hesabın var mı? giriş yap

  • bazı konularda yön gösterici olmak güzeldir. mesela youtube da bu tarz konularda bi sürü nasıl telafuz ediliri gösteren videolar var.

    ancak siz yol göstermekten ziyade aşağılamaya kalkıyorsunuz. isteyen istediği gibi okur yav. çok bariz bi hata mı yapıyor? instagramı iştagröm falan diyorsa dalga geç ve düzelt o ayrı. instegram diye okunan adam hata yapsa da garip bir şey yapmıyor.

    kulağında nasıl geliyorsa onu söylüyor adam.

    geçen gün whatsapp ceosu jan koum ile yapılan bi söyleşiyi izledim. söyleşiyi yapan adam whatsep olarak telafuz ederken programı yaratan adam whatsap diyordu sürekli. programı yaratan adam olan jan koum bile kardeşim ne biçim telafuz ediyorsun hıyar, doğrusu whatsap demedi. yani.

    bu kadar kompleksli olmayın gençler. dünyada yabancı dil telafuzu üstüne birbirini bizim kadar aşağılayan bi toplum bence yok. kesinlikle yok. sizin yüzünüzden koca bi toplum ingilizce cahili olarak yetişti. insanlar konuşmaya korkuyor aman biri dalga geçicek diye. konuşamadıkça da ingilizce ogrenemiyorlar, köreliyor.

    abdde kaç sene yaşadım. çoğu kelimenin telafuzu mahalleden mahalleye bile değişiyor. takılmayın bu kadar.

  • bunun yüzünden favorilenen entrylerime bakmaya korkuyorum. insanın sevinci te şurasına yabışıyor.
    tanım: bir çaylak.

  • devletin ortaya çıkmasını sağlamış, toplumu toplum haline getirmiş kavram.

    ilkel toplumlarda daha tarım keşfedilmemiş, daha avcılık toplayıcılık şeklinde yaşanılıyorken toplumlar ilkel komün bir sisteme sahiplerdi. ihtiyacın fazlası ürün elde ediliyordu, kaynak boldu. bireyler toplum içinde fazladan ürün için mücadele etmiyordu, zaten bu mücadele çok gereksizdi. o zamanın koşulları sebebiyle elde dilen ürünler bozulmaya elverişliydi.

    ilerleyen yıllarda ise atalarımız nasıl tarım yapılacağını öğrendi ve buna bağlı olarak yerleşik hayata geçti (bkz: yabanıllık). üstelik elde edilen ürünler depolanmaya el verişliydi. insanlar ürünleri depolamak için ambarlar kurdu, tarlalara önem verdi. ambarların ve tarlaların korunması için yeni toplumsal kurallar belirlendi, ve özel mülkiyet doğdu. özel mülkiyet ile birlikte mülklerin sahiplerinin ölmesi, mülk paylaşımı üzerine sorunların çıkması ile baş edebilmek için miras ortaya çıktı. ilkel toplumlarda biyolojik anne ve babaya dikkat edilmezken, özel mülkiyetin doğuşuyla gelişen miras kavramıyla bu tutum değişti. bu olaylar zinciri sebebiyle yeni bir toplumsal yapı şekillendi, özel mülkiyet insanların hayatına yerleşti. bu toplum yapısının doğası gerekliliğinden toplumu düzene sokmak için yeni ahlaksal, kültürel ve sosyal kavramlarların etkisiyle kitlesel bir şekilde sınıflar doğdu. bu sınıfların mücadele içine girmesi kaçınılmazdı. sınıflar tarih boyunca çıkarlarının çatışmasından dolayı sürekli savaşım haline girdi. tarihin her sahnesinde sınıfsal çatışım kendini gösterdi. aslında bu durumun düzeltilmesi ve üretim sürecinin güvene alınması için sınıflar üstü yeni bir aygıt kurulmuştu. bu aygıtın adı devletti. devlet sürekli olarak gelişti, kendine yeni kollar kurdu, yeni organlar hayata geçirdi. devlet sınıfların çatışmasını engellemek için kurulduysa bile misyonunu yerine getiremedi, sınıfların uzlaşamayacağının bir kanıtı haline geldi. kurulduğu günden beri egemen sınıfların çıkarlarını savundu ve hala savunmakta.

