hesabın var mı? giriş yap

  • bir program için 20bin lira alıyordu, gözleri doluyordu, ağlıyordu nihat hoca. bu kadar mal insanı bir arada ilk kez görüyordu bu sene de yolunu buluyordu. şeklinde hikayeler anlatacak muhteremin marifeti.

  • bir kadinin omru boyunca karsilasabilecegi en buyuk hesaplasmalardan biridir muhtemelen kendisini istemeyen bir adamin aslinda iyi biri oldugunu kabullenmek.

    asik oldugu erkegin hicbir zaman kendisini istememis oldugunu ya da artik istemedigini ogrenen kadinin kabullenme sureci uzundur. elisabeth kubler-ross'un tanimladigi 5 stages of grief yani sevdigini kaybeden insanin gectigi 5 asamanin tamamini gecer kadin. yani

    - inkar* --> "olamaz boyle bir sey. o beni hala seviyor. benden vazgecemez."
    - ofke* --> "allaan salaa! ben fazlaydim ona. cok fazlaydim. degerimi bilemedi."
    - pazarlik* --> "belki de yeterince anlayisli olamadim ona. daha anlayisli olacagimi soylesem kesinlikle yeniden beni ister."
    - depresyon* --> "ben onsuz ne yaparim?"
    - kabul* --> "ne yapalim. beni sevmiyor."

    bu asamalarin bazen bir ikisini atlar kadin. ya da bazi asamalari hizlica gecer. bu asamalarin hangi hizda gecilecegi, kaybedilenin yoklugunun ne kadar belirgin olduguyla baglantilidir genelde. nihayetinde bittigini, adamin onu istemedigini kabul eder.

    adamla kadinin karsilasmalari ya da kadinla adamin cevresinin karsilasmalari mumkun degilse, kadin artik pacayi kurtarmistir. mutlu mesut devam edebilir hayatina. arada hatirlayip uzulse de daha fazla hirpalanmaz artik. adam hakkinda kafa yormaz, kendini suclamaz, adami suclamaz. oldu da bitti masallah...

    butun bu asamalari gecip rahata kavustuktan sonra bazen hayat kadini rahat birakmaz.

    bir gun bir arkadasi ile bir cafede oturup kahve icerken, yanindaki arkadasinin bir arkadasi gelir masaya mesela. laf doner dolanir adama gelir. kadinin adamin tanidigini bilmeksizin bu arkadasin arkadasi adamdan bahsetmeye baslar. ne kadar iyi kalpli, ne kadar sevecen, ne kadar duygusal,... oldugundan. adamla yasadiklari guzel anilardan ornekler verir ustune. kadin susar.

    bir kac gun sonra baska bir ortamda yine kadinin adamla yasadigi maceradan habersiz insanlar adamin bahsini acar. yine o mukemmel adam, yine o dunya sekeri, dunya zekisi, dunya yeteneklisi, dunya duygusali adam... kadin yine susar.

    kadin, kendisini uzen, kendisinin kalbini paramparca eden adamin aslinda kendisini taniyanlarin bahsetmekten hoslandiklari o mukemmel adam oldugunu duydukca daha da uzulur.

    herkese karsi anlayisli, herkese karsi vicdanli, herkese karsi yardimsever olan adamin dunyada canini yaktigi, uzdugu, kirdigi tek insanin kendisi oldugunun ayirdina varir sonunda. diger insanlardan ne eksigi oldugunu dusunur. dusunur de bulamaz. herkes dr. jeckyll ile karsilasmistir da mr. hyde'la karsilasmis tek insan kendisidir yeryuzunde.

    kendisine yasattigi onca acidan sonra onun aslinda "iyi" biri oldugunu kabullenmesi gerekir. o bes asamadan bir tur daha gecer. ama bu sefer kaybettigi adam degildir aslinda da kendine olan guvenidir. nihayetinde yasadiklarinin ana fikrini bulur, ki bu da cogu zaman "ben sevilecek kadin degilim." olur.

    not: bu entryye katkilarindan dolayi alright isimli sarkisi icin zap mama'ya, i'm a fool to want you yorumu icin lisa ekdahl'a, yazarken ictigim bir paket parliament sigarasini philip morris products s.a.'nin verdigi lisans kapsaminda ureten philsa as'ye ve tabii ki adama* tesekkuru borc bilirim.

