hesabın var mı? giriş yap

  • küba lideri raul castro'nun, barrack obama'ya yaptığı nefis vücut çalımıdır.

    bilen bilir, obama vücut dilini iyi kullanan bir lider. (bizimkinden iyi olmasın) hâl böyle olunca görüştüğü tüm liderlere üstünlük sağlamak, 'ben abd başkanı'yım, senin ağabeyin sayılırım' demek için elini temas sonrası, karşısındakinin omzuna koyar, kafasına sever, başını okşar vs.

    raul castro reyis bunu bildiği için havana'daki basın toplantısı sonrası obama'nın elini ince bir hareketle alıyor, kündeye getiriyor ve sayı!

    obama önce bozuntuya vermese de, bayağı saçma bir görüntü çıktığı için birkaç saniye sonra tepesinin attığını belli ediyor. yine de kürsüden inerken gazetecilere bildik gülüşünü atmadan etmiyor.

    ancak castro durmuyor ve hem kendini kollamaya devam ediyor hem de ayar üstüne ayar veriyor.

    bazı dünya liderlerine duyurulur. ev sahibi olduğu g20'de müsamere çocuğu gibi ortada pişmiş kelle misali sırıtarak, sen oraya, sen şuraya geç diyerekten, yer göstericiden öteye gidemeyenlerden kastım.

    http://www.npr.org/…-in-cuba-after-historic-meeting

  • " türkiye'nin 90%'ı calgon kullanıyor " dedikleri halde, calgon'un 10% için verdiği mücadeleyi takdir ediyorum.

  • sosyal mesafelenme (social distancing), insanların kamusal alanlardan izolasyonu ile birlikte, toplum içinde hareketlerini sınırlandırma olarak tanımlanabilir. sağlık yetkilileri insanları halka açık toplantılardan kaçınmaya, evde daha sık kalmaya ve birbirlerinden uzak durmaya teşvik eder. sonuçta sosyal mesafeleme ile insanlar daha az hareketlidir, mobilite azdır ve birbirleriyle daha az etkileşime girer.

    işte covid-19 ya da sars-cov-2 için the washington post'un yayınladığı oldukça güzel ve etkili bir simülasyon var ve sosyal mesefelemenin ne kadar faydalı olduğunu bize çok net anlatıyor. washington post'daki harry stevens'in bu makalesini, sözlüğe taşımak istedim. buyrunuz:
    (özet geç diyenler için: evde oturmanın, gerektirmedikçe dışarı çıkmamanın,kalabalıklardan olabildiğince kaçınmanın faydasi muazzam)

    her şeyden önce, coronavirus'ün exponansiyel artışı, yani oluşturduğu üstel eğri herkesi endişelendiriyor. üstel varsayıma göre, örneğin vaka sayısı her üç günde bir ikiye katlanmaya devam ederse, mayıs ayında abd'de yaklaşık yüz milyon vaka olur. aslında bu bir matematik, kehanet değil. ancak bu noktada hatırlamakta fayda var, gerçek dünyada hesap böyle olmuyor. çünkü belli bir noktadan sonra artis hizi onemli olcude düştüğü için, işte bakkal matematigi ile x gün sonra y milyon kisi ölür seklinde cikarim yapmamali.

    burada amaç zaten eğriyi mümkün olduğunca düzleştirmek.

    sars-cov-2 seyri (united states), üstel eğri : https://hizliresim.com/0zfuyu

    halk sağlığı uzmanları göre, insanların kamusal alanlardan izolasyonu ile birlikte, toplum içinde hareketlerini sınırlandırırılması yani social distancing “sosyal mesafe” uygularlnırsa, virüsün yayılması yavaşlar.

    öncelikle herhangi bir önlem alınmadan, covid-19 aylarca katlanarak yayılmaya devam edecektir. nedenini anlamak için fake bir hastalığın bir popülasyona yayılması simüle edilmiş:

    (simülasyonlarda, mavi noktalar sağlıklı insanı, turuncular hasta insanı temsil ederken mor noktalar ise iyileşen insanları temsil etmekte)

    https://gifyu.com/image/itzu

    sadece 5 kişilik bir popülasyonda bile virüsün yayılması görüldüğü gibi uzun sürmüyor.

    daha sonra, hastalığın 200 kişilik bir kasabada yayıldığında ne olacağını görelim. kasabadaki herkesi rastgele bir pozisyonda başlatacağız, rastgele bir noktadan hareket edeceğiz ve bir kişiyi hasta yapacağız.

    hasta insanların sayısını temsil eden eğrinin eğiminin, hastalık yayıldıkça nasıl hızlı bir şekilde arttığına ve daha sonra insanlar iyileştikçe nasıl daraldığına dikkat edelim.

