hesabın var mı? giriş yap

  • bunun görgü ile değil tamamen karakterle ilgisi vardır. bir çok hatunla yeme içme takılma fırsatım oldu. bazıları buluşma yerine gelirken mesajda "aa cüzdanımı evde unutmuşum eve dönsem mi ?" diye mesaj atacak kadar yüzsüzken, bazıları ise tuvalete diye gidip çaktırmadan ödediğin hesabı kabul etmeyecek kadar gururlu oluyor.

    mesela para, görgü değil. imkanı olmayıp 2 çay içip kendi hesabını ödeyen kadın ile masaya bi yanarlı dönerli meyve tabağı söylemediği kalmayan ve hesap geldiğinde numaradan çantasını ağır ağır karıştıran kadın arasında bariz "asalet" farkı vardır.

  • orman ve su işleri bakanı eroğlu'nun dahiyane oy toplama fikri.

    "eroğlu’nun istanbul’un eski günlerini hatırlatmak için "bir gün suyu keselim, eski istanbul buydu diye hatırlatalım"

    adamların her tarafından rezillik akıyor lan, bitmiyor da bitmiyor.

    beyler aklınızı koruyun, az kaldı bu rezilliklerden kurtulacağız.

    edit: kurtulamadık amk.

  • akan sıcacık suyun altında, tüm askerlik dertlerinden arınarak, gül kokulu sabunlar, dinlendirici bir fon müziği eşliğinde yapılan banyo...

    değil tabii ki.

    "süre dolduaaa çığın artık, keserem suyu haaa" diye bağıran hırt bir banyo çavuşu eşliğinde, 3.8 dakikada 0.79 litre su ile yapılan bir banyodur bu. unutulmayacak bir andır. kars'ta soğuk su altında yapılmış olsa da, 14. günün sonunda yapıldığından garip bir haz bırakmıştır bünyede.

  • önce şaka sandım, baktım baktım anlamadım.

    sonra gittim derinlerden fularımı çıkardım ve taktım. inanamıyordum, fularlı halimle bile sadece selda bağcan ve frodo'yu tanıyabiliyordum. beynim almıyordu, o harf cümbüşünü ve selda bağcan & frodo birlikteliğini algılayamıyordu beynim.

    bu kadar marjinalliği yakalayamıyordu aciz, yobaz, anadolu çomarı bedenim.

  • garibim koalalar avcılar tarafından ağaç gövdelerinde zbam zbam vurulurdu.

    tazmanya canavarı dövüşleri yapılırdı.

    ağaoğlu kıtanın ortasına "ağaoğlu my çöl" dikerdi.

  • şurada rastladığım olay.

    özetle, sınıf annesi, sevda öğretmene öğretmenler günü için sınıfça pahalı bir markanın montunu aldırır. ali kaan adlı çocuğun velisi inci hanım hediyeye katılmaz. çalıştığı yerden izin alamadığı için sınıfta yapılan öğretmenler günü kutlamasına da gelemez. öğretmen whatsapptan veliye "çıkarttığınız problemden dolayı üzgünüm" şeklinde mesaj atar. ardından, önceden hiçbir problem yaşamamış çocuğun "uyumsuz ve arkadaşlarına kötü örnek olduğu" gerekçesiyle sınıfının değiştirilmesine karar verilir.

    görsel

  • sevgili dostlar,

    tabii ki paranın insana özgürlük vermesi garanti değildir. üstelik işin ahlaki boyutları da vardır benim param var diye her kafanı eseni yapamazsın. ama para kesinlikle önemsiz değildir. bakmayın siz paranın ne önemi var diyenlere.

    şimdi ailenizin algı yönetimi uzmanı olarak duruma bir bakalım.

    öncelikle işi bir netleştirelim paranın insana kazandırdığı en büyük özgürlük genellikle "seçim yapabilme" özgürlüğüdür. işte bu konunun psikolojik açıklamaları şu şekilde.

    bağımsızlık: para, insanlara birçok alanda bağımsız olabilme imkanı tanır. bu, bireyin kendini daha güvende hissetmesini, dolayısıyla psikolojik olarak daha özgür olmasını sağlar. kendini güvende hisseden daha özgür kararlar alır. ailenden para alan bir insansan ailenin fikirlerine karşı çıkman pek kolay değildir çünkü işin ucunda paranın kesilmesi vardır.

