hesabın var mı? giriş yap

  • osmanlı'da, soğuklar arttığı zamanlarda herkes içilsin diye evinin önüne sıcacık latte koyarmış. inceliğe bakar mısın.

  • süper insandır. bende hiç öyle olmuyor, hemen zaten halihazırda dört gram kalan aklımı kaçırıyorum bonkörce. uyku felci falan olaylarını da bildiğim halde bende çalışmıyor, keriz gibi kanıyorum valla.

    bakınız, şu örnekte nasıl da keriz gibi kanmışım;

    http://sketchtoy.com/68539805

  • ethem sarısülük'ün abisi mustafa sarısülük tarafından twitter hesabından bu tweet'le duyurulmuş tahliyedir.

    '' ak saray'a, ak parti'ye ve tayyip'e daha fazla katil lazım olduğundan kardeşimizin katili serbest bırakılmıştır.''

    başka söze gerek yok sanırım.

  • 19 haziran 2018 seçimlere 4 gün var ve adana mitinginde malum kişi şöyle buyurdu “24'ünde siz bu kardeşinize yetkiyi verin, ondan sonra bu faizle, dolarla, şunla bunla nasıl uğraşılır göreceksiniz”
    19 haziran 2018 dolar kuru 4.75
    19 haziran 2018 faiz oranı 17.75
    28 mayıs 2021 dolar kuru 8.57
    28 mayıs 2021 faiz oranı 19.00
    maşallllahhhhhhhhh

    edit: imla

  • bu adamı eleştiren ağır ilgi budalasıdır. bunu yapan adam da kalitelidir. ne yapsın adam ya? diğer hayvan oğlu hayvanlar gibi başınıza bela mı olsun? oradan-buradan karşınıza mı çıksın? ya benimsin ya toprağın diyen öküz oğlu öküz kırolar gibi sizi rahatsız mı etsin? sizi cadde-cadde, sokak-sokak takip mi etsin? sürekli sizi arayıp, aptal aptal mesajlar yazıp, huzurunuzu mu kaçırsın? birisini reddediyorsanız; ondan hoşlanmıyorsunuz demektir. hoşlanmadığınız bir kişinin sizin etrafınızda olmasını, sizinle konuşmasını istemezsiniz. ciddi söylüyorum sizler ne istediğini bilmeyen, karakteri oturmamış bir yığın aptalsınız. istiyorsunuz ki peşinizden koşsun, yalvarsın yakarsın.

    var ama bunun gibiler. ben ilişki istemem der, arkanıza dahi bakmadan çekip gidersiniz, aradan birkaç gün geçer "hayırsız, hiç aramıyorsun, sormuyorsun :)","biraz daha uğraşsaydın olurdu :)" gibi mesaj atarlar. yüzsüzler.

    bakın bir erkek olarak diyorum; siz "hayır" dedikten sonra; karşınıza çıkmayan, sizi rahatsız etmeyen adam, iyi adamdır.

    edit: sayın arkadaşlarım; bu tür eleştirileri cinsiyetçilik olarak ele alıyorsunuz ve cinsiyetçilik gibi bir durumun ciddiyetini mahvediyorsunuz. burada aptal dediklerim; bu adamı eleştirenlerdir. erkek ya da kadın fark etmez. ayrıca toplumdan izole olarak yaşayanlar; lütfen bunu eleştirmeye kalkmasın. yukarıda yazdığım davranışları sergileyen, laftan, sözden anlamayan adamlar var bu ülkede. sizin başınıza böyle saplantılı aşık, kırolar denk gelmediyse ne mutlu size. daha bugün sevgililik teklifini reddeden kadını öldüren adam haberini okudum. tanışma teklifini reddeden kadını bıçaklayan, darp eden adamların haberlerini hatırlıyorum. yaşadığınız topluma bu kadar yabancılaşmayın.

    edit 2: bak özel mesaja bak ya. benim entryimden "bizim, bunları size yapmadığımıza şükredin" mesajını çıkaran, benim bu davranışları sergileyecek potansiyel taşıdığımı söyleyen kişi en hafif tabiriyle şeref yoksunudur. o bağnaz zihniyetiniz ve taktığınız at gözlükleri yüzünden konuyu başka yerlere çekiyorsunuz, çekmeyin. ne demek istediğimi anlayan anladı.

