hesabın var mı? giriş yap

  • "hindistan’ın ulusal destanı mahabharata “insanlığın öyküsü” anlamına gelir ve hem çok uzak geçmişte kaybolmuş olan bu uygarlığı anlatmakta hem de çok büyük bir savaştan bahsetmektedir.

    destanda anlatılan dev savaş, öncelikle klanlar arası bir çatışma gibi görünse de aslında tüm gezegenin egemenliği yolunda bir kavgadır, ama sonunda öyle bir savaş başlar ki tüm evren yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalır.

    savaşta kullanılan silahlar hem dünyasal (ok, balta, kılıç, mızrak gibi) hem de tanrısaldır (ışınlar, atomik silahlar, uçan araçlar gibi). mahabharata zeki canlılar arasında bir anlaşmazlığı, bir savaşı ve günümüz teknolojisinin çok ötesinde silahların kullanıldığını anlatır."

  • kendisi bugünlerde "kriz yönetimi" moduna geçmiş olduğundan hakkındaki "psikolog olma, psikoloji lisans/yüksek lisans/doktora derecesine sahip olma" ve "boğaziçi psikoloji" bağlantıları hakkında geçmişte durum neymiş, şimdi azra hanım durumu nasıl savunuyor sıralamak isterim.

    elde iki tür kanıt var: birincisi azra hanım'ın bizzat ağzından ya da klavyesinden çıkanlar, ikincisi ise kendi beyanı olmayan ama istese müdahele edip düzelttirebileceği durumlar. ikincisi önemli, çünkü sanırım konunun gündeme gelmesine sebep olan habertürk yayınında hakkında kullanılan psikolog sıfatı için "ben psikoloğum demedim, öyle yazmışlar" savunması gündemde.

    - kronolojik açıdan ilk bilgi ekşisözlük'den gelsin:
    (bkz: #45758450)
    kendisi ile ilgili ilk ekşisözlük entry'sinde, "boğaziçi üniversitesi klinik psikoloji master programına katılmıştır" yazılmış. entry'i 2014 yılında yazan yazar makarnacanavarı da bunu zaten o dönem internetteki bilgilerden aldığını söylüyor. o sıralarda çok da meşhur olmayan azra hanım'ın biyografik bilgilerini internet kaynaklarına kendisi veya ekibi dışında biri kasıtlı olarak yanlış vermediyse, o dönem için azra kohen boğaziçi psikoloji master programına "katıldığı" bilgisini kabullenmiş görünüyor. burada "katılmak" tabirine de dikkat çekelim, zira genelde "katılmak", "bulunmak", "bazı dersler almak" , "programa devam etmek" gibi tabirler bu süreçte çok karşımıza çıkıyor. asla "mezun olmak", ya da "bitirmek" denmiyor. böylece hareket alanı geniş tutuluyor.

    - ikinci olarak 2015 yılında ayşe arman ile yapılan röportaj var. röportajın girişinde ayşe arman kendisi için "yetmemiş, boğaziçi üniversitesi’nde çeşitli programlara katılmış. şimdi de liverpool üniversitesi’nde davranış bilimleri üzerine uzmanlık eğitimine devam ediyor." demiş. röportajın sonunda da, bu sefer azra hanım kendi ağzından "ben liverpool üniversitesi’nin biyopsikososyal ekolünden geliyorum." diyor. bugün liverpool üniversitesi web sitesinde adı bile bulunamayan, zamanında da en iyi ihtimalle bir online eğitim programı olan bu eğitim, az buz değil azra hanım'a göre psikolojide bir ekolün bile temsilciliği iddiasında olabilecek kadar ciddi.

    bu röportajda boğaziçi üniversitesi iddiası ayşe arman üzerinden devam ediyor, ancak psikoloji bölümü ya da master lafı geçmiyor. bunlar azra hanım'ın ağzından verilmemiş ama kendisi ile yapılan bir röportajda herhalde hakkında kendisinden onay alınmayan hatalı bir bilgi verilmiş olması zor. ek olarak liverpool üniversitesi'ndeki eğitimin ne olduğu da muallak. ayşe arman buna davranış bilimleri uzmanlık eğitimi diyor. azra hanım ise söz konusu üniversitede aldığı eğitimin "biyopsikososyal" ekolün etkisinde kaldığını ifade ediyor. ancak buna ne psikoloji master'ı ne de doktorası diyor.