    stres azalması: ekonomik özgürlük, özellikle hayatta karşılaşabileceğiniz stres faktörlerinin birçoğunu azaltır. insanların stres ve kaygı düzeyleri, ekonomik durumlarına göre değişkenlik gösterebilir. beynimiz bir felaket üretme mekanizması olarak çalışabilir. üzerinize sorunlar geldikçe bunlara çözüm üretmeye çalışır eğer bu çözümler yeterli gelmezse strese girer. ama sizin aklınızda ne olacak lafım parama geçer her tür sorunumu parayla bir şekilde çözerim fikri varsa stres seviyeniz de o oranda az olur. parasız toplumlarda insanların barut küpü gibi gezmesinin sebebi budur. para var huzur var lafı çok da boş bir laf değildir.

    kendini gerçekleştirme: maslow'un ihtiyaçlar hiyerarşisi'nde de görüldüğü gibi, temel ihtiyaçlar karşılandığında birey kendini gerçekleştirme ve kişisel gelişim gibi konulara daha fazla odaklanabilir. örneğin parasız ve akşam yiyeceği yemeği düşünen bir insan felsefeyle ilgilenemez. yol parası olmayan insandan sanatla ilgilenmesini bekleyemezsiniz. kısacası konforlu bir yaşam ve insanca bir gelişim için para önemli.

    sosyal kapital: para, sosyal ilişkiler kurma ve sürdürme konusunda da özgürlük sağlar. örneğin, farklı sosyal etkinliklere katılmak, seyahat etmek gibi. insan ilişkileri bazen paradan daha değerli olabilir. doğru zaman ve doğru yerde tanıdığınız tek bir insan size büyük faydalar sağlayabilir. bu sebeple parası olan çok gezip tozduğu ve üst düzey sosyal ilişkiler kurduğu için parasının üstüne bir de sosyal ilişki gücünü ekler. yani para parayı çeker lafı buradan çıkar.

    otonomi: ekonomik güvence, bireylere kendi hayatları üzerinde daha fazla kontrol sahibi olma imkanı verir. bu, psikolojik olarak yüksek bir otonomi duygusu yaratır. örneğin parası olan canı sıkıldığı zaman atlar bir uçağa italyada güzel bir tatil yapabilir. bu yüzden zor zamanlar geçirdiği dönemlerde istediği zaman uzaklaşabileceğini bildiği için kendini özgür hisseder. ama parası olmayan kendini hep bağımlı hisseder bu da ayrı bir mutsuzluk kaynağı olur.

    risk alma kabiliyeti: ekonomik özgürlük, yeni fırsatlar ve deneyimler için risk alabilme kapasitesini artırır. bu da bireyin yaşam kalitesini ve psikolojik sağlığını olumlu etkiler. risk alabilen insanlar hem daha çok hamle yaparlar hem de yeni şeyler deneyimledikleri için psikolojik olarak daha cevval olurlar. ama risk alamayanlar bir süre sonra kabuğunun içine sıkışmış kaplumbağa hayatı yaşamaya başlar ve o kabuğun içinde çürüyüp giderler.

    şimdi tabi param yok mahvoldum demenin manası yok mutlu olmak için belli tür alışkanlıkları edinmen gerektir. bu alışkanlıklar mutluluk ve para da getirebilir. kanalımda bulunan "mutlu bir yaşam için edinilmesi gereken alışkanlıklar nelerdir" videomu izlemeni tavsiye ederim

    işte kanal burada
    https://www.youtube.com/aydinserdarkuru

    sevgilerimle

  • bim'in 9 aylık bilançosunda gördüğümüz durum. bu kadar düşük kâr marjıyla ben olsam dükkânı kapatır giderim. küçük esnaf en az yüzde 50 koyarken koca bim'in buncacık marjla faaliyet göstermesi resmen topluma yararlı olmak için diye izah edilebilir. kapitalist sistemde bunun bir izahı olamaz.

    --- spoiler ---

    bim, 2022 yılının 3. çeyreğinde piyasa beklentisi olan 1,91 milyar tl’nin hafif altında 1,78 milyar tl net dönem kârı elde etti. böylece bu çeyrekte net kâr marjı bir önceki çeyreğe göre 0,6 puan azalarak yüzde 4,3 seviyesine geriledi. 2022 yılının ilk 9 ayında ise net kârı 4,79 milyar tl olurken, net kâr marjı yüzde 4,7 olarak gerçekleşti. bim’de ciro büyürken, brüt kar ve fvaök marjı geriledi.
    --- spoiler ---
    https://www.paramedya.com.tr/…al-kirikligi-yaratti/

  • 16 dakikanın hepsini izledim, lan insanlar ne kadar ciddi, hiç gülmek akıllarına gelmiyor, bir tanesi elemanı dövecekti neredeyse.

    saygı saygı saygı. herkesin dilinde. kime göre saygı? herkes istiyor ki saygı duyulacak birisi olsun ortamda. yaşça büyük olur, mevkice büyük olur, bir şey olmazsa cinsiyet olur.

    bırakın isteyen istediği şaapsın.