  • oncelikle (bkz: tesla autopilot)

    yaklasik 8 aydir tesla model x kullaniyorum. aracim ilgili videoda kullanilan 8.0 versiyonuna (ap1 de deniyor) sahip. (bu en gelismis versiyon degil, gectigimiz ay ap2 duyuruldu, ekstra hardware gerektigi icin sadece yeni teslalarda var)

    yazilanlari okudum, cehalet akiyor. fake diyenler var, mumkun degil diyen var, turkiye'de olmaz diyen var, var oglu var. kisaca diger hemen her konuda oldugu gibi bilgi yok, fikir var.

    olm siz ne acaip bir nesilsiniz yahu boyle ? olgulardan suphe duymak eyvallah, baslangic olarak mukemmel de hemen sonrasinda neden sapitiyor ve bilgi sahibi olmak ve sonra cikarim yapmak yerinde direkt iskembe-i kubraniza baglayip "olmeaz len o oylea" yi yapistiriyorsunuz ? cins misiniz olm siz ?

    videodaki uyariyi su ana dek uc defa yedim. bir an icin sagima baktigimda ondeki aracin ani fren yapmasi sebebi ile yedim ornegin. tesla'nin yazilimi eger ondeki araca yaklasma hiziniz tehlikeli sekilde artmissa uyari veriyor. eger yeterince hizli tepki verip fren yaparsaniz her sey yolunda ama tepki sureniz kazaya sebep olacak kadar yavassa bu sefer kendisi otomatik fren yapiyor. iddia filan degil bu, fact. dunya uzerinde autopilot'a sahip yuzlerce teslanin her gun yaptigi bir sey.

    ayni sekilde yazilim ap 7.0 yazilimi sayesinde ondeki aracin onundeki araci da gorebildigi icin (radar sinyallerini kullanarak) ayni "tehlikeli sekilde yakinlasma" hesabini o araclar icin de yapabiliyor ve "bak ondeki araclar aniden duracak" diye onceden sizi uyarabiliyor.

    ha bu yeni bir sey de degil, videosu internete yeni dustu de unlu oldu o yuzden haberdarsiniz.

    turkiye meselesine gelince, turkiye'de de ayni sekilde calisir. hic kafanizi yormayin. siz once tesla'nin turkiye'ye official olarak gelmesini saglayin, derdiniz o olsun.

    neden sorun degil ? cunku autopilot sizin tampon tampona gittiginizin farkinda, sadece dunyada bir turkiye'de mi tampon tampona trafik var saniyorsunuz ? aletin derdi tamponlarin arasinda 30cm mesafe kalmasi degil, sizin tamponun baska bir tampona yaklasma hizi. saatte 1 -2 km hiz ile giderken diger araba 30cm otenizde diye yaygara koparmiyor yani. ondeki arac duramayacaginiz kadar ani sekilde durursa uyariyor. yani siz dert etmeyin, turkiye'de de mukemmel sekilde calisir.

  • amerikalı: afet hanım, would you tell us what you think of the american women? (afet hanım, bize amerikan kadınları hakkında ne düşündüğünüzü söyler misiniz?)
    atatürk: excellence, voulez-vous permetre que ma fille vous repond en turc? (ekselans, kızımın size türkçe olarak cevap vermesine izin vermek ister misiniz?)

    o dönemde dünya dili fransızca'ydı. muhtemelen atatürk'ün fransızcası da daha iyiydi. yalnız neden türkçe cevap verdirilmiş afet hanıma anlamadım. o da belli ki hem fransızca hem de ingilizce biliyor.

  • merhaba sevgili sözlük ahalisi.
    sizlere çok sevdiğim, türkiye gibi her şeyin belinin bağlı olduğu inşaat sektörünün mihenk taşlarından birisi olan mimarlığı bırakıp dilenci olmaya başlama kararımı anlatacağım. bu elbette hiç kimsenin pipisinde olmayabilir. ama önce bir okuyun derim.

    türkiye'nin büyükşehirlerinden birinde yaklaşık 7 yıldır mimarlık yapıyorum.

    mezun olunca bol para kazanacağım hayaliyle okuduğum mesleğe 1.800 lira maaşla başladım. üstelik gece gündüz de çalışıyordum.

    1. yıl
    -hiç izin yapmadım.
    -tam 7 ay süren bir uygulama projesinin teknikerliğini yaptım. bu sürenin yaklaşık 6 ayında ekstra mesai yaptım. yaklaşık 2 ayında sabahladım.

    2. yıl
    -teknikerliğe devam ettim. mimarlığın çizim yapmaktan başka bir şey olmadığını düşünmeye başladım.
    -maaşıma 200 lira zam yapıldı. sigortam asgari ücretten yatırılmaya devam etti.

