hesabın var mı? giriş yap

  • komik bir anımı hatırlatan olay.
    bir yaz vakti tren ile seyahat ederken vagon arasında bira sigara haylazlık yapıyorduk. bir tinerci de gelip muhabbetimize katıldı. gır gır şamata derken bizim bi arkadaş açık kapıdan aşağıya doğru sarktı.
    tinerci: ''olm böyle gündüz vakti kafanız güzel salak salak hareketler yapıyorsunuz, allah muhafaza aşağı düşsen, ya da ne biliyim hızlı giderken kafanı şu tabelalardan birine vursan geberip gitsen hiç biriniz ailenize biz trende içip salak salak işler yapıyorduk demeyeceksiniz, sonra tinerci trenden aşağı adam attı diye gene biz haber olacağız..''

  • ben(d)im bu. çok müsrif birisi değilim ama yine de hesabını bilen bir eşim olduğu için maaş kartım ile sadece 1 adet olan kredi kartım kendisinde. ben her gün rutin bir şekilde işten eve, evden işe gittiğim için dışarıda ekstra harcama yapacak bir durumum olmuyor. bir nevi 'haftalık' alıyorum eşimden*. dışarıda dostlarla veya başbaşa yemeğe gittiğimizde hesabı eşim ödüyor. taksiye biniyoruz parayı eşim ödüyor. mağazaya giriyoruz alışverişi eşim ödüyor. sevgililik zamanlarının tam tersi*. yalnız, internet bankacılığı kontrolleri* bende. ne oluyor, ne bitiyor görebiliyorum.

    yalnız şunu özellikle belirteyim. 2010 başlarında mortgage kredi faizlerinin en dipte olduğu ve piyasanın en civcivli olduğu zamanlarda eşimin cesareti sayesinde krediye girdik. hesabı kendisi tuttuğu için hem krediyi ödedik, hem kenara para koyduk. 8 senelik krediyi 4.sene sonunda toplu ödeme ile kapattık. işte tüm bunlar hesabını bilen eşim sayesinde oldu. bana kalsaydı ben o zamanlarda krediye giremez, hala kiracı olarak oturuyor olurdum.

    edit: 2017 itibariyle boşandım.
    edit: boşanma ile ilgili herhangi bir soru sormayın.

  • unutmak istemeyen insanın kendine yaptığı en büyük kötülüktür. farketmezsin başta. resmini her gördüğünde gitmediğini, yanında olduğunu sanırsın. ben 11 yıl taşıdım, en yakın arkadaşım öldükten sonra fotografını. her an aklımdaydı zaten de bir fotografı kalmıştı elimde. geri kalan her şey yok olmuştu. atlatamadığımı anlayınca annem aklınca öyle bir çözüm bulmuştu. sadece bir kez sorabilmiştim, fotograflar nerde olduğunu, attığını söylemişti. gözlerimden yaşlar süzülmüştü, küsmüştüm çocukça, konuşmadım aylarca. yanımda vardı bir fotografı nasılsa, cüzdanımda saklamıştım. sonra bir gün cüzdanımı kaybettiğimde, fotografı da gitti. hiç bir şeye üzülmemiştim de o fotografı kaybettiğim için senelerce suçlamıştım kendimi.

    gel zaman git zaman büyüdüm ya da büyüdüğümü sandım. bir fotografa ne kadar çok anlam yüklediğimi anladım. fotografı olsa da olmasa da özlüyordum nasılsa. kendimi suçlamayı bıraktım.

    cüzdanda fotograf taşımak, başta huzur verir insana, sonra da yalnızlık.
    sen ne anlam yüklersen, onu hissedersin günün sonunda.

  • şu ülkedeki milyonlarca insana başka ülkelerin takımlarını desteklemesini reva gören ruhsuzlar topluluğu.

  • thy'nin boeing 777'sini air canada'nın 767'si ile karşılaştır, saçma sapan bok at, sen mal olma da thy kötü olsun. o da güzel tabi.

    thy'nin 777'si:

    http://www.seatguru.com/…ines_boeing_777-300_v2.php

    air canada'nın 777'si:

    https://www.aircanada.com/en/about/fleet/77w.html
    (uyanıklık yapmadan "three cabin configuration - international" yerleşimine bakılacak)

    thy ekonomiyi 3-3-3 dizerken air canada 3-4-3 dizmiş. thy'de comfort class var, air canada'da premium economy.

    ve gelelim zurnanın zırt dediği yere, thy'de koltuk genişliği 18 inç, öndeki koltukla mesafe 31-32 inç. air canada'da nasıl mı? koltuk genişliği 17 inç, öndeki koltukla mesafe 31 inç. ama air canada daha rahat. neden? çünkü yavşaklık bedava.