    - daha sonra ise gözüme 29 mayıs 2019 tarihinde atılan bazı tweet'ler çarptı:

    https://twitter.com/…tatus/1133785704968925186?s=20

    burada kendi "ağzından" açıkça "bir psikolog olarak(...)'a sormak istediğim sorular" ifadesi çıkmış. yani açıkça psikolog olduğu iddiasını ortaya koymuş.

    https://twitter.com/…hfi/status/1133812449801588736

    burada ise kendisini muhtemelen"psikoloji mezunu musunuz" diye eleştiren bir kullanıcıya karışık bir cevap veriyor. öncelikle liverpool'daki programı hala okuyor mu yoksa bitirdi mi net değil. sonra da "psikolog olmak için psikoloji okuyup üzerine master yapmanız yeter, ama ben doktora yapıyorum" iddiasında bulunuyor.

    https://twitter.com/…hfi/status/1133809922506993664

    sonra da muhtemelen kendisine destek çıkan bir kullanıcıya cevaben "sadece türkiye’de değil tüm dünyada psikologluk yapabileceğim bir eğitimim var liverpool üniversitesinden" diyerek psikolog olduğu iddiasını bir kez daha tekrarlıyor. gene liverpool üniversitesi'nde okuduğu programın adı, derecenin ne olduğu ve mezun mu yoksa öğrenci mi olduğu net değil.

    bu tweet silsilesine dün denk geldiğimde kendisince atılmış bir tweet daha vardı ama maalesef bugün silinmiş. kelimesi kelimesine hatırlayamayacağım ama birisine cevaben "boğaziçi mezunu değilim, sadece bazı derslerimi orada aldım" gibi bir ifade vardı diye hatırlıyorum. ancak boğaziçi üniversitesi psikoloji bölüm başkanının "azra kohen'in bölümümüzde resmi hiçbir öğrenciliği olmamıştır" açıklaması sonrası sanırım bu tweet artık savunulamaz olmuş.

    - buna ek olarak link vermeyeceğim ama katıldığı birden çok sosyal medya ve ana akım tv programında görüntüsünün altına "psikolog/yazar" ibaresi konduğu örnekler var. bir kere olsa yayıncının hatası dersiniz ama birden çok örnek, ve azra hanım tarafından hiç düzeltme çabası olmayınca burada kendi sorumluluğu da var diye düşünmemek imkansız.

    ilginç olan azra hanım olaylar üzerine "bir konuda uzman olmayan o konuda konuşamaz mı?" içerikli bir yazı yayınlayarak kendince konuyu çarpıtmaya çalıştı. ancak bu düşüncede olan bir kişi, uzun yıllarca kendi görüşlerine anlaşılan ek bir saygınlık kazandırmak için henüz kanıtı ortaya konamamış bir "psikoloji mezunu/psikolog" ünvanından faydalanmaya çalışmış. üstelik üzerinde fikir yürüttüğü konuların önemli bir kısmı psikolojinin alanı bile değilken...

    son sorum da dikkat çekmeyen bir konuda: azra hanım hakkında internetteki hemen hemen her kaynakta "iyi derecede italyanca biliyor" yazıyor. kendi ağzından bu iddiayı duymadım ama eğer doğruysa, ben eğitim hayatında ne bir italya macerası, ne de italyanca bir eğitim programı gördüm. bir dönem kanada, bir dönem de ingiltere var. kursa gitmiş olabilir mi acaba diye merak ettim.

    edit: bu entry'de bahsettiğim ancak silindiğini farkettiğim tweet'in google cache sayesinde screenshot'ını buldum. benim farkettiğim, 29 mayıs 2019'da atılan bu tweet 7 nisan 2020'de silinmiş.

    https://eksiup.com/p/dk368460dujt

    burada açıkça "boğaziçi üniversitesi'nde bazı dersler aldım" diyor. oysa adil sarıbay, "bölümümüzde hiç bir zaman resmi öğrenciliği olmamıştır" diyor. yani mezun değildir demiyor, hiç bir zaman burada öğrenci olmadı diyor. zaten tweet'in silinmiş olması da bir tutarsızlık oluşturduğunun sanırım kabulü.

  • batakta çiz. futbolda alllaaahııım goool. basketbolda yok artık lebron james.

    bir düşünsene... ölsen cenazene gelecek çelenkler yüzünden türkiye çöl olur amk.

    su istesen tsunami çıkar. acıktım desen avrupalıya yiyecek havyar kalmaz. yoruldum desen tüm masaj tekniklerinin anavatanı uzak doğudan türkiye'ye taşınır.

    neyse...

    abi poğaçanın biri kaşarlı olacaktı.

  • izmir'den istanbul'a ilk kez arabayla gelen babamı şaşırtmış trafiktir.

    babam kartal yönünden e-5'e giriş yapar, tam iş çıkış saatidir, bu sebeple trafik vardır. 35 plaka arabasıyla kendini trafiğin içinde bulan babam camı açar, yandaki arabaya seslenir. "kardeş kaza mı olmuş???"

