hesabın var mı? giriş yap

  • muhtemelen biz türklerin biyolojik düzenini tanımaya çalışırken sıçacak telefon..

    gece 02.30'da üç çeyrek ekmek kokoreç gömen adamın biyolojik özelliklerini hesaplamaya çalışsan ne olur amk.

  • bilimsel merak, gözlemcilik, araştırma ruhu ve gerizekalılığın ilginç bir bileşimi sayılabilecek eylem. bitkilerin gündüzleri karbondioksit alıp, oksijen vermesi; geceleri oksijen alıp karbondioksit vermesi şeklinde son derece güdik bir şekilde körpe zihinlere sokulmuş olan bu tabiat atraksiyonu bana hep ilginç gelmiştir. fotosentez konusunu öğrendiğim o andan itibaren oturma odasındaki aşk merdivenini takibe aldım. bitkinin gündüzleri verdiği oksijeni görebilecekmişim, o ana tanık olabilecekmişim gibi gelirdi hep. kimi zaman "aha oksijeni verdi herhalde" diyerek içime boş boş hava çekerdim. o zaman ebru şallı'nın tv8'deki pilates dersleri yoktu ama fotosentez esnasında ebru şallı'nın şimdi çıkardığı gibi "vüüüüüühhhhh ev-veet kaburgalar harika vüüüüüühhh ev-veet sırtımız börek gibi" lafları eşliğinde, sanki böyle vüüüüüüh vüüüüh diye bir oksijen verme sesi duyar gibi olurdum. oksijen veriyor muydu bilmiyorum gerçi. oksijen verdi verecek diye aşk merdivenini izlerken uyurdum bazen. akşama doğruysa büyük bir korku içinde uyanırdım. zira akşamları karbondioksit verip beni öldürebilirdi aşk merdiveni.

    öğrendiğim her konuyu annemle babamla paylaşma alışkanlığımın bir sonucu olarak geceleri aşk merdiveni ile aynı ortamda bulunmamamız gerektiğini anlattım onlara. karbondioksit veren aşk merdiveni sağlığımıza zarar verebilirdi çünkü. babam, annem, küçük kardeşim ve babannem beni gülümseyerek dinlerlerdi. bana hiç inanmadılar... bir sabah uyandığımda oturma odasında cansız bedenlerini gördüm. ahahaha yok lan şaka... allah etmesin töbe estağfurullah... babannem oturma odasında aşk merdiveninin gölgesinde yatmasına rağmen maşallah 94 yaşına kadar yaşadı. arkadaşlarıyla konken oynarken çıkan kavgada vurulmasaydı belki de hala yaşardı...aslında yaşlı-masum-sevimli demeyeceksin, kızgınlıkları çok fena oluyor nenelerimizin dedelerimizin. ölenlere rahmet, yaşayanlara sıhhat dilerken bu entryimi de milli eğitim bakanlığına seslenerek bitirmek istiyorum: yıllar yılı yanlış anlatmışsınız fotosentezi, bitki gece karbondioksiti verdi verecek diye çocukluğumun en güzel günlerini acıyla, gerilimle geçirdim. olmadı milli eğitim bakanlığı, yanlış yaptın, seni şimdi kınamaya başlasam ömrüm yetmez.... yazık.

  • sevdiğinizi belli edin. hatta kör kütük aşık olduğunuzu farkettirin sonra geri sayıma başlayın...

  • çok pis bir andır.

    o ana değin bir sürü tavuk göğsü tatlısı yemiş, fakat bunun içinde gerçek tavuk parçacıkları olduğu aklınızın ucundan bile geçmemiştir. rengi ve kıvamı nedeniyle tavuk göğsü ismi verildiğini zannetmişsinizdir, oysa ortada mecaz falan yokmuştur meğersem.

    çok pis bir andır, çünkü akla evvelden yenilen kol börekleri geliverir.

    (bkz: kol böreği) (bkz: allahım lütfen)

  • baştan sona etkileyici manzaralarla dolu eğlenceli bir film. kaykay sahnesi olağanüstüydü. izledikten sonra sırt çantanızı takıp kendinizi yollara vurma isteğiyle doluyorsunuz. sean penn'de rolüne acayip oturmuş.

  • o değil de mersin'de ne biçim kadro var lan? kariyer.net'e "süper lige yeni yükselen ekibimiz için en az 10 yıl süper lig tecrübesi olan takım arkadaşları arıyoruz" ilanı vermiş gibiler. tita'lar, serkan balcı'lar, servet'ler, sinan kaloğlu'lar, wederson'lar...

  • abdülhamit e laf edenler hakkında soruşturma açılan ülkede cumhuriyetin ikinci cumhurbaşkanına laf atmak serbest. laf atanları toplasak inönü nün tırnağı etmezler