hesabın var mı? giriş yap

  • 199tl'ye hepsiburadadan edindiğim kulaklıktır. öncelikle entryme başlamadan önce kullandığım ve uzun süre deneyimlediğim (min 5 saat) bu ürüne rakip kulaklıkları sıralayayım. (fiyatı 1k'yı geçen kulaklıklar dahil edilmemiştir.)
    - beats solo 3
    - marshall major 3
    - jbl t500bt
    - sennheiser 4.40bt

    günümüzde popüler müzikleri dinleyen herkesin ilk baktığı bass'tan başlayayım. üstteki tüm kulaklıkların hiçbirisinde bu aletteki gibi bass yok. bass-up özelliği diye bir şey var, onu aktif etmeden bile yok. bass-up özelliğini aktif ettiğinizde titreşim özelliği bulunan gaming headsetler gibi oluyor. (msi ds502 gibi)

    midlere geldiğimizde ise midler sennheiser 4.40bt ve jbl t500bt 'den çok iyi. major 3'ün sesi aşırı kısık, bu yüzden midler yüksek seste boğuluyor ama orta seste major 3 daha iyi. beats solo 3 ise bass yönünden sıfır olduğu gibi midlerle bu arayı kapatıyor.

    tizlerde ise major 3 bir numaralı ve sennheiser 4.40bt birazcık daha sönük kalıyor q10'dan. ama tizlerde sıralama yaparsak major 3 > q10 = solo 3 > 4.40bt > t500bt

    cihazda hi-res audio sertifikası var. kablolu halde 20hz ile 40khz arasına çıkabiliyorsunuz bu sertifika ile. (20hz-40.000hz)
    aynı zamanda bluetooth ile flac örneklemesi yapabiliyor. 44.1khz 16bit flac müzik çalabiliyorsunuz. spotify'dan youtube music'e geçtiğinizde sesteki kaliteleşmeyi bariz hissediyorsunuz. youtube music çok daha kaliteli ses veriyor. sırf q10'u ve diğer kulaklıkları denemek için deezer hi-fi kullanmaya başladım. deezer hi-fi ise muazzam hissediliyor. t500bt ve 4.40bt ise fark yaratmadı hi-fi müzik dinlerken.

    özetlemek gerekirse
    + 199tl'ye aldım, fiyatına göre mükemmel. saydıklarım arasında en iyisi diyebilirim.
    + kulaklık taktığım zaman çok rahat ses kasabiliyorum. (dolby atmos - gaming mode ile)
    + çok fantastik bir bass'ı var. odanızda subwoofer kullanıyormuşsunuz gibi oluyor.
    + dengeli mid, kuvvetli tiz. ben hans zimmer tarzı müzik seviyorum.
    + ciddi manada 60 saat şarj özelliği var!!
    + type-c kullanıyor şarj olarak. 5 dakikada lowdan mediuma şarj edip 5 saat daha dinleyebiliyorsunuz.
    - aralarında en ağır kulalık. buna rağmen 4.40bt'den daha rahat. rahatlık sıralaması solo 3 > major 3 > t500bt > q10 > 4.40bt. şarj kapasitesine göre ben bu ağırlığa da razıyım onu da söyleyeyim ama.
    - tasarımı çok hoşuma gitmiyor. bendeki kırmızı-siyah modeli. bi major 3 etmez tasarım olarak.
    - anker firmasının fiyat politikasını sevmiyorum. fiyatını ya tam indiriyor ya tam çıkartıyor. (199'dan 499'a çıktığı oluyor ama hiç 199 aşağısına inmedi.)
    - bir miktar sonra ağrı yapıyor. (5 saat üstü kullanımda.)
    + şarj kablosu ve aux kablosu kaliteli.
    - aux kablosu çok kısa, masaüstü bilgisayar kullansaydım aux kablosu işe yaramayacaktı.
    + paketlemesi güzel ama bi solo 3 değil.
    - taşıma çantası çıkmıyor.
    - aktif gürültü önleyici özelliği yok ama bu fiyat bandında imkansııız zaten.

    özetle önerir tavsiye ederim ama ağırlık gibi eksileri var.. 400-800 bandındaki en iyi kulaklık. 1k kulaklıklarla kapışır.

  • yapanlara zerre saygımın olmadığı durum. kontak kurduğunuz ve bir şeyler paylaştığınız kişilere aldığınız kararı bildirecek kadar saygınız yoksa en baştan o insanın hayatına girmeyin. egoları farklı şeylerle de tatmin etmek mümkün. bunun için saygısızlık şart değil. takıntı boyutunda durumlarla karşılaşanlara değil lafım ancak bunu standart bir alışkanlık haline getiren insanlar türedi ve bu gerçekten inanılmaz can sıkıcı. bunun bir norm haline gelmesi gerçekten umut kırıcı.

