ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
oysa yoğurtlu sosun içimi ferahlatması gerekiyordu
sperm bankası da neymiş ne inşaat işçileri var
-
puhahahhahaha.ben inşaat işçisi olsam yarın show tv'ye dayanırım.''geldim seda abla'' derim. ''mala vurmaya geldim'' derim.
edit: vurmaya.
edit 2: (bkz: 6 mart 2018 inşaat işçileri sendikası açıklaması)
çocuğunun babası komşusu çıkan kadının sevinci
-
bu nasıl bir şey amk? çocuğun babası sen değilsin diyor, beyaz show'daki gibi orkestra dıp tıs dıp tıs çalıp efekt veriyor. toplum yozlaşınca programlar daha da yozlaşıyor haliyle...
yaran facebook durum güncellemeleri
-
"sana gitme demeyecegim, hobi olarak yine git lavinia." özdemir asafasdf
sevgili bulmanın anormal derecede zorlaşması
-
kanımca sosyal medyadan cok hepimizin cok uzun saatler kopek gibi calismamizdan ve kalan zamanin da onemli bir kismini trafikte kaybetmemizden dolayidir.
kopek gibi çalışmadığınız lise ve üniversite yillarinizi hatirlayin. birsuru etkinlige gider, arkadaslariniz ve onların arkadaslariyla sıkça sosyallesir ve birileriyle tanışırdınız. benim de boyleydi o yillarim.
sonra mezun olduk is hayatina girdik. artik uyanik gecirdigimiz zamanin yarisinda ofisteyiz. kalan zamanda da trafik, eve gel dinlen yemek ye dus al. boyle bir ortamda sadece is hayatinda biri ile tanışabilirsin. ben de is hayatinda tanistim. dusunuyorum da muhtemelen baska sekilde kimseyle tanışamazdım.
zaten evlenenlere bakın ya okulda tanışmış o zamandan beri beraberdir ya da işte tanismislardir. bunlar değilse de aileler veya ortak arkadaslar çiftimizi tanistirmistir. baska tanışma hikayesi ne gördüm ne isittim simdiye kadar bu ulkede.
avrupadaki amerikadaki gibi yok bilmem ne kursunda tanıştık yok seyahatte tanıştık olamiyor bu ulkede. cunku bu ulkede cok uzun saatler çalışılıyor. sosyal hayat denen sey bir yerlere gidip yemek yemekten ibaret kalıyor eger vaktiniz yoksa iste. nitelikli sosyallesilemiyor. haliyle kimseyle de tanisilmiyor. cunku kimseyle ortak bir zevk, hobi, konu etrafinda biraraya gelemiyorsunuz beraber yaptiginiz bir ugras olmayınca.
okul yillarinizi hatirlayin. derslerden hocalardan bahsederek muhabbeti kurardik karsimizdaki ile. ortak noktalarimiz üzerinden yani. bu devirde ise o kadar cok calisiyoruz ki kimseyle ortak nokta biriktirecek vaktimiz yok ( iş hariç). haliyle muhabbet kurulamiyor.
paraniz varsa dahi çalışıyorsanız maalesef sosyallesecek zamanınız yok bu ulkede. pahaliliga zaten hiç girmiyorum..
kisaca ya okulda ya işte birini bulun yoksa yalnizlik allahin emri.
edit: ozetle çalışma saatleri kisaltilmadan bu is çözülmez.
ailenin komik kısa mesajları
jesse owens
-
hitler'in kendisini tebrik etmediği iddiaları şeklindeki propaganda o kadar gerçekle özdeşleşmiştir ki, microsoft'un encarta encyclopedia'sında bile yer bulmuştur. olayın gerçek dışı olduğunu jesse owens zaten açıklamıştır ve tam detayları şöyledir:
hitler olimpiyatların ilk gününde (2 ağustos 1936) yarışları izlemiş, ve 1896'dan beri madalya kazanan ilk alman atlet hans woellkeile başlayarak diğer madalya kazanan sporcuların bazılarını (hem alman hem de alman olmayanlardan) tribünde kendisine özel ayrılmış bölüme davet etmiş ve kutlamıştır.
ancak ertesi gün, uluslararası olimpiyat komitesi başkanı comte baillet-latour kendisini uyarmış, ve yaptığının olimpiyat komitesi kararlarına aykırı olduğunu bildirmiştir. bunun üzerine hitler aynı davranışı bir daha sergilemeyeceğini ve kazananları halkın önünde tebrik etmeyeceğini belirtmiştir. yani owens'ın tebrik edilmemesinin iddia edildiği gibi siyah olmasıyla bir alakası yoktur. zaten owens kendi ağzından da bu iddiaların yalan olduğunu söylemiştir.
ek olarak, owens'ın zaferlerinin nazi aryan ırk üstünlüğü teorisini altüst ettiğini iddia etmek de zordur zira 1936 olimpiyatlarında almanlar 89 madalya kazanarak birinci olmuş, ikinci olan amerika birleşik devletleri 56 madalya kazanmıştır.
ironik bir not olarak, o dönemde seçim çalışmalarını sürdüren franklin d. roosevelt owens'ı beyaz saray'a davet ederek tebrik etmemiş ve bu da owens'ın "kendisini küçümseyenin hitler değil roosevelt olduğunu" ifade etmesine yol açmıştır.
çocuklara verilmek istenip de verilemeyen isimler
-
soyadı ''ak'' olan bir arkadaşımın çocuğu için tayyar ismini önermiştim.
tayyar ak olacaktı ne güzel, dalyar ak gibi.
nesini sevmediyse...
avrupalının işe ihtiyacı varsa türkiye'ye gelsin
-
(bkz: beraber arariz)
6 nisan 2014 marmaray'da çekilen fotoğraf
-
(bkz: daha taksidi bitmedi amk)
eşin eski sevgilisini işten çıkarmak
-
(bkz: dilemma)
ama ablacım, seninki dilemma olmamış. kadının sevgilisini elinden al, işinden de kov...
bence yetmez git köpeğini falan da öldür, annesine babasına korona bulaştır.
bir iki "level" daha atlarsın böylece.
aynı ortamda olmak istemiyorsan sen defolur gidersin.
köpekler gibi kıskandığını itiraf edemeyen, duygusal olarak dengesiz bir yazar serzenişi.