  • durumu anlatabilmek adına bulduğum en uygun başlık buydu.

    örnek: aldatan karımı terk etmiyorum (troll başlığı)

    x kişi: sen gavatsın
    y kişi: bence böyle şeyler normal
    z kişi: buna normal diyen gavattır
    tekrar y kişi: buna gavatlık diyen yobazdır.

    örnek: volkan demirel türk futbolundan atılsın.

    x kişi: atılsın çünkü terbiyesizdir. (hafifletilmiş ifadeler tercih ediyorum yoksa evlilik hayatından olaya girenler var)
    y kişi: o atılacaksa diğeri de atılsın
    z kişi: o atılacaksa diğeri de atılsın diyen şikecileri görmemize vesile olmuş başlık
    y kişi: fransız döllerini ortaya çıkartan başlık.

    iki durumda da; "ne neden yapılır?" "bu durum hangi sosyolojik durumlar sebebiyle bu hale gelmiştir", "bu durumu düzeltmek için ne gibi öneriler sunulur" gibi önermeler yok, hesapta burası kutsal bilgi kaynağı ama gel gör ki kuşlubahçe muhtar heyetinden farksız. bu iki örnek özelinde sergilenen uygulamayı alın bütün başlıklara yayın. ben okuyan adamım, dünyadaki olan bitenle meselem var, ilgileniyorum ve gelip böyle bir platformda yazıyorum diyen zekanızın eseri bu mudur? seçimlerde bok attığınız milletten tek farkınız elinizin altında internet olması diyeceğim sonra aktroll olacağım ama onlarla sizi kıyasladığım için kemalist yavşak da diyecekler. ben olacakları önceden söylüyorum. kendinize çeki düzen verin, akıllı olun.
    (yazıyı o son cümleyle bitirmeyecektim fakat içeceğim masaya döküldü.)

  • benzin niye pahali diye sorgulayacagina, niye benzin aliyorsun diye sorgulayanlari gordugumuz baslik.

    sonra bu ulke niye boyle?

  • ayı viralidir

    son zamanlarda bu ayıların kibarlıklarının olduğu videolar daha sık karşımıza çıkmaya başladı. kamuoyundaki "ayı" algısını değiştirmeye çalışıyorlar bence. ayrıca dikkat ederseniz 32. saniyede kameraya bakıyor. kesin kurgu. kameraya oynuyor.

  • "nasa'nın argeye ayırdığı para kadar biz de diyanete ayırıyoruz, o kadar research ediyoruz ki yeni bir din bulmamız an meselesi"

  • --- spoiler ---

    jöle ile tıkandığı için çalışmayan şeker makinesini çalıştırmak, yine tıkanan bir boru yüzünden kuruyan limonata gölünü tekrar eski şanına kavuşturmak ve böylece ağlayan ejdarhayı mutlu etmek, yetiyi uyandırmak*, naneli çayırdaki boynuzsuz unicorna şekerlerden boynuz yapmak gibi görevleriniz olan oyun. şu an 68. bölümdeyim ve çikolata içine sıkışan paskalya tavşanını kurtarmaya çalışıyorum.

    --- spoiler ---

    görüldüğü üzere amacı olan bir oyun*

    millet hiç bir oyunun konusunu takip etmezken, ben candy crushta bile dayanamıyorum. göründüğü kadarı ile kimse konusu ile ilgilenmiyor ama ben yine de spoiler yazdım. çünkü ben iyi bir insanım.

  • -alo hamiyet gazetesi mi?
    -evet.
    -bugünkü patlamayı biz gerçekleştirdik.
    -siz kimsiniz kardeşim?
    -tdk-pçtk-acil yol
    -mtk'dan ayrılanlar mı?
    -hayır hayır. biz stk'dan ayrılıp, mkyk'yı kurmuştuk.
    -ha evet. iyi ama sonra o örgüt kendini feshedip bldk-mnh'yi kurmuştu.
    -tamam. sonra o ikiye bölündü.
    -tamam onu da biliyorum tdö-kt yurtdışına çıktı, eylemlerine orada devam etti.
    -tamam işte. biz de öteki örgütüz.
    -olur mu kardeşim? öteki örgütün ismi tdk-pçhk.
    -ilk başta öyleydi. sonra örgüt yöneticisi bir grup tasfiye edilince bu ismi aldı.
    -iyi ama tasfiye edilen örgüt yönetici kendi örgütünü kurdu, aynı isimle. ayrıca sizin isminize de ambargo koymuş. üzgünüm sizin isminizde bir örgüt olamıyor.
    -ne demek kardeşim olamıyor?
    -sizinkinin de isimi hakkını almış, bilgisayara baktım bu arada.
    -vay ibne.