hesabın var mı? giriş yap

  • bir tanrı düşünün ki koskoca evreni ve zamanı yaratıyor, içine neredeyse sınırsız sayıda yıldız ve gezegen dolduruyor. türlü fizik kanunları, kimyasal tepkimeler koyuyor. yetmiyor, evrenin kimi bölgelerinde biyolojik faaliyetler yaratıyor ve bunların içinden biri kendini sorgulayabilir hale geliyor. bu tanrı öylesine kudretli ki yukarıda bahsedilen, yarattığı şeylerden sınırsız sayıda tekrar üretebiliyor. yok edebiliyor. üstelik hepsinden münezzeh, yani bu yaratımları kendisinden hiçbir şey eksiltmiyor.

    öyle bir güç.

    ve bu tanrı kendini savunmuyor ancak koskoca evrende, sınırsıza yakın yıldız içerisinde, küçücük bir kayalık gezegende, şans eseri yaşayan bir canlı o tanrının savunulmaya ihtiyacı olduğunu düşünüyor.

    be arkadaş, bu ne biçim bir saçmalık?

  • organize suc. tek suclusu kesinlikle tecavuzu gerceklestiren kisi degildir. onunla beraber kizin ailesi, olaydan haberi olan herkes ve bu olaya izin veren devlet de sucludur, cezalandirilmasi gerekir.

  • ne zaman bir ambulans sesi duysam, içindeki için dua ediyorum, dışında olduğum için şükrediyorum, yol vermeyene beddua, arkasına takılıp fırsatçılık yapana da küfrediyorum.

  • (bkz: kurtlarla koşan kadınlar)
    (bkz: clarissa p. estes)

    herkesin okuyabilecegi bir kitap degil, belli bir birikime ve okuma kulturune sahip olmak gerekir. isminden de anlasilacagi uzere daha cok kadinlara yonelikmis gibi gozukuyor. dogru da keza. fakat hassas, duyarli ve karsisidakini anlamaya odakli erkeklerin de kendilerine cok sey katabileceklerini dusundugum bir kitap.

    dunyaya, kendinize, insanlara ve her anlamdaki ikili iliskilere bakis acinizi degistirebilecek derinlikte bir kitap gercekten. kendinizle ve karsinizdaki kisilerle daha saglikli iliskiler kurdugunuzu fark edeceksiniz okuduktan bir süre sonra.

    (bkz: düşünce gücüyle tedavi)
    (bkz: louise hay)

    kendine karsi sevgisiz ve ozguvensiz kisilere cok faydali olacagini dusundugum kisisel gelisim kitabi. bana cok sey katmisti okudugum donemde. hicbir zaman ozguven sorunu olan bir insan olmadim ama kendimi hic dusunmeden, sirf baskalarinin beklentilerine gore yasardim. sanki boyle yapmazsam kotu biri olurmusum gibi manasiz bir dusuncem vardi. fakat 'ben' demenin bencillik olmadigini, onemli olanin kendi isteklerim ve dusuncelerim oldugunu icsellestirmemi saglamakta ciddi manada etkisi oldu bu kitabin. baskalarinin yorumlarina ve yersiz beklentilerine kulak tikamakta zorlaniyorsaniz, kesinlikle okuyun derim bu kitabi. ve ayni zamanda bedensel rahatsizliklarimizin ve hastaliklarimizin tumunun zihnimizde urettigimiz hangi düşüncelerden kaynaklandigini da acikliyor kitabin sonunda. ayni yazarin 'kalp gucuyle tedavi' isimli diger kitabini da okursaniz cok daha etkili olur hatta.

