hesabın var mı? giriş yap

  • abd versiyonunu bir süredir kullandığım video servisi. aynı anda hulu, disney+, netflix, amazon prime da kullandığım için karşılaştırma şansım oldu.

    iyi tarafları:

    -malum kaliteli hbo dizileri. bu konuda zaten fazla yazmaya gerek yok. imdb top 250'deki ilk 20 dizinin yarısı hbo yapımı.

    -bünyesindeki filmler her ay değişiyor. her ay bir sürü yeni film geliyor ve bir sürü film ayrılıyor. yine de getirdikleri filmlerin büyük çoğunluğu belli bir kalite eşiğinin üzerinde oluyor. ıvır zıvır film fazla olmuyor.

    -çocuklara hitap eden içerikleri hem zengin hem kaliteli. mesela susam sokağı'nın abd'de yayınlanan orijinal programının 1970'lerdeki bölümleri bile mevcut. bunun dışında türkiye'de 90'larda yayınlanmış olan ve herkesin severek izlediği flintstones (taş devri), şirinler, ayı yogi, looney tunes serisi, tweety, jetgiller, scoobie doo, bugs bunny, road runner gibi bir çok çizgi film serisi mevcut.

    -bünyesinde south park var.

    kötü tarafları

    -arama motoru çok kötü. mesela netflix'te bir filmi arattığınızda o filmi bulamasa bile o filme stil veya konu olarak benzeyen veya aynı yönetmenin elinden çıkmış başka filmler buluyor. mesela tarantino'nun bir filmini arattığınızda bulamazsa başka filmlerini önerebiliyor. hbo max'te arattığınız bir filmi direkt bulamazsa "bulamadık kardeş, olsa dükkan senin" diye kesip atıyor. bir de aradığınız filmin ismini yanlış hatırlıyorsanız bulamama riskiniz yüksek. netflix'te filmin ismini yaklaşık olarak aratarak bulabilirsiniz.

    -film ve dizi öneri algoritması çok iyi değil. netflix, hulu ve disney gibi servislerde bir film veya dizi izleyince ona benzer başka şeyler öneriyor ve genelde öneriler %70 oranında başarılı oluyor. hbo max'te ne izlerseniz izleyin aynı şeyleri öneriyor. mesela bugs bunny izledikten sonra south park öneriyor.

    -hbo'nun yapımları çok kaliteli olsa da sayı olarak az. adamların 20-25 demirbaş dizisi var ve bunlar zaten herkesin bildiği yapımlar. bunları çoğu insan zaten izlemiştir ve bunları izleyip bitirince izleyecek şeyler çok kısıtlı oluyor. hbo'nun olayı az ama kaliteli içerik olduğu için içerikleri tükettiğinizde boşluğa düşebiliyorsunuz.

  • "onumden yurume, takip etmeyebilirim. arkamdan yurume, liderlik etmeyebilirim. yanimdan yuru ve arkada$im ol."

  • karadeniz’in bi ilçesinde okul müdürü olarak görev yapıyordum. aynı okul bahçesinde iki okuluz. ilkokul ve ortaokul aynı bahçeyi kullanıyor fakat müdürlükler ders giriş çıkış saatleri vs farklı.

    yıl 2017 ya da 2016 sonları. hava inanılmaz rüzgarlı. öğretmen arkadaşlar dersteyken gruba mesaj atma gereği duyuyorum tenefüste öğrenciler dışarı çıkmayacak çok rüzgar var diye. ağaç kopar dal uçar ne bileyim evlerdeki çatılardan biri sökülür tedbiren yani.

    gruba mesajı attıktan sonra odamın camını açıp sigara yakıyorum. nöbetçi şurda durur ben şurda dururum falan. o sırada bizim binanın köşesinde oynayan çocukları görüyorum. 10-15 çocuk derste olmaları lazım ama öğretmen falan da yok başında serbest etkinlik saati dedikleri saatlerden. çocukların başında niye öğretmen yok diye sinirleniyorum nedensiz yere. ilk kez bas bas bağırıyorum çocuklara okulda fiziki olan bir sınır varmışcasına bahçeyi bölen gidin kendi tarafınıza oynayın diye bağırıyorum. normalde okula girerken paçama yapışan el kadar bebeler korkuyla kaçıyorlar kendi okullarına doğru. ulan niye bu kadar çok bağırdın hayvan herif diye kendi kendime dellenirken gözümün önünden beyaz bi sütün geçiyor. yere düşmesiyle birlikte paramparça olup okulun duvarlarına çocukların oynadığı alana kadar yayılıyor.

