hesabın var mı? giriş yap

  • kampüste bildiri okuyan devrimci delikanlının ezan okunmaya başlayınca söylevine ara vermesi. ülkücülerden önce alkış alması sonra dayak yemesi.

  • benim gibi sağlık takıntısı olan bir insandır. şimdi tadında alırsan faydası var muhabbetine hiç girmeyelim. alkol alınan hoş muhabbet ırtamına da girmeyelim. bizler alkol sigara almadan en net en pürüzsüz en güzel halimizle her şeyi sonuna kadar hissedip yaşayan insanlarız.

    alkol sigara almayan genelde yalnızdır. kendimden örnek vereyim. şimdi bilirsiniz böyle bir insan bulmak zor, ya sporcudur ya sağlığına çok takıntılıdır ya da inançlarına ters düşüyordur gibi nedenler mevcut. üniversitede, gittiğiniz bir kursta ya da iş yerinde sigara kullanan insanlar bir bağ kuruyor. mesela ben sigara kullanmadığım için üniversitede sigara içilen ortamdan da uzak durmaya çalıştım rahatsız olduğum maruz kalmak istemediğim için. ders araları olurdu herkes sigara içmeye çıkardı, ben de boş boş yanlarında dikilmemek ben pasif içici olmamak için gitmezdim, fakülte önüne vs çıkanlar da hep sigara içenlerle ahbap olurdu. bu yüzden hep yalnız kalırdım, bu gittiğim bütün ortamlarda böyle oldu. sigara alışverişi, ateşin var mı felan derken sevgili olan bile oldu. sigara içerken boş boş beklerken bulunulan ortamda bir sohbet gelişebiliyor. bazı yakın arkadaşlıklar da böyle başladı.

    sigara kullanan insanlar arasında bir bağ oluşuyor aynı eylemi paylaşmaktan dolayı.
    başka bir noktaya değinecek olursa bunları kullanmayan insan kullanana göre daha hassastır. örneğin; kullanan insan yanları açık bir kafede istediği yerde oturtabilirken kullanmayan insan biraz gerginlikle sürekli duman geliş yönüne göre yerini ayarlamakta, yer de yoksa o dumana maruz kalıyorsanız zaten gerginlik oluşuyor ya da mekân müşteri kaybediyor.

    kötü kokudan rahatsız olan insandır. arkadaşlarına ve yakın insanına yaklaşırken temiz olmak ister, o yüzden karşısındaki insanın kokusundan da etkileneceği için istemez sigara içen insanla yakın temas kurmak.

    tadını sevmediği şeyi kafası ya da ortamı için reddeder. onun için en önemli şey kendisidir. kendinden başka bir şey için taviz vermez. arkadaş ortamında içilir uyum sağlayayım gibi düşüncelere kapılmaz.

    bu insan bir şeye bağlı olmayı, kendini bir nebze de olsa teslim olmayı reddeden bir insandır. kötü alışkanlıkları yoktur, antitez üreteceğinize koruyun ve sevin bu çok az kalan insanları.

  • insan lanet ankaradan biraz uzaklaşmadıkça bilemiyor kıymetini. ankara'yı sevecek ne kadar sebep olduğunu...
    sonbaharda odtü'nün içinde yürümek, turuncuya doymak, türkiye'nin en güzel simitini yemek, atatürk bulvarından güvenpark dolmuş durağına koştururken mevsimine göre nergis, sümbül ya da papatya koklamak, tüm yolların kızılay'a çıkması, bahar günleri öğleden sonra çay içip tuzlu erik yiyerek yağmuru izlemek, yaz akşamlarının uyunabilecek kadar serin olması, sakaryada net piknikte bira içip patates kızartması yemek, çoğu konsolosluğu barındırdığı için dertsiz tasasız vize alabilmek, heryerde bulunan atatürk orman çiftliği dondurması, eymir gölü, yola düştün mü heryere yakın olması, kuğulu parkında daima elinde balonu olan sevindirik çocuklar görebilmek, elinde küçük bir kese kağıdı kestaneyle bahçelievler yedinci caddede boş boş yürümek, suyunda demlenen çayın daima güzel olması, kale içinde türk kahvesi içmek, d&r ve dost kitabevi, aşağı ayrancıda zamanın 20 yıldır hiç ilerlememiş olması, seğmenler parkındaki ufak çeşmenin yanında kitap okumak, cermodernde saf saf raylara bakmak, ulusta her cins kamp ve tamirat malzemesini bulabilmek, gece öten kumrunun sesi...
    ankara, asla kıymeti bilinmeyen gri, karanlık, tozlu, hüzünlü bir şehirdir. 24 yıl yaşadıktan sonra bu şehirden tiksiniyorum diyerek terk edilen, 2 ay sonra yollarındaki çukuruna kadar özlenen şehirdir. hiçbir heyecanı yoktur, konserleri güdüktür, aşti keşmekeştir, kızılay kalabalıktır, trafiği berbattır, büyükşehir belediyesinden nefret edilir, ama ankara güzeldir.

