hesabın var mı? giriş yap

  • burada çin ekibi çalışıyor, buraya gelmenize gerek yok demek istemişler.

    adamlar enkaz altından insanları çıkarmak için yardıma gelmişler bu adamları bile eleştirecek, karalayacak bir şeyler buluyoruz. şaka gibi.

  • diziyi bitirdim ama ben de bittim. günlerdir ne yazsam diye düşünüyordum, sonunda kendimce yakaladığım ufak bir detayı paylaşmak istedim.

    --- spoiler ---

    5.bölümde agah bey, nazif-naz ile içerken nazif bir ara şöyle diyor: "hani bir kız vardı güzelce, sungurlar pazarlıyordu hatırladın mı? galiba ben ilk kez o kıza söyledim agah"

    bu bahsi geçen kız reyhan. o sahneyi tekrar izlerseniz konu açılınca agah bey'in yüzünün değiştiğini anlarsınız. hani seviyoruz böyle amerikan dizilerinde dizinin finali aslında önceki bir bölümde verilmesini, aynısı şahsiyette var. o yüzden gönül rahatlığıyla söyleyebilirim ki izlediğim en iyi 10 dizi arasına girdi şahsiyet. finaliyle beni bu derece vuran bir dizi daha hatırlamıyorum.
    --- spoiler ---

  • bilindiği üzere abdülhamid, kurmuş olduğu devasa hafiye ağıyla ün salmış bir sultandı. bu ağın daha etkili bir şekilde işleyebilmesi için kullandığı araçlardan biri fotoğraf oldu. yıldız sarayı'nda özel bir fotoğraf stüdyosu (neler yoktu ki zaten o sarayda) dahi kurdurduğu da bilinen bir gerçek.

    sultan, 1880'lerde imparatorluğun dört bir yanına fotoğrafçılar gönderir ve 30 bin klişeyi (baskıda kullanılmak üzere, üzerine kabartma resim, şekil vb. çıkarılmış metal levhaya verilen ad. kaynak: tdk) aşan bir koleksiyon oluşturur. bu resimlerin bir bölümü o dönemin modernleşme çabalarını yansıtma amacı taşımaktadır. işte demiryolları olsun, batı tarzı mimariyi müjdeleyen binalar olsun. sultan bu fotoğrafları propaganda aracı olarak görmekteydi. abdülhamid batı'ya, kendi imparatorluk döneminde gerçekleştirilen toplumsal, bilimsel ve kültürel gelişmeleri göstermeyi ve batı'nın gözünde medeni bir imaj yaratmayı istiyordu.

    sultan'ın diğer bir hedefi de yabancıların "oryantalist" bakış açılarını gözler önüne seren, osmanlı toplumunun makaraya alındığını düşündüğü fotoğrafların manipülatif etkisini kırmaktı. abdülhamid 1893 senesinde washington'da bulunan kongre kütüphanesi'ne (library of congress, söz konusu fotoğraf arşivinin bulunduğu kütüphane) içinde 1800'ün üzerinde fotoğraf bulunan 51 adet deri ciltli albüm gönderir. bir sonraki yıl da british museum'a albüm göndermeye karar verir. söz konusu fotoğraflar, içlerinde sultan'ın resmi fotoğrafçıları olan ermeni abdullah kardeşlerin de yer aldığı yedi fotoğraf atölyesinin katılımıyla derlenmiştir. fotoğrafların başlıca temaları ise manzaralar ve anıtlar ile eğitim ve sanayi alanlarında ulaşılan ilerlemelerdir. françois georgeon (fransız tarihçi) en iyi tasvir edilenin ise eğitim olduğunu belirtiyor: yeni inşa edilen okul binaları, kızların da aralarında bulunduğu üniformalı öğrenciler vs.

    maalesef bu albümler yukarıda bahsi geçen kurumların raflarına öyle resmi bir törenle girememiş. georgeon, bunların arka kapıdan içeri alındığını ve tarihçiler tarafından ancak yüz yıl kadar sonra keşfedildiğini belirtiyor.

    bütün bu bilgiler ve daha fazlası için, hatta akp'nin çizdiği abdülhamid figürünü yamultan bir biyografi okumak için françois georgeon, abdülhamid ıı le sultan calife (1876–1909), 2003.

    düzeltme: imla.
    zaman kiplerinde de bir sorun var gibi ama hiç uğraşamayacağım.

  • bir pazar sabahı biraderimin baldızı beni aradı.
    abi evi tadilat yaptırıcam bana 100 bin borç verirmisin dedi.

    ben de dedim ki 100 bin çok değil mi tadilat için evi baştan mı yaptırıyorsun dedim.

    işte mutfak banyo falan yenilenecek dedi.kredi çeksek bir sürü faiz binecek dedi.( çünkü banka parayla vericek ben bedavaya vericem krediyi)

    dedim ki veriyim ama dövizim var o şekilde veriyim istersen dedim.
    döviz çok dengesiz gidiyor türk lirası veremez misin dedi.
    türk lirası yok dedim.döviz şeklinde veriyim.zaten hiper enflasyon var sen ödeyene kadar para kuş olur dedim haklı olarak.
    bu benimle küsmüş tl olarak vermedim diye.
    bir kaç gün sonra biraderimi gördüm adam yüzüme bakmıyor.
    anneme demiş ki biraderim,kız 40 yılın başında bir şey istedi yok döviz veriyim falan diyormuş diye sitem etmiş arkamdan.

    o zamandan beri biraderimle konuşmuyoruz merhaba merhaba.

    para alamadığı için babanız bile sizinle kötü oluyorsa varsın olsun.demek ki hak etmeyen kişiye hak etmediği parayı vermemişsinizdir.

    edit: borç isteyip durmayın zengin değilim.ben de maaşlı çalışan bir adamım.100 k benim için de çok güzel para.ben elon musk değilim.hem olsam bile sizi tanımıyorum niye para veriyim oğlum biraderimin baldızına vermemişim daha.