamamen kendi konforu içindir.