  • film rusya'da 1905 yılında st. petesburg'da baş gösteren ilk ihtilal denemesinin kutlamaları çerçevesinde yaptırılmıştır. rus yöneticiler o zaman 27 yaşında olan ve o güne kadar sadece bir film (grev) çevirmiş olan eisenstein'a güvenmişlerdir.

    eisenstein da bu güveni boşa çıkarmamış ve sinema tarihinin baş yapıtlarından birini ortaya koymuştur. potemkin zırhlısı bir propaganda filmi olmasına karşın tüm dünyada büyük övgüler almıştır. öyle ki amerikan ulusal sansür kurumu filmi yılın filmi seçmiştir.

    einstein'in o dönemde böyle bir film çekmesine çok şaşırmamak gekekir zira 1920'lerde sinema tüm dünyada ayak takımının eğlencesi olarak görülür ve entellektüeller tarafından ciddiye alınmazen sscb'de bizzat lenin'in desteğiyle dünyanın ilk sinema okulu açılmıştır ve yine lenin'in kendisi "sinema bizim için sanatların en önemlisidir" sözünü söylemiştir.

    ek bilgi: eisenstein gemideki papazın merdivenlerden yuvarlanması sahnesi için uygun oyuncu bulamadığından dolayı bu sahnede yuvarlanan kişiyi kendisi oynamıştır. sinemaya başlamadan önce sirklerle ilgili olduğu için akrobatik hareketlere yeteneği vardır.

  • insanların makyajlı-makyajsız hallerine şaşıran insanların ekseriyetle kız arkadaşı olmamış erkekler ve ne kadar makyaj yapsa da güzelleşemeyen kadınlar olduğunu sanıyorum.

    ünlü veya değil insanlar böyledir. bir insanı ilk görüşmelerinizde makyajlı gördüyseniz ilk makyajsız gördüğünüzde size çirkin gelir. eğer ilk görüşmelerinizde makyajsız gördüyseniz, ilk makyaj yapışında "vay be güzel kızmış" etkisi yaratır. makyajın gücü*

  • dokuz yıl önce soğuk bir bayram tatiliydi. her fırsatta kaçtığım yer olan köye, dedemin yanına gitmiştim. tatilimin son günü, evde yalnız kaldığımız bir anda dedem bana seslendi. koştum gittim, "gel dedi, yanıma otur" oturdum. kolunu attı, sarıldı, iki damla yaş düştü gözlerinden. şaşırmıştım. çerkes ihtiyarları sert olur. sert adamdı benim dedem de. neredeyse altmış yıl aynı yastığa baş koyduğu babaannem öldüğü gün bile tek damla gözyaşı görmedim ben bu adamın gözlerinde. bana yakında öleceğini, bir daha görüşemeyeceğimizi söyleyerek vedalaştı ve helalleşti benimle. o an tek düşündüğüm şey dedemin bunamaya başladığıydı ama çok geçmeden ölüm haberini aldım. ölürken bile kendini bozmadan öldü. durup dururken " oğluma (babama) haber verin, ben ölüyorum" demiş, yatmış ve ölmüş. bir daha asla ne bir bayramın tadı oldu eskisi gibi, ne de köyün. evin direği yok o öldüğünden beri ve kimse yıl 1934, ağustosunun 26'sı diye başlayan hikayeler anlatmadı bir daha. ve eminim ki dünyada bir kez daha bu kadar saygı duyacağım bir insan olmayacak.

  • aramızda ne kadar duyumcu, vurdumduymaz, komplo teorici, okumaktan aciz olduğunu da gözler önüne seriyor.

    1) 2009 yılında, şunun veya bunun gibi servislerden sadece tc kimlik numarasıyla sorgulama yapılabiliyordu.

    aynı zamanda aynı bilgilere o dönem ysk'nın kendi sitesinden, sadece tc kimlik numarası girerek ulaşmak mümkündü.

    (ki yine tc kimlik numarası ve babasının adını bildiğiniz birinin mahallesini bulabilirsiniz).

    2) buradan bir kişi, sıradan bütün kayıtları görüntüleyerek kaydediyor. burası hem sadece tc kimlikle arama yaptıran, hem de servislerinden 50 milyon+ kere veri çeken vatandaşa "hayırdır" demeyen ysk'nın aymazlığı.

    3) daha sonra bu kişi, bu bilgileri internette şifreli olarak tutuyor. bu şifreli verileri okuyup arasında arama yapacak bir araç yazıyor. bu aracı da 2010 yılından itibaren el altından hukuk büroları vs. gibi, bir kişinin adresinin işe yarayabileceği sektörlere satmaya başlıyor.