  • senerlerdir tükenmişlik sendromunun dibinde yaşıyorum. çoğu zaman işe sürüne sürüne gidiyorum. ama gidiyor muyum? gidiyorum. neden? çünkü mecburum. çünkü bugüne kadar kazandıklarım bırakın yatırım yapmayı, harcamalarıma anca yetti. çünkü ben meryem değilim, benim böyle bir lüksüm yok. çatlayana kadar koşturulan at misali çatlayana kadar çalışmak zorundayım. çünkü ben sistemin milyarlarca ucuz kölesinden biriyim.

    bunları meryem uzerli'yi tenkit etmek için yazmadım. aksine sonuna kadar destekliyorum, paranın kölesi olmadığı için saygı duyuyorum. daha çok para daha çok para demeyip kendi sağlığını düşündüğü için.. dünyanın adaletsizliğine, sistemin bozukluğuna bir vurgu sadece benimki.

    tükenmişlik sendromu, veya diğer başka rahatsızlıklar lüks oldu artık. insan sağlığı lüks oldu. çünkü insanın değeri parayla ölçülür oldu. böyle sürdüğü sürece tükenmeye mahkumuz.

  • kardeşimin hattı türk telekom’dan vodafone’a hiç bir beyanı olmadan, bayiye gitmeden, imza atmadan maraş’tan bir adamın numara taşıma işleminde bir sayı farklı söylemesiyle kardeşimin hattı vodafone’a geçiriliyor.

    türk telekom’da faturalı olan kardeşimin tüm geri kalan aylarının ücretinide son faturasına aynen yansıtıyolar.

    durumla ilgili vodafone ve türk telekom müşteri hizmetleriyle görüştük. ikiside “bizlik bir durum yok karşı tarafla görüşün” deyip suçu birbirlerine atıyorlar.

    büyük bir mağdurluğumuz var ama çözüm yok kaldık ortada mal gibi. rezalet üstüne rezalet. skandal üstüne skandal. kimliksiz imzasız bu kadar kolay mı?

  • konusanlarina çok entel ve bilimsel bir hava verir. atina'da kafasi kasketli (bayagi bizim bildigimiz çiftci kasketi) seyyar bir muz saticisi bana "penta, heksa" vs. diye para üstü sayarken "kim bilir ne biçim geometri biliyordur bu adam" diye geçmisti aklimdan.

  • basarili olmak icin gerekenler;

    - ıyi formul bilgisi, hatta cok saglam formul bilgisi. o kadar iyi olun ki isyerinde herkes resmen formullerle dansettiginizi ve milletin vlookup yazamadigi departmanlarda dinamik (kendini refresh eden) index match ve offset gibi formullerle belirli bir tarihe donup o tarih oncesi ve sonrasi bilgileri ayri ayri toplayarak performansi gosterebildiginizi bilsin, inanamasin. hayatiniz if statement olsun, gozu kapali pivot tablosu ve chartlar girin bu arada alt n+v+t ve alt+f1 ile. ınsanlara excel kullanirken mouse kullanmaya cok da ihtiyac duymadiginizi gosterin. filteri bile kisa yollarla girin. en cok kullandiginiz islemleri ( sum alma alt+= ya da average alma alt+m+u+a gibi) mouse kullanmadan yapin.

    -kesinlikle temel ve orta seviyede vba (bu aralar en cok kastigim). record tusu ile macro kaydetmekten soz etmiyorum bu arada.

    - dashboarding; yurtdisindayken youtube izleye izleye ogrenmistim. gercekten iyi oluyor pivot tablolarinin birbirine baglanmasi ile olusan dashboard gorunumu (bir tane pivotunuz varsa sakin ikinci pivotu yaratmayin, orjinal pivotu copy paste ile cogaltin. bu pivotlardan 4-5 tanesini pivot connections ile birbirine baglayip bunlara chart ve slicer girince performans dashboardunuz olacak). bazi dashboardlarim var hem istenen bilgiyi hem de dizayni verdigimden dolayi bazi meslektaslarim gorunce excel degil salesforce falan var saniyorlar ekranda.

    - kesinlikle excel’in gelecegi olarak gordugum powertool kismi; powerquery, powerpivot, powermap, etc. bir aralar korkunc kasiyordum ozellikle de power pivot kismina ama calistigim yer pek istemiyor. ben de sadece normal pivotlarda add to data model kismini kullaniyorum distinct count alabilirim diye bazi pivotlarda.