  • oyunu neredeyse bitirdim, spoiler vermek istemiyorum ancak son savaştayım diyeyim. bu akşam evil playthroughmu bitirip paladinle iyi oynamaya başlayacağım umarım. girişi yaptıktan sonra tek tek notlara geçelim.

    -oyun muhteşem olmuş, özellikle benim gibi 80 -90 arası doğumlulara "bitmiş oyunun" nasıl olması gerektiğini hatırlattığı için üzünsem mi sevinsem mi bilemedim. artık bütün büyük oyun şirketlerinin corporate kafasıyla kar daha çok kar modelinde yönetilmesi yüzünden adam gibi oyun oynayamaz olmuştuk, taze bir soluk oldu bizler için. z kuşağı kardeşlerimiz de umarım iyi oyunun nasıl olması gerektiğine dair beklentilerini biraz yükseltirler de her sene geçen senenin kopyası olan ac veya benzeri serileri almaktan vazgeçerler firmalar adam gibi oyun yapar.

    -bana göre en imba party 2 melee 1 sorc ve 1 cleric. nette bulabilirsiniz, 2h melee buildları inanılmaz güçlü, baldurs gateteki 2 taşşaklı bossu tek meleem olmasına rağmen stundan çıkarmadan 2 turda kestim. sorceroru zaten anlatmaya gerek yok, cleric hem ofansif hem defansif olarak çok güçlü. ben sevdiğim için astarionla oynadım ama easy mode istiyorsanız astarionu sallayıp 2. meleeyi alın kesinlikle. roguelar maalesef end gamede hiç scale etmiyor, sneak atak damagei bg2'ye göre yok gibi bir şey, nerede o eski buildlar :)

    -ben chaotic evil kafasıyla oynadım ortalık birbirine girdi :d oyunu en az 3 kere bitirmenin gerekli olduğunu düşünüyorum, çünkü gerçekten çok emek var, sadece 1 kere bitirirseniz bir çok olayı kaçırırsınız.

    -diyaloglar muhteşem, adamlar hiç üşenmemiş race ve classa göre bile farklı diyalog seçenekleri eklemişler.

    -yukarıdakş entryimde yazdığım gibi oyunda bir çok ufak tefek trick var bunları kesinlikle öğrenin ve uygulayın, çok eğlenceli. misal silahınızın takım arkadaşınızın ateşli silahına değdirerek bile fire dmg vermesini sağlayabiliyorsunuz. diyorum ya adamlar psikopat gibi herşeyi düşünmüş.

    -githyanki jump efsane bir özellik, küçümsemeyin. oyunda jump, fly, misty step vs çok çok önemli. bu özellikleri veren aksesuarları sakın atmayın ne zaman lazım olacağı belli olmaz

    -oyunu öve öve bitiremem ama gelelim ufak tefek de olsa eleştirilere.

    -inventory yönetimi çok vakit alıyor, çeşitlilik yapalım derken bence biraz boku çıkmış, oturup yarım saat inventory düzenlemek beni artık bayıyor ama bundan zevk olanlar da olacaktır ondan gerçek bir eleştiri diyemem

    - düşmanlar bence fazla "ranged" odaklı, melee takılan düşmanlarda zorlayan yok gibi bir şey. insan şöyle bg1 deki sarevok gibi kodu mu oturtan düşman özlüyor. bunun yerine 10 tane farklı adamdan ufak tefek hasarlarla uğraşıyor olmak bence epiclik seviyesine biraz zarar veriyor. az ama taşşaklı 4-5 düşmanla uğraşmayı tercih ederim.

