hesabın var mı? giriş yap

  • bu matematik çok çılgın bi şey lan. tamam 2014 olarak ikisiyle de aramızda 16 sene var ama yani ne bileyim. 2030 lan i-k-i-b-i-n-o-t-u-z dile kolay. şunun şurasında kaç sene geçti 98 dünya kupasından. nasıl eşit olabilirler. yaşlanıyor muyuz ne? söyleyin algımla oynamasınlar.

  • bir efsanenin bitişine eş zamanlı şahit olmak da ayrı bir zevk imiş.

    aşağısı 6x3 bölüme kadar izlememiş olanlara spoiler'dır.

    lütfen bölümü izleyin ve öyle gelin. sonra bütün tadı kaçar. yazık olur.

    --- spoiler ---

    nacho'nun sonuyla ilgili bazı kafalar karışmış.

    benim anladığım şu şekilde ama farklı fikri olanlar yeşillendirsin.

    gus kendisi üzerindeki şüpheleri yok etmek için nacho'nun ölmesiyle olayın kapanmasını planlamıştı. önce nacho'yu o motele yerleştirdi. sonra motelin yerine dair ipucunu salamanca ikizlerinin bulması için nacho'nun evindeki kasaya yerleştirdi. (ayrıca alvarez'den nacho'nun hesabına gönderilen paralara dair banka hesap dökümünü yerleştirdi)
    daha sonra salamanca ikizlerinin yanına koyduğu adam ve moteli izleyen adamıyla doğru zamanda nacho'nun ölmesini sağlamak istedi. böylece nacho konuşamadan ölecek, salamancalar da alvarezi sorumlu tutacak, gus üzerindeki şüpheler ortadan kalkacaktı. mike reis bunu içine sindiremese de bir şey yapamadı (bu konuda emin değilim, mike başta nasıl kabul etti diye. sonradan bu konudaki tepkisini gösterdi gerçi).

    nacho reis ise oyunu gördü ve bozdu. kaçmayı başardı. gus'a dedi ki ya beni canlı yakalarlar öterim ve yanarsın. ya da babamın güvenliğini garanti et ve geleyim, istediğini söyleyip öleyim. babasının güvenliğinin garantisi ise mike'ın tek bir cümlesi oldu. "babana zarar verecek olanın önce beni çiğnemesi gerekir."

    şimdi burada bir duralım. bu sanat eseri artık nasıl harika karakterler yaratıp o karakterleri ince ince işliyorsa artık, hiçbirimize bu garip gelmedi. yani her birimiz mike reis birisini koruyacağına söz verdiyse o kişiyi azrailin bile öldüremeyeceğine nacho kadar inanıyoruzdur herhalde. nitekim nachoya da bu söz yetti.

    gel gelelim veda anına. mike zaten sniper ile garantörlüğü üstlenmişti. planlandığı gibi koşarak kaçsaydı, victor vurur ve öldürürdü bence. gus'ın aksi bir planı yoktu. çünkü nacho'nun salamancalara canlı verilmesi halinde nacho tavuk adamın suçlu olduğunu kolayca ötebilirdi. burada mike reisin eline verdiği cam parçası ile kendi kafasına sıkması onurlu bir ölüme kavuşmasını sağladı sadece. yoksa koşarak kaçsa da victor ya da mike öldürecekti. nacho lalo'nun ölmesini sağladığına inandığı için bir nebze rahat öldü belki. ancak maalesef koca komando birliğini tek başına dağıtan lalo (ki bu diziye hala yakıştıramadığım fazla gerçek dışı ve saçma tek sahne olabilir) hayatta olduğu için nacho'nun ölümü bir işe de yaramamıştır.

    sonuç olarak nacho varga - michael mando kardeşimiz bu serideki harika oyunculuğu ve iyi yazılmış karakteriyle hepimizi mest etti. her izlediğimizde nefesimizi tuttuk. nacho'nun ölümü kaçınılmazdı. belki de onu izlediğimiz her sahnede istisnasız en makul, en mantıklı ve en doğru adımı attı. ancak yine de kartel pisliğine bulaştığı için bu bataklıktan sağ kurtulamadı. allah rahmet eylesin. sevenlerine sabır versin. hepimizin başı sağolsun.
    --- spoiler ---

  • avrupa'da soyle, yok bilmem nerede boyle diye hayiflanip, ulkeye bok atmanin manasi yok.

    adamlarin dilleri zaten ayni dil ailesinden (latince'den) geliyor. ufak tefek degisimler ile yepyeni bir dili konusabilir hale geliyorlar.

    neyse ben kime ne diyeyim ki, kendi ezikliginizle yasamaya devam edin.

  • hani hamburger söyleip yarısını yemeyen kızlar vardır ya. geçen bunlardan biri ile gittim nusr-et'e. etin yarısını tabakta bırakmaya kalktı. tabağı ağzına soktum. servet yatıyor lan orda.

  • türkiye'de basılmış en alternatif dergidir. dibine kadar müzikten bahsetmesine rağmen elinizden bıraktığınızda sanki siyasi bir dergi okumuşsunuz hissi verirdi. genellikle ana grup röportajları yurtdışında çıkan dergilerden çevrilmiş olurdu ama derginin ruhuna o kadar uygun çevirirlerdi ki sonunda alıntı yazmasa bütün roll ekibi kalkmış amerikalara gitmiş sanırdınız.