ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
monaco'da yemeğin türkiye'den ucuz olması
-
bu nasıl pahalılık arkadaş ya. herkesi yaşayan ölüye çevirdiler. tatil yapamaz, dışarıda yiyemez, seyahat edemez, sinemaya tiyatroya kitaba eğlenceye bütçe ayıramaz, yeterli beslenemez, doğru düzgün kıyafet alamaz, ev eşyasını yenileyemez, mutfak alışverişini eksiksiz yapamaz...
monaco yat kulübünde michelin yıldızlı şeflerin yaptığı
deniz taraklı spagetti 760,
karidesli gnocchi 760,
sosisli tagliatelle 620,
kuzu pirzola 960 lira.
iskenderoğlu iskender'de
special yoğurtlu iskender 725 lira.
bonfile 725 lira.
ankara develi'de pirzola 660 lira.
dünyanın en zengin kulüplerinden birinin restaurantı ile türkiye'deki normal restaurantlar neredeyse aynı fiyata sahip. akıl almaz bir dönemden geçiyoruz.
kaynak
daha gelmem davos'a
-
cağırıp da konuşturmuyonuz
başlarım tavrınıza
adamı sinir etmeyin
daha gelmem davosa
ilallah dedirttiniz
lan bu ne biçim iştir
artik teğet bile geçmem
davos benim için bitmiştir
robert kolej'in senelik 377 bin lira olması
-
son kur krizlerinden sonra orta sınıf denebilecek bir grup kalmadığı için göze batan olma durumu. 3-5 sene çoluğu çocuğu özel okula yolladık, özel hastanede doğum yaptırdık. 5 yıldızlı otelde sezonun azıcık dışında erken rezervasyonla tatil yaptık, orta-sınıf jipimsi bir araba alıp, enparaya maaştan kalanları yollayıp, borsada bilmem ne hissesi yükselirken kendimizi yatırımcı hissettik, ama geçti artık. artık bu hayata essek gibi çalışmaya gelip karnını zar zor doyuran, barinacak eve maaşı zar zor yetirenler grubundayız.
murat bardakçı
-
bugün deprem bölgesinde koordinasyon sorunu falan kalmadı, hepsi çözüldü dedi. insan canlı yayında ağlayan gökhan zan’dan utanır.
inanılmaz tesadüfler
-
iki abd baskanıyla ilgili inanılmaz tesadüfler * için buyrun:
abraham lincoln'un kongreye secildigi yil 1846.
john f. kennedy'nin kongreye secildigi yil 1946
abraham lincoln'un abd baskani oldugu yil 1860.
john f. kennedy'nin abd baskani oldugu yil 1960.
her iki baskan da bir cuma günü suikasta kurban gitti.
her iki baskan da baslarina isabet eden kurşunla öldü.
lincoln'un sekreterinin soyadi kennedy idi.
kennedy'nin sekreterinin soyadi lincoln idi.
lincoln ve kennedy güneyliler tarafindan öldürüldü.
lincolnve kennedy'nin koltuguna güneyliler oturdu.
yerlerine gelen baskanlarin soyadlari johnson'di.
lincoln'den sonra baskan olan andrew johnson'in dogum yili 1808'di.
kennedy'den sonra baskan olan lyndon johnson'in dogum yili 1908'di.
lincoln'u vuran john wilkes booth'un dogum yili 1839'du.
kennedy'yi vuran lee harvey oswald'in dogum yili 1939'du.
iki suikastcinin de üç ismi vardi.
iki suikastcinin de isimlerinde 15 harf vardi.
lincoln, ford theater isimli bir tiyatroda vuruldu.
kennedy, "ford" marka bir otomobilde vuruldu.
lincoln'u vuran tiyatrodan kacti, bir depoda yakalandi.
kennedy'yi vuran depodan kacti, bir tiyatroda yakalandi.
her ikisi de davalari baslamadan öldürüldü.
ve son olarak... lincoln ölmeden bir hafta once maryland monroe'daydi.
kennedy ölmeden bir hafta önce marilyn monroe'ylaydi.
bir sms'e iki kontörün gittiği dönemler
-
kısa yazmak için sesli harfleri feda ettiğimiz yıllardır. o gün bugündür toparlayamadık.
nihat hatipoğlu'nun isyanı
-
- “düşmanının hastalığına, üzüntüsüne sevinmeyi bilmeyen bir kültürümüz vardı”
çok doğru hepsini sikip attılar. :)
nihat hoca'ya da cevabım: herkes ölecek hocam, ne sandınız siz yaşayacak biz ölecek miyiz :)
lavaboya kusmak
-
eşimin yaptığı eylemdi. kızımıza hamileydi. allaam o ne kusmalar. arabayı filan yolda durdurup kaldırıma yapacak kadar. o kadar ani olurdu ki bu his, kusulacak yerin müsaitliği vs. hiç önemli olmazdı. banyoya koştuğunda da klozete yetişemezdi mecburen lavaboya.....