    -bazı classlar maalesef çok zayıf kalmış. thief çok sevdiğim bir classtır, bg2'nin de en güzel classlarından biridir ama bu oyunda ancak kapı, sandık açıyoruz. wizardda maalesef sorcerora göre çok daha zayıf. paladin, barbar, figther benzer seviyede hepsi zikertiyor :)

    -en sona en büyük eleştirimi sakladım. oyun bence fazla lineer. tabii ki itiraz edenler olacaktır ama özellikle bg2'deki ordan oraya gezme hissini hiç verememişler. çok büyük haritalarda aynı act içinde görevleri yapıyorsunuz. örneğin bg2'de firkraagla ilk savaşımı hala hatırlarım. levelim çok düşük geldiği için 4-5 level sonra dönüp kesmiştim. maalesef burada actlere geri dönme şansı olmadığı için öyle bir durum yok. levelları buna göre ayarlamışlar ama işte hep benzer güçlükte savaşlar yapıyorsunuz. çok kolay ya da çok çok zor savaşlar hiç yok. rpg oynarken bazen insan geriye dönüp tek büyüde bazı savaşları (abu dalzhims vs :d ) bitirmek istiyor. ayrıca baldurs gatein sadece 2 kısmını gezebiliyorsunuz. evet bu 2 kısım çok büyük ama benim gibi 1 ve 2 yi oynadıysanız insan 6-7 kısım bekliyor. özetle özgürlük hissi bana az geldi.

    şimdilik yorumlarım bu kadar, takılan olursa her türlü konuda yardımcı olmaya çalışırım. dediğim gibi evil oynadığım için bazı questleri komple atlamak zorunda kaldım şimdilik ama onları da en kısa sürede yapacağım.

    herkese iyi oyunlar, yılın oyununun tadını çıkarın!

  • şark kurnazlarına bak, adam diyorki insan gibi, bekle herkes binsin ben alıcam. o hırt adama saldırıyor. ya bi gidin ya. kimsenin hakkını düşünmeyen insanlardan nefret ediyorum. ya bu hırtın arkadaşı da otobüsün önüne falan yatmışi ya arkadaşım bi gidin ya, dünya sizin çevrenizde dönmüyor. adam almıyorum dememiş azcık bekle.

    tanım: sonuna kadar haklı olan otobüs şoförü

  • lisans son sınıfta bir sene önce uyuduğu için final sınavını kaçırıp ders tekrarı yapan arkadaşın teletubbies'in sonunu seyredeyim derken tekrar ettiği dersin finalini kaçırması... ` :inanılmaz ama gerçek`

    6 yıl sonra gelen edit : malum arkadaşla bunca sene sonra görüştüm. durumu hatırlattım. sezon finaliydi o yüzden kaçırmak istemedim dedi. *

  • kıza oda kiralamışsın parasını almışsın. çağırmışsın eğlencene de davet etmişsin, kabul etmiş. beraberce içmişsiniz gitar eşliğinde şarkı söylemişsiniz. buraya kadar güzel. sonra niye içkisine ilaç atıp tecavüz edersin? bu nasıl bir saçmalık?

  • akp'nin başarısız olduğunu anlamak için ekonomiden çok iyi anlamak gerekiyor mu? şu veri bile tek başına bir şey ifade etmiyor mu?

    nerdeyse 3 katına çıkmış. hele de geziciler yüzünden dolar 1.70'den 1.90'a çıktı diye ortalığı velveleye veren, adaklar adayan, kurbanlar kesen sizlerin paradigmasından bakınca, başarısızlık güneş gibi parlıyor.

    sene 2010 bakın yiğit bulut ne tartışıyor

    ekonomik krizle gideceksiniz. tıpkı geldiğiniz gibi gideceksiniz. başka partiler kurulacak. insanlar paralarını piyasadan çekecekler. o boktan esnafınızdan da alışveriş yapmıyorlar. palalı esnafınız artık kendini palalar.

    bunları da buraya bırakıyorum.
    #63981452
    #63968490

    (bkz: türkiye'deki muhaliflere öneriler)