    4) daha sonra bu ekip yakalanıyor. bu servisin veritabanı, şifreli haliyle internetten çekilip yerel olarak çalışacak şekilde dvd'ler halinde tekrar satılıyor. yavaş yavaş internete de düşüyor, ama veriler halen şifreli halde olduğu için yine arama aracı kullanılmak zorunda.

    5) bu verilere thecthulhu nickli, muhtemelen rusya kökenli bir kullanıcı ulaşıyor. bunu türkiye'nin emniyet birimi verileri adıyla duyuruyor. anonymous'a ait bir hesaptan 15 şubat 2016 anonymous türkiye tweet'i olarak duyurulunca popüler oluyor. hem halen veriler şifreli, hem de kendi aracıyla çalıştırmak zahmetli olduğundan çok popüler olamadan unutuluyor.

    - daha sonra bu veritabanı üzerinde uğraşıp şifre kırma çalışmaları yürütülüyor. (bu arada artık cleartext olarak yayınlandığına göre not edeyim: farklı bir index ile pad'siz base64 kullanarak şifrelemişler).

    6) şifrelemeyi kaldıran birisi turkish citizenship database adıyla dosyayı postgresql veritabanı yedeği olarak paylaşıyor. bu dosyanın içinde bütün veriler şifresiz, açık olarak yazmasına rağmen 6.5 gb'lık boyutu yüzünden, windows'taki popüler metin editörleri tarafından açılamadığı için çoğu kişi bunu açmayı da başaramıyor. hatta ulaştırma bakanı "öyle bir şey yok" diye açıklama yapıyor.

    7) sadece veritabanını kullanan ve basit bir arayüz yapan birisi, önce https://thanksgiving.epicm.org/, sonra https://thanksgiving.who.ec/ adresiyle basit bir web arayüzü yazıyor. bu aşamadan sonra herkesin girebilmesiyle (bu arada servisin sahibine göre herkes'ten kasıt online olan 2000-3000 kişi - bu açıdan halen insanların ne kadar haberdar olup olmadığını düşünebilirsiniz) popüler oluyor.

    ---
    halen buradaki adresinde oturan çok kişi tanıyorum. özellikle bana göre sosyal medyada ve halkta infial yaratan sapıklar vs. risk altındalar. bundan sonra 19xx doğumlu x.y.yi bulmak çok da zor olmayabilir. buradaki tc kimlik numaralarıyla çok önemli olmasa da bazı işlemler yapılabiliyor. yine buradaki bir tc kimlik numarasıyla akraba bilgilerine de ulaşılabiliyor.

    2010'da yaşanan kpss kopya skandalına, o dönem bas bas bağırıp adalet istememize rağmen, o dönem soruşturma açmayıp 6 sene sonra açanlar, yine 6 sene öncesinin adaletini vermeye çalışabilirler ancak. hatırlarsınız, yine tc kimlikle sorgulama yapılabiliyor olduğundan karı-koca cemaatçilerin kpss'den tam puan aldıklarını öğrenmiştik. bunun üzerine ösym'nin yaptığı ilk şey, bu iddiaları soruşturmak yerine sınav sonuçlarının sadece tc kimlik yerine şifreyle öğrenilmesini sağlamaktı.

    yine bunun çalınmasının üstünden 7 sene geçmiş, çalınırken önlememişsiniz, satılırken önlememişsiniz, dağıtılırken önlememişsiniz, internete yüklenirken önlememişsiniz, halen de kör taklidi yapıyorsunuz diyorsunuz. pes demek lazım sadece.

  • oruç falan tutmuyorum da engelle butonumu baya şenlendiren olay.

    iyiki gelmiş bu ramazan sözlükte ne kadar ergen mal var hepsini ortaya çıkardı daha ilk günden.

    keske biraz daha saygili olsak erzurumdaki saygisiz herife laf edip burada oruc tutanlari galyana getirmek ifade ozgurlugu degildir. oruc tutmayan kararina saygi istemekte ne kadar hakliysa oruc tutana da bu saygiyi gostermek zorundadir. insan irki duzelecekse anca boyle duzelir yoksa birbirimizle savasir dururuz.

  • hoşt ulan !!! 16 senedir yaptıkları için hakkımı helal etmiyorum. bu ülkede güvenilir tek kamu kurumu bırakmamış, gelmiş geçmiş en büyük borç yükünü koymuş daha hala ne vefa borçluymuş sayın ak troll.

  • işlenmiş etler ağır işlenmemiş etler yoğun ateşte pişer.

    örneğin köfte ve kebap türü et ürünleri işlenmiştir ve mümkün olduğunca ağır ateşte pişmelidir, et sote yaparken yada bir antrikot pişirirken yoğun ateş kullanmalıyız