hesabın var mı? giriş yap

  • ailece yemek yiyorsunuz... ya da belki de cancişlerinizle... besinler bünyeye girdikçe huzur doluyor alyuvarlar, akyuvarlar... o sırada ortamın umumiyetle hakimi olan şahıs o ölümcül geyiği açıyor: "şu yemeği dışarda yeseydik en az x milyondu"...

    bir başkası onaylıyor: "x milyon mu? ne x milyonu, en az y milyon..."

    ve öldürücü vuruş geliyor - eğer söz konusu geyiğin aktığı mecra ailemizle yediğimiz bir yemek ise bu vuruşu yapan kişi genelde annedir- :

    "bu kadar da temiz olmazdı..."

    yancı onaylaması (hala/dayı/teyze/kardeş/canciş): "kim bilir nasıl yapıyorlar, bilemiyorsun ki kirli mi temiz mi... gözümüzle gördük, elimizle yaptık en güzeli böyle evde yemek..."

  • insanlarin cocuguna hic gofret alamamasinin ne demek oldugunu bilmeyen, tahmin edemeyenlerin; onlarin neden bim'den alisveris yaptigini(zorunda oldugunu) anlayamacagi asikar. bim reklam yapmaz; bim isikli, albenisi cok yuksel olan market raflari, urunler kullanmaz. bim sadece urettirir ve satar. bu yuzden de ucuz. ve bu yuzden de, gelir seviyesi dusuk insanlar tarafindan tercih edilir. kusura bakmayin ama, gucumuz buna yetiyor. midemiz de.

  • benim gittiğim spor salonlarında hiç de olmayan gerginliktir. macfit gibi daha çok ılıkların gittiği spor salonun giderseniz boş gerginlik olur tabi.

    yaklasik 4 sene once gittiğim mahalle arası spor salonunda her gün gelenlerden biri hapse düşüyordu. genellikle de silahla adam alikoyma, harac kesme gibi suçlardan. salona gelen semt abisi vardı o geldiği zaman, tum salon ayağa kalkıyorduk.*. salona gelenler silahlarını hocaya teslim ediyordu. dediğim yer istanbul'un göbeği ama sanki bana federal hapishane spor salonu.

    ama salonda herkes birbirine nazikdi. mahalle abisi bile istanbul beyfendisi gibi davranıyordu yeminle. herkes birbirine yardimci oluyordu. yani herkes birbirini tanıyordu ona göre davranıyordu. boş kasılma yapmıyordu kimse.

    he bir de spor salonunda kız olmaması gerekiyor tabi gerginlik olmaması için. karışık spor salonu kadar saçma birşey yok, spor yaparken konsantrenin bozulmaması gerekiyor. spor dedigini konsantre olup kısa sürede yapacaksın oyalanmayacaksın.

  • rtük'ün yaptığı az sayıdaki doğru işlerden biri.

    şeker fabrikalarının kapatılmasıyla memlekete sokulacak ne idüğü belirsiz şeker türlerini içeren zehirli gıdalara çocukların alışması bir nebze engellenmiş olur böylece.

    cipsin ve kolanın zararları da ortada zaten.

    şurası bir gerçek ki yediğimiz abur cuburlar glikoz-fruktoz şurubundan dolayı aşırı tatlı. erken yaşlarda bu tada alışmak kişiyi şekere bağımlı hale getiriyor.

    toplum sağlığı adına yapabileceğimiz en iyi şeylerden biri çocukları şekerden (özellikle kötü şekerden) uzak tutmak. reklamların yasaklanması bu yolda önemli bir adım.

    edit:

    1. lostunfinalbolumu uyardı, yasak sadece çocuk kanalları ve programları için geçerliymiş. başlangıç için bu da iyi. ileride tüm tv yayınları için geçerli olmasını dilerim.

    http://www.trthaber.com/…i-yasaklaniyor-357650.html

    2. yasakçı zihniyet ve seçim özgürlüğü bağlamında karşı çıkış bildiren arkadaşlar var.

    bebeklerin ve çocukların beslenmesinde seçme özgürlüğüne dayanan "demokratik" tavır doğru mudur? bilinçli hangi anne-baba çocuğunun lezzetli ama çok sağlıksız yiyecekler yemesini ister? şeker fabrikalarının kapatılmasına elbette karşıyız, bize kötü şeker içeren gıdalar yedirmeye çalışıyorlar. ama şekerin her türlüsü zaten sağlıksız değil mi?

    çevremde çayı şekersiz içen çocuklar var, bu çok güzel bir şey. yani bu mesele küçük yaşlarda edinilen beslenme alışkanlığı ile doğrudan ilgili. gıda konusunda toplumsal bilinçlenme için bu karar sağlam bir farkındalık yaratabilir.

  • bu nasıl bir kibirdir aklım almıyor. demek ki karşısına çıkıp yanlışını yüzüne vursak bize de aynını yapacak.
    gidişiniz çok acıklı olacak efendiler. sizin dürüst olanlarınızı dahi iktidar gittiği anda acımasız bir kurt kanunu bekliyor sanki. nefret paratoneri gibisiniz.

  • ingiltere kralı.katalolik ispanya kraliçesi ile evli iken anne boleyn ile evlenmek için katolik kilisesini red etmişti. jane saymour'dan olan tek oğlu edward 9 yaşında ölünce tahta geçen,protestanları katleden kanlı mary diye anılan ilk kraliçenin kızının babası.her yıl bir kere yıkanmış, bacaklarında ki yaralarla ölen ,bir kraliçesi hariç hepsini ihanet suçlaması ile idam ettiren şişman ,kızıl kral.

  • bu paylaşımdan sonra misvak dergisi almamaya karar verdim. bundan böyle papia ya da selpak gibi markaları tercih edeceğim.

  • her şeyi daha da berbat edecek düzenlemedir.

    bir defa nafaka kalkmıyor, eşin sorumluluğu 5 yılla sınırlanıyor. bu 5 yıldan sonrasını ise devlet ödeyecekmiş.

    elin iki tane ergen kezosu evlenecek, anlaşamayıp boşanacaklar, 5 yıl nafaka ödeyecekler, ondan sonra hop devlet devam edecek nafaka ödemeye. bu nasıl bir mantık anlayabilmiş değilim.

    salak evlilikleriyle kendilerini yakanlar, artık sadece kendilerini değil bütün vergi mükelleflerini yakacaklar.