  • böyle dutududutududutududutudu diye iniyor helikopter, çevresinde bir toz bulutu, içinden adamlar iniyor kafalarını eğerek, yanlarına bir sürü adam koşuyor böyle, herkesin kravatı uçuşuyor... abovvvv.

    bıkmadım arkadaş. bıkmadım yıllardır. bıkmam da... yahu ana haber bülteninde görsem de bıkmam, en tırto holivut aksiyonunda görsem de bıkmam. bu nasıl bir sahne ya. böyle helikopter iniyor ama pervanesi dönmeye devam ediyor dutududutududutududutudu diye. böyle pilot mikrofondan bir şey diyor, helikopterin çevresine arabalar geliyor. helikopterden inen evrak çantalı adamı arabalarına alıyorlar. kel korumalar var, görevliler falan... diline, dinine göre kah misafirimiz geldi diyorlar; kah efirmetiv, racır det gibilerinden anladık-tamamdır gibi bir şeyler söylüyorlar.

    bazen de operasyon için swat timi falan iniyor, abbbbbbaaaaaavvvvv. vay... vay....vay. o da bambambaşka bir alem. biri ipten iniyor, öbürü aşağı merdiven sarkıtıp iniyor, aşağıdakileri de alıp geri çıkıyor, go go go diye binanın tepesine iniyorlar. vay ki ne vay.

    hayranım arkadaş. helikopterden inan insanlara hayranım. atraksiyonlu insin, atraksiyonsuz efendi gibi insin hiç fark etmez. hay-ra-nım... işte o kadar. parkta otururken yanıma boeing 757 inse dönüp bakmam yeminle. ha çok gürültü çıkarsa belki şöyle bir "bismillah" der, doğrulurum o kadar. ama helikopter inse işte ona bayıla bayıla bakarım. içinden inen insanlara da hayran olurum. ha ama olur da bir ufo falan inerse de hemen gaçarım. huyunu suyunu bilmiyoruz sonuçta. temkinli olmakta fayda var.

  • gecen sene doğuda ebesinin örekesinde bir hastanede günde 500 hasta bakan arkadaşımın hesabına 3500 lira olarak yansıyan maaş. hatta bazı aylarda ambulans şoförü kendisinden yüksek döner alıyordu. hemşireler de 2500 civarı maaş alıyordu.

    yok eğer uzmandan bahsediyorsan evet alıyorlar. bunu hak etmediklerini iddia eden varsa gitsin yırtsın bir tarafını, tıbbı bitirip tusa hazırlansın, uzmanlık kazansın, zorla ücra yerlerde çalıştırılsın. çok kolay geliyor değil mi kulağa? nasıl da şıp diye konuvermiş beleş 7500 lira maaşa!

    bu maaşı hemşire maaşına endekslemek ise daha da saçma. hemşirenin maaşının az olduğu gibi bir ihtimal gelmiyor mu o çeyrek aklına? suçlusu doktor mu bunun?

  • türk kahvaltı kültürünün demirbaşlarından biri olan salatalık artık masalara koyulmaz, koyulamaz oldu.

    geçtiğimiz hafta kilosu 28 lira olan salatalığa ve buna neden olanlara bolca sövmüştüm ama artık dayanamıyorum sözlük. 3 kilo mevsim sebzesinin 100 lira olmasına dayanamıyorum. eskiden kasa kasa aldığımız meyvelerin tadını unuttum. önümüzdeki hafta yine akaryakıt zammı geliyor. bu salatalığın muhtemel kilosu 40 lira olacak.

    çalışmanın karşılığının bu kadar değersiz olmasını, 16 sene okuyup bu seviyede bir hayatı yaşamayı hiç birimiz hak etmiyoruz.

    2 oda evde polar ve kalın pijamayla oturup 710 lira doğalgaz ödemeyi hak etmiyoruz.

    fatura kaygısıyla televizyonu ışık açmadan izlemeyi, reklam zamanında televizyonu kapatmayı düşünmeyi hak etmiyoruz.

    asgari ücret 4250 iken ahırdan bozma evlere 2500 lira ödemeyi hak etmiyoruz.

    benzinin litresine 15 lira ödemeyi hak etmiyoruz.

    bize bu sefil hayatı sunanların lüks içinde tüm bunlardan etkilenmeden yaşamalarını hak etmiyoruz.

    yeter artık.

    h a k e t m i y o r u z

    rezalet

    imla.

  • kılıçdaroğlu hakkında fikirlerimi değiştiren yazı.

