hesabın var mı? giriş yap

  • yeni şarkısının reklamı için bile eski sevgilisine muhtaç olan müzisyen. ayşe arman'a verdiği röportaj o kadar sahte, o kadar kurgu ki okurken acıdım haline...pr cısı da bir hevesle ayşe arman'ı aramışta herşeyi anlatacakmışta aklınca adamı aklayacak. anlattıkları nereden tutsan elde kalıyor. empati yapayım diye zorluyorsun, olmuyor. sanki kadınla silah zoruyla birlikte oldun. sen 18 yıl bu kadının her türlü imkanını kullan, sömür; sayesinde prodüktör ol, inşaat şirketi sahibi ol, şan şöhret sahibi ol, sonra maddi manevi alacak hiç birşeyin kalmayınca, " panik atak oldum de, beşik kertmesi gibiydik" de. hastir len derler adama... biz senin ezik olduğunu zaten biliyorduk ama senin ağzında da duymayaydık keşke.

    hep kadınları suçlarlar ya," ünlü zengin adamı buldu, artık ona ihtiyacı kalmayınca bıraktı " derler. işte bu adamında o kadınlardan hiçbir farkı yok. ulan biraz adam olun be, aşk bitti de, sıkıldım de, başka birine aşık oldum de eyvallah... sana yıllarını vermiş sevgilini yermek, "ama o da ruh emici kadındı ühühühü, ayrılmasam ölecektim" demek nedir len??

    edit: kendisi hakkında yapılan yorumlara çok sinirlenip akıllara ziyan bir açıklama yayınlamış.* bu röportaj tam bir pr fiyaskosu olma yolunda ilerliyor, iletişim fakültelerinde ders olarak okutulmalı. öncelikle kendi adıma demir demirkan'dan nefret etmiyorum, niye edeyim? sertab erener fanı değilim, hiç olmadım. pazar kahvaltısında gazetelere göz gezdirirken okuduğum bir röportaj üzerine yorum yaptım. zaten bu röportaj herkes okusun diye değil miydi? o zaman yapılacak eleştirilere de açık olacaksın.
    sertab-demir birlikteliği başladığında bende 16-17 yaşlarındaydım. nasıl başladı devam etti, yaptıkları işler vs bize yansıtıldığı kadarıyla biliyoruz. hatta kendisinin 2000lerin başında göçmen şarkısının olduğu albümünü almışlığım bile vardır. az çok bizde türk rock müziğini takip ettik, 2000lerin başındaki türkçe rock patlamasındaki konser seyircisi bizdik. yani kendisinin itham ettiği gibi pür cahil halimle minik odamda, sınırlı internetimle, aşağılık fakir bir magazin manyağı olarak burdan kendisine nefret kusmuyorum. burada olay senin müzik dehan değil, ayrılıktan sonra nasıl bir adama dönüştüğündür canım kardeşim.
    olaya sertab-demir ilişkisi olarak değil herhangi sıradan bir çiftmiş gibi bakınca da sonuç değişmiyor. iyi-kötü birşeyler yaşandı bitti, bir taraf yoluna devam ederken, diğeri egosuna kibrine yenilip 18 yıllık ilişkisini bir kalemde harcayıverdi.
    aslında herkesin bu kadar olumsuz tepki vermesinin sebebi, yıllardır çizilen demir demirkan imajının yaldızlarının dökülmesiyle birlikte ortaya çıkan adamın yarattığı hayal kırıklığıdır. demek ki sertab'la birlikteliği gerçekten çok iyi bir projeymiş ki, bir adamı yıllarca son derece başarılı bir pr çalışmasıyla olduğundan iyi gösterebilmişler.
    ayrıca yaygın düşüncenin aksine demir'le müzikal birliktelik eurovision dışında sertab'a hiç yaramamış, özellikle "turuncu" albümüyle beraber sertab'ın kariyeri düşüşe geçmiştir. soner sarıkabadayı şarkısı "bu böyle" ye kadar da sertab ın 2000li yıllarda esamesi okunmamıştır.

    büdüt: istek üzerine demir demirkan'ın resmi sitesindeki açıklamanın linki eklendi.