    - turkiye’de yine dashboarding ve powertools gibi az sallanan ama yurtdisinda calisirken falan insanlara gosterince herkesin size oha diyerek baktigi userformlar. bu kisim biraz vba biraz dizayn ile alakali ama gercekten youtube falan biraz kasin, feci isler donuyor. su kadar yillik is hayatimda gordugum en iyi kanallardan bir tanesi tiger spreadsheets, adam korkunc. bu adamin yaptigi isi biraz kopyalayarak calistigim her firmada terfi aldim sirf bu spreadsheetler yuzunden. asmis gitmis bir tip kanalin sahibi.

    bunun disinda bol bol da sql, visual basic falan calisin tamamsiniz.

    edit: mynda treacy, jon acampora gibi guzide insanlarin emailinglerine subscribe olun. excelcampus iyi niyetlidir, youtube’da bol bol oz du soleil izleyin,o asmis bir tip gercekten vloglarini izlerken herifin beyninin 6-7 adim sonrasinda dataya nolacagini dusundugunu anlayip bu nedir ua diyorsunuz. yine vbaisfun, excelisfun, wiseowl falan bunlar mesaj bile atsaniz yardimci olan excel unluleri youtube’da. leila gharani ses tonuyla biraz bogar (asla bir oz gibi geyik degil) ama korkunc offset kullandirtir size. tiger spreadsheet’in tum egitimlerini 3 defa izleyin minimum. bu saydigim insanlarin hepsi mvp microsoft office icin. mynda treacy falan her bir seminerinde gostere gostere giyer ben mvp’yim der ı excel yazili tshirtu ile. bu insanlarin emailing gruplarinda ve websitelerinde bazen bilgilerinin yuzde birini paylastiklari seminerler oluyor ucretsiz. agziniz acik izliyorsunuz. exceluniversity de bol bol ucretsiz seminer verir, mutlaka kaydolun, izleyin bu insanlari. aklima geldikce bu excel unlulerinin isimlerini guncellerim ama zaten youtube’a girince excelisfun ya da vbaisfun, wiseowl falan girip gorunce gerisi geliyor.

    bir de bulamadiginiz birseyi kafanizdan kagida dokun; how to find unempty cells in excel ya da subtotal unique criteria, pivottable options tabs gibi aramalar yapin. kafanizdaki soruyu google’a sorun emin olun vardir bir sonucu. ben eskiden sacmasapan bir sekilde bir kolondaki unique itemlar icin pivot tablosu girerdim. halbuki unique icin ayri formul var ( {=sum(1/countif(a:a;aa))} arrayi ile) ya da advanced filter var filter butonunun altinda. birsuru ornek var bu kafa yapisiyla ararsaniz bulup yapabileceginiz.

    bir de lynda.com ve udemy diyorum tabi giris seviyesi icin.

    edit2: tigerspreadsheetsolutions izleyin userformlar icin gercekten vba ile dizaynin icice gectigi bir serisi var adamin. asmis kendisini. su adamin yaptigi 10 derste anlattigi 300 dakika suren userform’u yapin ve bir dosyanizda kullanin benzer sekilde, yoneticinize falan arkadaslariniza gonderin “bundan sonra kullanici bilgileri bu sekilde doldurulacaktir.” falan diye, emin olun o yil terfi alirsiniz. ınsanlarin size bakisi degisir firmada “ su herifin var ya beyni db gibi calisiyor.” derler arkanizdan.

    edit3: tum excel bilgim belki excel’in yuzde 5’idir. uni turkiye, mba amerika, 2 yabanci dil vad, yurtici yurtdisi kariyer de var. 3 tane global dev olcekli firmada calistim, hicbirinde kendimden iyi kullanan gormedim exceli (vba yazanlar haric) ama ona ragmen maksimum yuzde 5 excel biliyorumdur diye dusunuyorum. gordugum en iyi kullanici bir ingiliz arkadasimdi isyerinde, o herif benden 300 kat daha iyiydi, sorunca yuzde 5 bile bilmem derdi.

  • is makinesi operatoruyum santiyede. yanima yaklasani 9 metre derine gomerim dedim. o gunden beri yaklasan yok... yemegimi cayimi termosta evden getiriyorum. ama tabiiki yusuf yusuf halindeyim.