    https://gifyu.com/image/itz8

    şimdi de, gerçek covid-19 söz konusu olduğunda,nüfusunun büyük bir bölümünü enfekte etmeden önce virüsün yayılmasını yavaşlatmayı deneyelim. bulaşıyı yavaşlatmak için, çin hükümetinin hubei eyaletine empoze ettiği gibi, zorunlu karantina uygulansın.

    https://gifyu.com/image/itzv

    ancak buradaki sorun da görüldüğü gibi şu: gerçekte umduğumuz gibi, hasta popülasyonu sağlıklı olandan tamamen ayırmak pratikte imkansız. sonuçta, ülke büyüklüğünde bir hapishane inşa edemeyiz.

    işte burada devreye giren nokta sosyal mesafeleme (social distancing) yöntemi.

    her şeyden önce, sağlık yetkilileri insanları halka açık toplanmalardan kaçınmaya, evde daha sık kalmaya ve diğerlerinden uzak durmaya teşvik eder. insanlar daha az hareketli ve birbirleriyle daha az etkileşime giriyorsa, virüsün daha az yayılma fırsatı vardır. bu uygulamada bile insanın doğası gereği bazı sorunlar mevcuttur. pek tabi bazı insanlar hala dışarı çıkacak. belki işleri ya da diğer yükümlülükleri nedeniyle evde kalamazlar ya da uzmanların uyarılarını dikkate almayı reddederler. bu insanlar sadece kendilerini hastalamakla kalmaz, aynı zamanda hastalığı da yayarlar.

    bakalım nüfusumuzun dörtte biri hareket etmeye devam ederken, diğer dörtte üçü sağlık uzmanlarının “sosyal mesafeleme” dediği bir strateji benimserse, simülasyonumuz nasıl olacak?

    https://gifyu.com/image/itzf

    daha fazla sosyal mesafeyi simüle etmek için, nüfusun dörtte birinin hareket etmesine izin vermek yerine, her sekiz kişiden sadece birinin hareket etmesine izin verdiğimizde neler oluyor?

    https://gifyu.com/image/itzb

    görüldüğü gibi, sosyal mesafeleme, karantina denemesinden daha iyi sonuçlar verir ve kapsamı genişletilirse yani, sıkılılığı artırılırsa, sonuçlar da daha iyiye gider.

    özetle;

    https://i.hizliresim.com/xhbfva.png

    ancak, bununla birlikte, yazının sonunda bir uyarı paragrafı da var:

    bu simülasyonlar, birebir olarak covid-19'u yansıtamaz. simülasyon dediğimiz şey, gerçek yaşamın karmaşıklığını büyük ölçüde basitleştirir. ancak üç aşağı beş yukarı bir fikir edinmemize de olanak sağlar.

    ayrıca yukarıdaki bulaşı simülasyonlarından farklı olarak, covid-19 ölüme de yol açmakta. ölüm oranı net olmasa bile, covid-19'dan ölme riskinin en yüksek yaşlı bireylerde olduğunu biliyoruz.

    vurucu bir de dipnot ekleyelim:

    bu simülasyonun daha gerçekçi olmasını istiyorsanız, simülasyonları izledikten sonra bazı noktaların tamamen ortadan yok olduğunu hayal ediniz.

    kaynak: https://www.washingtonpost.com/…d/corona-simulator/

  • cogu turkun vazgecilmezidir, yurtdisinda bir nebze olsun islak mendille giderilse de, siz, siz olun islak mendil alirken uzerinde ne yazdigina bakin, yoksa benim gibi aksam eve varana kadar kicinizda mentol ferahligini hissedersiniz.

  • bir anda polislerin içinde öyle başı öne eğik, siyah hırka, üç numara saçlar ve sakalla ortaya çıkınca hakkında "sempatik" ünvanını duyuverdiğim insan.

    kız kardeşim, "niye bu kadar kızıyorsunuz çocukcağıza?" dedi.

    not: kardeşim mal.

  • devlet bahçeli açıklaması.

    delireceğim. biz ölümü mü tercih ediyoruz? keyfimizden mi 40 yıllık binalarda oturuyoruz? asgari ücrete bakın, ''risksiz'' binaların kiralarına bakın. insanlar sizin yarattığınız yokluktan mezara giriyor. kim istemez sizin gibi villalarda, saraylarda oturmayı? insanlar aç.

    tanım: deprem araştırma önergesine hayır oyu veren parti başkanının açıklaması.

    edit: al birini vur ötekine akp’li belediye başkanının skandal açıklaması (bkz: her şeyi devletten beklemeyin 0 ev alın)

  • (bkz: #142002241) sorusuna cevaptır.

    ay'a gitmek, hele hele insan gönderip sağ salim geri getirmek çok zor bir iş. günümüz teknolojisi için bile zor bir iş.