    gerizekalı müteahhit bozuntuları tükürük kadar yapıştırıcı ile okulun çatı sırtını mermer döşemiş. 50x100 ebatlarında mermer bi blok şiddetli rüzgarda uçup okulun bahçesine düşüyor. kopan mermer parçalarına baktığımda şunu gördüm bahçede öğrenci olsa bileklerinde kopartırdı. öyle büyük öyle keskin. 5 kat yükseklikten yere çakıldığı an gitmiyor gözümün önünden. sebepsiz yere çocuklara bağırmam da.

    akabinde hizmetli ile birlikte belimize urganları bağlayıp çatıya çıktık o bir tarafı ben bir tarafı hemen hemen hepsi kopmak üzere olan 2011 yapımı sözde yeni okulun çatıya yapılmış mermer sırtlıklarını söktük.

    not: okul bu sene depreme karşı dayanıksız diye yıkıldı. 9 yıllık okul binasının yıkılması hakkında kimse soruşturma geçirmedi kimse ceza almadı.

  • malum twitlerini görünce üşenmedim ve önce keepass'ı açıp, tee nezmandır giriş yapmadığım imdb şifreme baktım, ardından log in olup yeni filmini arattım ve büyük bir keyifle oyladım. (bkz: 1)

    komedyendir.

  • persle arabın alakası yok, türkiye'de ev alan iranlı ortalama anadolu insanından daha moderndir dert etmeyin

  • her ne kadar başlık sahibi linç edilmeye çalışılsa da katıldığım önermedir.
    anlatayım: öncelikle çocuk bu ağlar, zırlar genellemesine katılmıyorum. uzun yıllar amerika’da yaşadığım için buranın çocuklarını referans gösterebilirim. geçen markette 5 yaşındaki bir çocuk babasıyla sakince kendisinin istediği şekerlemeyi neden almadığı konusunda 10 dakika tartıştı. haksız olduğunu anlayınca da sustu. buradaki birçok çocuk böyle. yani bir çocuğun ailesinin yanında derdini anlatmak icin seçtiği zırlama yöntemi tamamen anne ve babasının yanlış iletişiminden kaynaklanmaktadır. lütfen şu çocukları düzgün yetiştirin.

  • mantıklı uygulama.

    parası olana da aşı var, olmayana da.

    burda bir adaletsizlik yok.

    hatta parası olanlar aşı olup aşı sırasından çıkartılacağı için parası olmayana daha hızlı sıra gelecek.

    destekliyorum.

  • ben bu insanlari da anlamiyorum. istanbulda vaka olmadigini mi dusunuyorlardi? vakalarin buyuk kisminin istanbulda oldugunu zaten her insan evladi tahmin edebilir bence.

    hayatini korku ustune kurmus ve mantikli davranamayan insan hareketidir, cok net. evinden cikmasa, sosyal izolasyona dikkat etse belki de hic virus kapmayacagini idrak edemiyordur.

  • isviçre'de de pkk gibi bir ayrılıkçı terör örgütü olmadığı için sorun olmayacaktır. bizim ayrılıkçılık sorunumuz olduğu sürece mümkün olmayacaktır.

    edit: bu entriyi dili yasaklamak olarak algılayan baya süper zekalı yazarlar çıktı. dilin yasaklanmasını savunan bir entri değil bu. aksine dillerin ve kültür çeşitliliğinin korunması ve devam ettirilmesi gereğini savunuyorum. fakat resmi dil olgusu siyasi bir olgudur. istediğin dili konuş, öğren, öğret. aptal aptal kürtçenin yasaklanmasını falan örnek göstermeyin. ayrıca bana “sizin devletiniz” diye mesaj atan salaklar siz de bir zahmet kendi devletinize s..gidin. hangi devleti benimsiyorsanız oraya kadar yolunuz var.