    3. yıl
    -müteahhit görüşmelerini de yaptım. belediye görüşmelerine otobüsle gittim. evrak işleri peşinde koştum.
    -maaşıma 250 lira zam yapıldı. sigortam aldığı yapım işinde mimar çalışan göstermek zorunda olan bir şirket tarafından yapılmaya başlandı. yani bonservisim olmadan satıldım. üstelik ekstra maaş almadım.

    4. yıl
    -tek başıma mimari projenin her detayına hakimdim. üstüne 3 boyutlu görsel çalışmalar da yapıyordum.
    -maaşıma 250 lira daha zam yapıldı.

    5. yıl
    -artık ofisi ben yönetiyordum. patron dışarda iş peşinde koşuyordu.
    -şirket sahiplerinin inşaat işine de girmesiyle şantiye gezmeye başladım.
    -maaşıma 300 lira zam yapıldı.

    6. yıl
    -ırak'ta antrepo, lüks konut, stadyum gibi işlerin proje çalışmalarını yürüttüm ve yönettim. 6 kez ırak'a gittim.ilk kez aldığım pasaport harcımı kendim ödedim.
    -maaşıma 200 lira zam yapıldı.
    -bu yılın 5 ayı maaşım geç yattı.

    7. yıl
    -3 tane kentsel tasarım projesi çalışması yaptım. yaklaşık 10 ha, 7 ha ve 17 ha'lık alanlarda kentin rögar kapağının yerine kadar tasarladım, kontrol ettim ve işi yürüttüm.
    -maaşıma zam yapılmadı. şirkete %20 ortaklık teklif edildi. kabul etmedim. çıkacağımı söyleyince 500 lira zam yapıldı.

    bugün itibarıyla mesleği bırakıyorum. gelelim sebeplerine;

    1. yıl kazandığım para: 21.600 tl
    2. yıl kazandığım para: 24.000 tl
    3. yıl kazandığım para: 27.000 tl
    4. yıl kazandığım para: 30.000 tl
    5. yıl kazandığım para: 33.600tl
    6. yıl kazandığım para: 36.000tl
    7. yıl kazandığım para: 42.000tl

    toplam kazandığım para: 214.200 tl

    dilencilerin hesabını yapalım mı?
    3 tip dilenciyi gözüme kestirdim.

    1- ışıklarda duranlar
    2-kalabalık bir sokağın kaldırımında duranlar
    3-cami önünde duranlar

    1- ışıklarda duranlar

    1 trafik ışığı normal bir trafik akışının olduğu yolda yaklaşık 5 dakikada 1 kez kırmızı yanıyor. aslında daha kısaları da mevcut ama örneğimiz bu. kırmızı ışığın yanma süresi yaklaşık 20 sn. daha uzunları da mevcut.

    1 kişi trafik ışığı 1 kez kırmızı yandığında en az 2 lira toplayabiliyor. daha da fazla toplayanları mevcut.

    5 dakikada :2 tl
    60 dakikada: 24 tl
    günde 10 saatte: 240 tl
    1 ayda: 7.200 tl

    2-kalabalık bir sokağın kaldırımında duranlar
    önünden dakikada 50 kişi geçiyor ve bunların yalnızca 1 tanesi 1 lira veriyor. başarı oranı: %2

    1 dakikada :1 tl
    60 dakikada: 60 tl
    günde 10 saatte: 600 tl
    1 ayda: 18.000 tl

    3-cami önünde duranlar
    2. hesapla neredeyse aynı, ancak erkekler için zor. zabıta falan hikayeleri. başarı oranı düşük. ama hesap aynı.

    1 dakikada :1 tl
    60 dakikada: 60 tl
    günde 10 saatte: 600 tl
    1 ayda: 18.000 tl

    üstelik cuma günlerinin daha bereketli geçeceği kesin.

    şimdi dostlar, soruyorum size? bu trafik ışıklarında dilenciler, bu cami önlerindeki teyzeler, sokaklarda sabahtan akşama kadar oturan eli kolu sağlam insanlar neden dileniyor?
    beyaz yakalının yakasına yapışmış vergiler, ödediği borçlar, yasal olmak için elinden geleni yapmasına rağmen hiç bir şeye sahip olamamış insanlar neden devam ediyor mesleklerine?

    bugün,
    arkadaşlarım bugün, tüm beyaz yakalıları, sigortası asgari ücretten yatan tüm çalışanları, çıkıp trafik ışıklarında, köşebaşlarında, cami önlerinde dilenmeye davet ediyorum. çıkın ve yardım isteyin. ben istiyorum, çünkü geçinemiyorum.

    edit: entry tamamlanmadan göndermiş bulundum. düzeltildi.