    ilk önce dünyanın yer çekimi kuyusundan kurtulup ay'a gitmeniz gerekiyor. sistemimizdeki başka gezegenlere göre dünya küçük olsa da yerçekimi aslında az değil. gezegenimiz 9.8 m/s2 lik bir yer çekimine sahip . koskoca halkaları olan satürn'ün yerçekimi 10.44m/s2. mars'ın ise 3.7m/s2 .

    böyle bir yerçekiminden kurtulup ay'a gitmek için gökdelen boyutunda roketlere ihtiyacınız var. bu işi beceren/becerebilen roketlere baktığımızda saturn v ve sls* roketlerini görüyoruz. bu roketler florida'nın düzlüklerinde çok büyük değilmiş gibi gözükebilir ama aslında baya baya gökdelen boyutunda roketler. hani new york şehrine koysan o kadar bina arasında kendini belli eder. böyle bir roketin tasarımı ise son derece zor bir iş. hata payınız sıfır. mesela sls roketi saniyede 5.5 ton yakıt yakar. bakınız saniyede! böyle bir motorda ufak bir hata olsa havaya uçar ki geçmişte pek çok yaşanmış olay var. (bkz: n1 roketi)

    roketle fırlatıldık diyelim. bu sefer de hedefi tutturmanız gerek. "la ay koca şey nasıl kaçırılır" dememek gerekir. uzayda yol almak dünyadaki gibi değildir. uzayda inanılmaz hızlarla hareket eden ay'ın yörüngesine girmek için doğru anda doğru yerde motorlarınızı ateşlemeniz, yolda rotanızı düzeltmeniz ve yine ay'a yaklaşınca doğru yerde, doğru anda, doğru miktarda yavaşlamanız gerekir. bunları yapmazsanız ya ay'ı kaçırıp uzayın hiçliğinde kaybolursunuz, ya da ay'a çakılıp yeni bir krater meydana getirirsiniz.

    diğer bir konu radyasyondur. bahsettiğim radyasyon ise meşhur van allen kuşakları değildir! van allen kuşaklarında yüksek enerjili partiküller ve radyasyon fazla olduğu için tehlikelidir ancak bu büyük bir dert değildir. zira astronotlar bu alandan olabildiğince kısa sürede geçecek bir rota ile seyahat ederler. esas mesele güneş ve güneş dışı kaynaklardan gelen radyasyondur. uzay aracının bu radyasyona karşı azami koruma sağlaması gerekir. artemis görevlerinde astronotlar apollo programında uzayda en uzun kalmış astronotlardan iki kat daha uzun süre görev yapacak. bu da onlar için çok daha büyük bir risk demek. bu riskin üstesinden gelmek için ise yeni teknolojiler ve yöntemler geliştirilmesi gerekiyor.

    bundan elli sene önce apollo seferlerinde astronotlar gerçekten kelle koltukta ay'a gittiler. seferlerin hemen hemen hepsinde görevi tehlikeye atacak problemler yaşandı. en bilinenlerinden örnek vermek gerekirse ay'a inilen apollo 11 seferinde görev bilgisayarı iniş sırasında aşırı yükten dolayı iflas etti. apollo 13'te servis modülündeki tanklar havaya uçunca ölümden döndüler. bir başka seferde rokete çarpan yıldırım nedeniyle kumanda bilgisayarı neredeyse yanıyordu. ve tabi ilk apollo seferi olan apollo 1 de astronotlar hatalı kablolama ve kullanılan malzemelerdeki hata nedeniyle yer testlerinde yanarak can verdi.

    günümüz güvenlik ve insanları riske atma standartlarına göre apollo programı çizim masasından ileri gidemeyecek bir yapıydı. ancak rusya ile yaşanan yarış nedeniyle insanlar kendilerini riske atarak çalıştı ve başardı.

    artık böyle bir riske girmeye gerek yok. zira hem astronotların hayatları daha kıymetli, hem de patlayan bir roket sonrasında apollo dönemindeki bol keseden dağıtılan bütçenin aksine kimse o masrafı karşılamaz.

    bu nedenle ay'a yeniden gitmek için her şeyin sıfırdan, sanki ilk defa gidilecekmiş gibi tasarlanması gerekiyor. bu da çok masraflı bir iş. uzay yarışı olmadığı için ise abd senatosundan gereken para bir türlü çıkmıyor-du. çin'in hem amerika ile sidik yarışına girmesi, hem de uzaydaki gelirden pay almak istemesi nedeniyle başlattığı yeni uzay yarışı nedeniyle amerika artemis programına daha fazla para vermeye başladı.

    debe editi: uzay ve uzay teknolojilerine meraklıysanız şöyle bir türkçe kaynak var.

    edit 2 : ertelenen fırlatma 3 eylül olarak belirlendi.
    (bkz: 3 eylül 2022 artemis 1 seferi)