ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
japonya'da öğle yemeğine 3 dk erken çıkan adam
-
ahlak degil obsesifliktir. japonya, asiri calismaktan olenlerin oldugu bir ulke. asiri calismanin, fazla mesai yapmanin ve bunun karsiligini almamanin, sirkete kole gibi baglanmanin normal karsilandigi bir ulke. japon kulturu, asiri baskici bir kultur. bu sebepten oturu zaten zibilyon adet manyaklik japonya'dan cikiyor. 3 dakika erken cikmismis yemege!
bir japonya ovuculer iki iran ovuculer, al birini vur otekine.
edit: okuyun okuyun da japonya guzellemelerinize bir son verin
death from overwork: japan's 'karoshi' culture blamed for young man's heart failure
edit2: olumlere dair turkce kaynak
çocuk sahibi olunca hayatın kaydığı gerçeği
-
hayatının kaydığını düşünen ve pişman olan insanların bebekleri için çok üzüldüm. keşke siz çocuk yapmasaydınız lan. şahsen benim hayatım kaymadı, tek istediğim bi gece deliksiz uyumaktı. eşim ve kızım bir haftalığına memlekete gittiler, bir gün ayı gibi uyudum ama işten gelince akşam kızımı göremeyince, hayat bir anda anlamsız geldi.
karantina otobüsünden polis eşliğinde alınan yolcu
-
kim bilir hangi nüfuzlu insanın çocuğu sordurtmuştur.
"bütün hayvanlar eşittir, bazı hayvanlar daha eşittir"
-hayvan çiftliği, george orwell
kaynak
zlatan ibrahimoviç
-
kendisi isviçreli filan değil, gerçek bir türkmen alevisidir.
asgari ücretin 11 bin 402 tl olması
-
tüm türkiye tek yürek, tek maaş
sabah namazı için otobüsün durmasını isteyen yolcu
-
onlarca kişinin öldüğü trafik kazalarında bile firma ismini sansürleyen, en ufak bir ipucu vermeyen malum medyanın bu olayda sergilediği ekstra afişe çabası akıl sahipleri için ibretlerle doludur.
küçük öğrenciyi tekme tokat döven öğretmen
-
daha vahimi diğer sınıfın kapısından bakıp sınıfına geri dönen öğretmen. allah herkese sarılı öğretmen vicdanı ve adaleti nasip etsin.
bülent kayabaş
-
gerçek anlamda çocukluğumun önemli simalarından biriydi; süper yıldız ve ayrı dünyalar gibi dizilerle sempatimi kazanmıştı ki o zamanlar 5-6 yaşlarındaydım. winnie the pooh'da hem winnie'ye hem de tigger'a sesiyle hayat vermişti, "hohohehheooww" kahkahası hala kulaklarımda...
her yönüyle güzel insandı, mekanı cennet olsun.
türk geleneğinde olan hediye türleri
-
(bkz: borcam)
avrupa yakası'ndaki selin'in kültleri
-
(bkz: tovbe tanrima)
apple'ın beyaz eşya işine girmesi
-
donmayan buzdolabı, ısınmayan fırın ozellikleriyle on planda olup diger marka beyaz esyalarla uyumsuz calisacaktir. siemens'in yikadigi çamaşırı apple'in utusuyle utuleyemezsiniz mesela.
seyretmek yerine fotoğrafını çekmek
-
günümüz post-modern anlayışın zerk ettiği ve hatta dayattığı bir absürt vak'a.
tanığı tanıklıktan, anıyı "an"dan, ispatı hakikatten değerli görmek.
atmosferin, yerini piksellere bırakması.
50 milyar dolarlık bir fon bütün hesapları bozar
-
o 50 milyar dolar 10 10 10 10 10 şeklinde şakkadanak bozulacaksa olabilir yoksa o iş yaş.