bir gün, yine o klozeti temizlerken farkettim, hiç rahatsız olmadığımı. sonra bu kusmalara sebep olan o küçük kız yüzüme kustu başka bir gün, kustu dediğim içtiği tüm sütü çıkardı şerefsiz. o zaman da hiç rahatsız olmadım. hatta gülmekten sütün bir kısmını çocuğa geri püskürttüydüm.
velhasıl hep öyle içilen, sıçılan, iğrenilen ortamlarda olmuyor bu iş diyip, aile bakanlığı kamu spotuna çeviririm mevzuyu.
malatyapark vatan bilgisayar rezaleti
-
olay 2 ağustosta malatya park avm vatan bilgisayar şubesinde meydana gelmiştir!
serebral palsi rahatsızlığı olan bir arkadaşım . kendisi bir kamu kuruluşunda bilgi işlem bölümünde çalışıyor. vatan bilgisayarın malatya park şubesine navigasyon cihazı almak için gidip reyon görevlisinden cihazlarla ilgili bilgi almak istediğinde reyon görevlisinin alay içeren ("sen bunun ne işe yaradığını biliyor musun ki, sana ne? ne yapacaksın? neden soruyorsun?) ifadelerine maruz kalmış. başka bir görevliden yardım istediğinde de benzer durumla karşılaşmış. mağaza görevlisi ile görüşmek istemiş ancak görüştürülmemiş. isimlerini almak istediğini onları şikayet edeceğini söylediğinde ise isimlerini vermedikleri gibi hakaret içeren sözler sarfetmişler. olayı kızkardeşi ile paylaştıktan sonra mağaza yöneticisi ile görüşülüp gerekirse olay saatindeki kamera kayıtlarının incelenerek ilgili kişilerin tespit edilmesi talep edilmesine rağmen 1.5 aydır herhangi bir geri dönüş olmamıştır.
doğum sırasında yaşadığı bir şansızlık yüzünden bir takım zorluklarla karşılaşan ama pes etmeyip mücadele eden, yıllar süren fizyoterapi ve çeşitli eğitimler sonucu kendi ayakları üzerinde durmayı başaran arkadaşımın tek isteği kendisinden özür dilenmesi. yaşadığı bu olayı başkalarının da yaşamaması için ilgili personelin gerekli dersi alması gerektiğini düşünüyorum!!!
edt: #vatanbilgisayarözürdile
mağaza müdürü
açıklama olarak personel vatandaşı anlamadığı için cevap veremediğini vatandasında sinirlendiği olayın bu şekilde vuku bulduğunu , ilgili personelin yazılı savunması alındığını söylemiş.
soru 1- personel engelli vatandaşa " sen neden soruyorsun ki? anlıyor musun bunlardan? dedi mi? demedi mi?
soru 2- birinin konuşmasını anlamadıgında; anlamadım bir daha söyler misin dersin? yoksa sen bunlardan anlar mısın? neden soruyorsun mu dersin? bu cümle kuruldu mu kurulmadı mi? navigasyon cihazı ile ilgili bilgi istendiğinde reyon görevlisi sen anlar mısın? neden soruyorsun dedi mi? demedi mi? bunu sadece münferit olarak bir kişi mi söyledi yada diğer görevli de benzer tavrı sürdürdü mu?
soru 3- vatan bilgisayar gibi bilişim sektöründe yer alan ve avm de magzası bulunan bir firmanın mağazasının her noktası güvenlik kamerasının kayıtları altındadır. tartışma anı kameralara mutlaka yansımıştır. olay kendi anlattıkları gibi ise kamera kayıtlarını vatandaş girdiği andan çıktığı ana kadar olan kısmı, hiçbir kesinti uygulamadan yayınlayabılırler mi?
soru 4- vatan bilgisayarın tüm telefon konuşmaları kayıt altındadır. ılgılı aileye hangi gün ve saat kaçta konu ile ilgili dönüş yapılmış? ne söylenmiş? acaba böyle bir arama ya da geri dönüş yapılmamış mi? ben tekrar sormama rağmen böyle bir dönüşün yapılmadığı söyledi.
soru 5- yazılı savunma sonrasında karar olarak ne verilmiş?
bu soruların yanıtları yok. şuan firma savunma durumuna geçti. bu da güzel. en azından hata yaptıklarını anladılar. en az zararla durumu kurtarmaya calısyorlar. ama gerçeklerı carpıtmak yerine keşke evet malesef böyle bir olay yaşandı. ılgılıler cezalandırıldı diye bilseler. ya da hayır böyle birşey yaşanmadı. olaylar şu şekilde oldu? bu da kanıtı denilse.