    şimdiye kadar başbakan gitse yerine kim gelecek diye düşünmüşlüğüm çoktur, sizlerin de düşündüğünüz gibi. ne de olsa birçoğumuzun hayatını kararttı, kimimizin geleceğini bitiriyor, kimilerinin de akli dengesini yitirmesine sebep oluyor. ve bunları yaparken hiç de suçluluk, pişmanlık, vicdan azabı duyuyor gibi değil. bu yüzden gitmeli, ülkesini bölen, ayrımcılık, sömürgecilik, yalancılık, hırsızlık, katillik yapan bir insana ne diyeceğiz helal olsun aldığın canlar, helal olsun çaldığın paralar mı diyeceğiz? kendisini allah sanan biri o, insanların ölüm fermanını yazıyor, kaderlerini değiştiriyor. bu insanı yargılamak bize düşmez, onun işi bizimle değil yukarıda, ama ego ve güç gözünü öyle bir kör etmiş ki acaba öleceğinin farkında mı bir gün?

    her neyse, ben bu yazıda, kendine oy isteyen biri görmedim. seçim arifesinde, halkı için endişelenen, halkını tek çatı altında toplamak isteyen bir başbakan gördüm. bu yazıyla güvenim, samimiyetine inancım oluştu. o da bizler için korkuyor, o aptal sandıkta binbir dolabın döndüğü o sandıkta seçilmediği takdirde olacaktan korkuyor. bizleri uyarıyor. şimdi bütün kendini müslüman sananlar, muhalefete, muhalefet yanlılarına düşman. size soruyorum hangi müslüman aynı soydan geldiği, aynı dini paylaştığı insanlara düşman olur ki? bazı insanlar sizi bize düşman etti de.

  • yeterli sermayeyi toplar toplamaz acmayi dusundugum dugun salonudur. olay butonu her yandiginda bir isi daha kacirdigimi dusunerek kahroluyorum.

  • 01 şubat 2016 tarihinde diyarbakır sur ilçesindeki çatışmalarda bölücü terör örgütü pkk tarafından şehit edilen urfa'dan diyarbakır'a görevlendirilen jandarma özel harekatçı teğmen.

    devremizin beşinci şehidi. diyarbakır'ın bizden aldığı üçüncü devremiz. henüz bir hafta önce silopi'den gelmiş, geldiğinin ertesi günü karşılaşmıştık. bu adamın, bu teğmenin sözde hayata 3-0 önde başlayan bu teğmenin yanında sivil kıyafetleri bile yoktu. aylardır oradan oraya gönderip duruyorlarmış, buradan da bir yere gidecekleri kesinmiş ve yola çıkarken sivil elbiselerini alamamış. o yüzden evime davet ettiğimde gelemedi benim arkadaşım.

    benden son isteği de samsung s4 mini bataryasıydı.
    istediğini dün aldım ama ona ulaştıramadan şehit edildi benim devrem.
    çok güleryüzlü adamdı recep. ne zaman evleneceksin bilader diye sormuştum, abi bu şekilde çalışan adamı hangi kız ne yapsın allahını seversen urfa dönüşünde ancak evlenirim demişti. bir sene sonra da tayin yazacaktı.

    bölük komutanı istifa edip gittiğinde bölük komutanlığı da kardeşimin omuzlarına kalmıştı, şimdi bölüğünün başında da kimse kalmadı.

    ben recep'i harp okulu birinci sınıftan beri tanırdım. hep gülerdi, mutlu adamdı, bizi harp okulunda komutanlarımız haksız yere zorlarken bizim için üzülürdü, bizimle beraber o da küfrederdi. kalıplı falandı ama şaşırtıcı derecede çok iyi spor yapardı. gümüşhaneliydi, gümüşhaneyi de çok severdi devrem benim.

    her şehitle beraber yaşadığım hüzün, çöküntü artırıyor farkediyorum ki, hastanede on tane teğmen, gerektiğinde en önde çatışan, bir bölüğü, takımı, timi emir komuta eden on tane teğmen ağlamamak için çok zor tuttuk kendimizi. çünkü ağlayamazsın, teğmenin duruşunu bozamazsın, teğmensen güçlü olmak, dirayetli olmak, kendini her daim tutabilmek zorundasın. ağlasak ardından recep demez mi ulan yakıştı mı şimdi on adam milletin içinde ağlaşıyorsunuz diye.

    hastane çıkışında da devrelerimizden iki kişi akşam sur'a gitmek için hazırlık yapmaya ayrıldı, iki kişi silvan'a gitti, bir kişi de bugün nöbetçiydi, nöbeti almaya, askerlerinin başına gitti.

    ne söylesem hiç bilemiyorum sanırım devremizin şehitleri gelmeye devam edecek. hepimizin canı yanıyor, yanmaya da devam edecek.
    ruhun şad olsun kardeşim. gözün arkada kalmasın. emre'ye, ibrahim'e, hubeyb'e, altuğ'a selamlar.