    (bkz: düğümlere üfleyen kadınlar)
    (bkz: ece temelkuran)

    ece temelkuran'in beyrut, libya, tunus ve misir'da gecen, 5 ayri kadinin hikayesini anlattigi romani. baslangicta fazlasiyla sinematografik ve melankolik bir anlatimi var kitabin. kadinlarin hikayesinin arka planindaysa her birinin ulkesinde yasanan siyasi cikmazlari ve toplumlarinin gosterdigi-goster(e)medigi reaksiyonlardan bahsediyor. mutsuz ve umutsuz bir sonla bitecegini dusunurken cok baska bir sonla karsilasiyorsunuz. kitabi bitiripte elimden biraktigimda, soyle dedigimi hatirliyorum: 'oh be! gercekten yahu!' cunku bu kitap bana kadin olmanin her seyden evvel ne anlama geldigini, bunun bana ve yasamima gercekte ne anlam kattigini kesfetmemi sagladi. evet, bir nevi bu kitapla kesfettim ben gucumu. ciddi bir uyanis ve cok icten bir 'iyi ki!' getirdi bu kitap bana. 'kadinim, ve iyi ki boyle. aklimla, kalbimle, vicdanimla, merhametimle ve gozu karaligimla iyi ki ben benim' diye dusunup yazmistim hatta bir yerlere. beni bana kavusturan kitaplarin basinda gelir, dugumlere ufleyen kadinlar. bilhassa kendini gucsuz ve savunmasiz hisseden kisilerin mutlaka okumasi gerek bence.

    (bkz: güneş çavması)
    (bkz: esra van der wiel)

    yasadigi hayattan mutlu olmayanlarin, 'olmam gereken kisi bu degil' diye dusunenlerin, kendini ve hayatini degistirmek isteyip bunu nasil yapacagini bilemeyenlerin ve kendindeki degisimden dahi korkan insanlarin muhakkak okumasi gereken cok da surukleyici bir roman.

    kendi bedeninde ve beyninde 'baskalari' odakli yasamanin ne kadar sacma oldugunu, aslolanin mutlu olmak ve mutlu etmekten baska bir sey olmadigini, basit yasamak gerektigini ve baskalarini mutlu etmenin yolunun onlarin kontrolunde yasamak degil, kendi istek ve beklentilerimize göre yasamaktan gectigi sonucunu cikaracaginiz, okumasi keyifli bir kitap. kendinize, arkadasiniza, anne babaniza ya da sevgilinize; yani etrafinizdaki herkese benzeyen cok sayida karakterin oldugu 2 ciltlik roman. 'kendimi mutsuz hissediyorum' diyen herkese onerebilecegim bir kitap ayni zamanda.

  • ermenek'teki madencinin eşi ne diyordu, herkes bayram yaparken biz bayram yapamadık, mecbur kaldık, her şeyi kabul edip madene indiler. öğle yemeği için dışarı çıkmamayı, tuvalet izni kullanmamayı, servis parasını ceplerinden ödemeyi kabul ettiler. çünkü bakacak çocukları, doyuracak karınları vardı ve bir kişi hayır diyip düzene kafa tutsa 100 kişi evet diyip düzene dahil olmak için kapıya gelecekti. işte bu yüzden ucuz işgücünü daha da ucuzlatabilmek için nüfusun artmasını istiyorlar ve artan nüfusa oranla açlıktan ölmeyecek kadar kazanılan bir işe şükretmemiz isteniyor. ve buna mucize diyorlar.

  • doğru şeyler söylüyor ama apo adı geçtiği an diğer söylediklerinin pek anlamı kalmıyor. abdullah öcalan, herhangi legal bir konuda hak veya söz sahibi olamaz. hani olmaz ya, hdp tek başına iktidar olsa bile öyle bir şey olamaz. yıllardır şu apo ve pkk ısrarı yüzünden kürtlerin söz hakkı olmuyor, legal siyaset yapamıyorlar. zararın en büyüğünü kürtlere veriyorsunuz.

    seni haksız yere muhalefet yaptığın için içeri attılar (gerçi o zamanlar bile apo diye tutturuyordun ya), muhalefet ve halk sana destek vermek istiyor ama hemen bir apo güzellemesi yapıyorsunuz. pkk sempatizanı kürtler hariç şimdi halk sana nasıl destek versin? sana destek vermiş herkesi bir anda pkk destekçisine çeviriyorsunuz.