  • çok ilginç gelen insanlardır bunlar.

    saç kestirmez kenarda oturur ve berberle sohbet eder. ya da saç kestirir ama hiç para ödemez. emlak, toprak yer köy konularından konuşurlar ve giderler.

    her berberde istisnasız olur bunlar. her seferinde yanılırım ve sırada zannederim bu adamları ama öğrenirim ki müşteri değil bu kişi.

    kim bunlar acaba lan.

    edit: şokenzi oldum. başlığı açıp unutmuştum pek iplenmez diye ama meğer ne çok fark edeni varmış bu herifleri. seviyorum lan seni sözlük.

    edit: başlığım taşınmış. kimsenin bulmadığı bir şey buldum diye sevinmiştim. gözüne dizine dursun ssg al kırdın işte kırdın.

  • "ben şimdi ne izledim?" dedirten tipik bir siyasal islamcı ağlama videosudur.

    anladık hep mağdursunuz. mağduriyetiniz ebedi.

    geçen hafta rüşvet, yolsuzluk içinde debelenen partine de iki kelime etseydin be.

  • "gaziantep'te 100 kişiye 'suriyelilerden memnun musunuz?' diye sorduk, 97'si suriyeli çıktı."

  • günümüz futbolunun geldiği nokta brezilya gibi kreatif adamların olduğu bir ülkeyi bile yemiş, bitirmiş. artık futbol üç günde bir maç yapan, tamamen fiziğe dayalı, bir nevi robotik futbolcular istiyor. ama biz eski futbol romantikleri ronaldo, rivaldo, ronaldinho, beckham, inzaghi, batistuta, bergkamp, klinsmann, figo, recoba, del piero, hagi, zidane hatta higuita gibi adamları izlemek istiyor. daha birşeyler anlatmak istiyor ama anlatamıyorum, yinede ne demek istediğimi anlayan birileri olduğunu düşünüyorum.

    edit: bu arada yanlış anlaşılma olmasın, biz futbol sevdalıları 0-0 bitmiş lecce - cagliari maçını bile banttan izleyebilir, ondan bile ara ara keyif alınabilecek kısımlar bulabiliriz. bu yazı sadece izleyenlerin gözlerindeki pası silen, atlet gibi sağa sola yardır yardır koşmaktan ziyade bir nevi sanat icra eden eski ikon futbolculara duyulan bir özlemdir.

    eskiden bırakın büyük ülkelerin büyük futbolcularını, romanya'nın, şili'nin, bulgaristan'ın, nijerya'nın bile sahaya çıktığı vakit tüm gözleri üzerlerinde toplayan, sahada şovunu yapıp, "ulan ne futbolcu be dediğimiz" ikonları, efsaneleri vardı.

  • gezegenin en gizemli oluşumlarından biri olarak kabul edilen bu oluşum afrika'da moritanya'nın vadane şehrinde bulunan jeolojik bir yapıdır.

    afrika'nın gözü veya sahra'nın gözü olarak da bilinir. uzaydan görüldüğü için nasa burayı astronot feneri olarak da adlandırıyor. çünkü uzay mekiklerinin dünya’ya dönüşü sırasında astronotlar burayı gemilerin deniz fenerlerinden yararlandıkları gibi kullanıyor. hatta buraya dünya'nın gözü diyen de var.

    çölün ortasında, uzaydan mavi bir göze benzeyen bu oluşumun çapı 50 km civarında ve yerden fark edilmiyor. 1965 yılında uzay yolculuğu yapan gemini 4 astronotları mcdiwitt ve white tarafından keşfedilmiştir. oluşumun kenarlarında bulunan mavi renk, kuvars kristallerinden kaynaklanıyor. bir zamanlar, bir göktaşı’nın yüzeye çarpması sonucunda oluştuğu düşünülen bu inanılmaz oluşum hakkında, günümüzde bilim adamları önceki görüşleri reddederek erozyon sonucu meydana geldiğini düşündüklerini belirtiyorlar. yapının yan kısımları tortul kayaçlardan, ortadaki dairesel yapılar ise bazalt ve volkanik taşlardan oluşuyor.

    yine de hala nasıl oluştuğu kesin bir şekilde açıklanmış değildir.

    kaynak
    kaynak
    kaynak

  • hazımsızlığın lüzumu yok, bu adam geçen sene yanılmıyorsam fenerbahçe'nin 3-1 kaybettiği sivas maçının sonunda ekrana kocaman bir ozan tufan kafası yansıtmıştı. kafasına esince fenerbahçe'yle de dalga geçiyor yani. beğenmiyorsanız izlemeyiverin bir zahmet, adama bak illegal yayın izliyor yayıncıya sallıyor. torbacıdan aldığın malı beğenmeyince polise mi şikayet ediyorsun tohum verdi diye aq bu nasıl bir zihniyet.