hesabın var mı? giriş yap

  • ikinci el otomatik araba alınmaz,
    almanya'da tuvalette 5 dakika geçirsen bile şef geliyor , bir şeyin mi var diye soruyor.,
    gelibolu'ya gittiğinde rehber olacak, anlatacak,
    bim güzellemesi,
    toprak her zaman para.
    iki ev alcan, birini kiraya vereceksin. oh mis.
    adamlar, bizim ülkemizde bizden iyi tatil yapıyor.
    adamların parası değerli abi.
    kim alıyor lan bu evleri?
    avm'ye gitsen her yer dolu.
    kredi çekmeden para biriktirilmiyor.
    piyasada para dönmüyor.
    evi 3 yıl önce x fiyata aldım, şu anda y verseler satmam.

    lan oğlum çıldıracağım artık aynı sohbetlerde aynı muhabbetleri duymaktan. nasıl bir ülke olduk lan biz? lan herkes aynı. sırf bu cümlelerle hayatını bitiren var. burda bile bunları sanki ilk kez yazılıyormuş gibi yazanlar var.

  • mimarlık, toplumsal otoritenin otoritesini en iyi şekilde topluma işletme, güç kullanmadan doğallıkla oluşturma aracıdır. toplumsal otorite her kimin elinde ise onun yaptırdığı binaların dev duvarları, büyük kapıları, çok yüksek tavanları, çok güçlü sütunları, çok görkemli koridorları bulunur. bu görkemli mekanların içinde bulunan kişi mekanın ezici görkemi ve sarıcılığı altında kendini küçük ve korunmaya muhtaç hisseder. bu yüzden geçmişte kiliseler ve camiler çok büyük ve çok süslü idiler, bu yüzden ayasofyanın kubbesi o denli yüksek ve büyük. bu yüzden saraylar büyük ve çok süslü. bu yüzden devlet binaları, adliyeler, hükümet konakları ve okullar büyük ve görkemli inşa edilmişlerdir. ve bu yüzden bu gün adliyeler uyduruk apartmanlara sıkıştırılıp okullar en dandik laz mimarlara yaptırılmakta; en görkemli binaları ise plazalar, iş merkezleri, alış veriş merkezleri, yani sermayenin binaları teşkil etmektedir. ve işte bu yüzden bugün istanbulun en görkemli, en büyük ve karşısında en saygı duyulası binasının dubai towers olması hususunda büyük bir ısrar söz konusudur.

  • doğu illerindeki bir ağanın en büyük zevki, kar üzerine çişiyle imzasını atmakmış.
    bu nedenle kar yağmaya başladığı andan itibaren köyde hayvanlar dahil hiç kimse sokağa çıkamazmış.

    kar biraz kalınlaşınca, ağa sırtına kurkunu giyer ve koy meydanına gelirmiş.

    yanında da en yakın yardımcısı haso. ağa sırtını köye doğru döner sonra sorarmış:

    “-ula hasso, ahali bakiy mi?”

    hasso yanıtverirmiş:

    “-evet ağam, hepisi de bir olmuş, pencerelerden bakir.”

    ağa çişiyle karin üzerine imzasını atarmış, “abdullah cizrelioğlu” sonrada bir nokta koyarmış ve sorarmış:

    “-hala bakirler mi lo?”

    “-he ağam, hem bakirler hem de çılgın gibim alkışlirler.”

    her sene ayni tören sürermiş. aradan 7 yıl geçmiş. ağa yine kar tuttuktan sonra çıkmış koy meydanına.

    sormuş hasso’ya:

    “-ahali bakir mi?”

    “-he ağam bakirler, kopekler, kediler bile camdadir.

    ağa adini yazmaya başlamış “abdullah” diye. “cizreli” demiş ki, kalakalmış, çünkü yas gereği prostat.

    halka rezil olmak var..alçak sesle hasso’ya sormuş:

    “-bakirler mi?”

    “-he ağam bakirler de, sen ne diye durdin ki ogle?

    ağa çaresiz

    “-ula gel yanıma, arkanı don ahaliye, tamamla sunu.” diye emretmiş.

    hasso bir an durmuş, sonra çişini yapmaya hazırlanmış ve ağanın
    kulağına eğilmiş :

    “-ağam..” demiş haso..,

    “-kırk yıldir kafama vurdin salak dedin, sırtima vurdun aptal dedin. he bu kulun okumayı yazmayı sökemedi ki, ucunu tut da yazının devamını sen yaz…

    yanımızdakileri eğitmezsek, tutacağımız gün yakındır.

  • teotihuacan güneş- ay ve yağmur piramitleri. m.o. 300 m.s 300 yılları arasında inşa edilmiş. ilk inşa eden halk bilinmiyor, bilinmez bir şekilde yokolmuslar. aztekler tapınakları bulduktan sonra üzerine tekrar inşa etmişler. en görkemlisi güneş piramidi 222 x 225 metre taban alanı ve 63 metre yüksekliğinde! bu piramit de takvime dayalı bir yapı! güneş ışınlarının eğik ve dik geldiği mevsimler, gün dönümleri, aylar, günler, haftalar akil almaz bir incelikle piramide yansıtılmış ! sonra yıllar geçmiş, ispanyol işgali ile yok edilen aztek şehri ( şimdiki mexico city) ve yok edilen bir halkın azteklerin hikayesi ve bilgeligi hala bu piramitlerde yaşıyor... güneş piramidinin basamaklarında frida filminden bir sahnesi var. frida ve troçki' nin merdivenleri çıkış sahnesi ... binlerce yildir neler gördü ve daha neler görecek kimbilir bu basamaklar...

  • henüz plastik maketler harici bir stadımız yokken yapılmış, güzel bir stad. henüz açılmamış bir stad ile kıyaslayıp "yanına bile yaklaşamaz" demek komik. zira biz türk telekom arena'ya yeni ısınmışken adamlar bu stadı yıkıp yerine daha modernini de yapabilir.

    bir takım problemleri olsa da, türkiye şartlarında güzel bir staddır. zamanında gıpta ile bakarken, şimdi dönüp bok atmak fazla abes.

  • başlığı açan tuvalet terliğine benim de bir söyleyeceğim var.

    -- hürriyet gazetesi washington temsilcisi tolga tanış'ın haberine göre bölge yargıcı richard berman’ın baktığı davada, savcılık zarrab ve diğer iki şahıs için abd’yi dolandırmaktan beş yıl, abd’nin iran yaptırımlarını ihlal etmekten 20 yıl, bankacılık sahtekârlığından 30 yıl ve kara para aklamaktan 20 yıl olmak üzere toplam 75’er yıl hapis istedi. --

    reza zarrab tutuklandı

    linkte verdim o beynine gitmiştir umarım..

  • uğur mumcu'nun şu sözünü hatırlatan adamdır.

    "haklıdan değil de, güçlüden yana olanlar korkak ve kaypak olurlar. güç merkezi değiştikçe döner, sonunda fırıldak olurlar."

  • eli ayağı titremiş sinirden yazamamış gurban olduğum akjdshajkfh.

    dur başlığını engelliyim ahahahaha.

    son olarak laikçi ne amk?

  • akp imam hatip dayatması ve özel okul teşviki ile havuç ve sopayı öyle güzel kullandı ki laik kesim bir kere bile “bir dakka lan anayasal olarak ücretsiz ve şeriatsız eğitim hakkımız var bizim” demedi.

    sistemin dışına itilmeyi ayrıcalık zannetti. şimdi cizye gibi laiklik vergisi ödüyor.