  • insanın paulo coelho ile sohbet edermişçesine, sanki dinleyerek okuduğu bir kitap haline geliyor zamanla onbir dakika. okumuyorsunuz sanki, kelimeler gözlerinizin önünden akarken o size anlatıyor, arada bir kendi ile çelişiyor, anlatmak istemediği bir detayı sıkıştırıveriyor ama söylemiş olmanın memnuniyeti ile de devam ediyor, her yeni satırda yeni bir soru soruyor, sanki yavaşlatılamayan bir beyinden akıyor düşünceler ve sorular boş sayfalara. coelho'nun arayışlarını, sorgulamalarını ve açıklamalarını sevenler için hep aynı tarz şeyleri ifade ediyor kitapları farklı konular çevresinde. belki santiago veya veronikadan daha yüzeysel geliyor maria'nın buradaki arayışı, diğer kitapların etkisini veremiyor çoğu zaman. ama onu bir coelho kitabı olarak bile sevmek yetiyor sanırım. yazılanlardan daha derin olduğunu biliyor insan.

  • kendisini tanımıyorum ancak ödül aldığı konuşması hayatımda izlediğim en kötü konuşmaydı. rakiplerim güçsüzdü mü? hönk!!!
    adaylara teşekkür etmek yerine belediye başkanına teşekkür etmek mi? teşekkür yetmeyip, iltifat etmek hönk!.

  • ekşi sözlük'e hakaret etmekte kendince haklıdır. çünkü burada her yerden insanlar var ve kimsenin pislikleri gizli kalmıyor. dolayısıyla ekşi sözlük kendilerine zarar veren bir ortam. mesela şu an gibi.

    gelin size bu adam hakkında bilmediğiniz bir şey anlatayım.

    bu adam 2018 yıllarında ıstanbul aydın üniversitesi'nde medya işlerine bakıyordu. okulu asker gibi yöneten mütevelli heyeti başkanı mustafa aydın'ın da has adamıydı. kendisini akademik kadroya almaya çalıştılar fakat yök'ün gereksinimlerini karşılamadığı için almayı başaramadılar.

    iletişim fakültesi dekanına ve öğretim üyelerine baskı yaptılar. öğretim üyeleri bu kişiyi istemedi. çünkü lisans diploması yoktu. kendilerine verilen diploma da şaibeliydi. böyle bir kişi öğretim üyesi olamazdı. daha sonra kendilerine yakın olan sosyal bilimler müdüründen işi çözmeye çalıştılar. lisans öğrencilerine ders veremeyecek adam yüksek lisans öğrencilerine ders verecekti. sosyal bilimler müdürü ne kadar uğraşsa da hocaların duruşu sayesinde yine işi görülmedi. hocalar bu yüzden çok büyük baskıyla karşılaştı. bu da olmayınca basit idari görev verdiler meslek yüksek okullarında takıldı bir süre. sonra ne oldu bilmiyorum

    elinden gelen her hukuksuzluğu yaptı öğretim üyesi olup, bu sıfatı televizyonlarda kullanabilmek için. isteyen araştırabilir bu konuyu.

    şimdi ben bu olayın içinden bir şahit olarak bunu buraya yazabiliyor, kendisinin bilinmeyen pisliklerini ortaya dökebiliyorum. biri ismini arattığında google'da bu yazıyı okuyabiliyor. işte bu yüzden ekşi sözlük bu adama göre lağım çukuru. işte bu yüzden bu zihniyet sosyal medyayı tehlike olarak görüyor.

    fuatçığım bunu okursan burdan sana selam olsun nasıl da almadık seni aramıza ama.

  • gezi'de dolar 1.70'den 1.90'a çıktı diye anamızdan girdiniz, bacımızdan çıktınız. şimdi 3.25, nerden başlayalım küfretmeye? o zamanlar kimse doların yükselmesi ekonomi için çok iyidir, çok de güzeldir geyiği yapmıyordu. ne oldu ha? ne oldu?

    ekonominin içine ettiniz mutlu musunuz akpliler?