hesabın var mı? giriş yap

  • hep söylüyorum ama ben de eşimde 44 yaşındaydık evlendiğimizde. ikimizin de ilk evliliği ve geç de olsa birbirimizi bulduk. mutlu muyuz? evet.
    eşimin tarafı çocuk yapın diyecek oldular. dedim madem çocuk istiyordunuz erkenden evlendirseydiniz oğlunuzu. hala laf olsun diye diyorlar ama çok sallamıyorum.
    geçen de onlardan birisi 'ya çocuk yapın, yaşlanınca size bakar' dedi.
    dedim al sana hesap. yaşımız 46. şimdi yapalım desek 47. bu çocuk 20 yaşına geldiğinde biz ömrümüz olursa 67 yaşında olacağız. sence akıl mantık işi mi 20 yaşındaki bir çocuğa 2 yaşlının yükünü yüklemek?
    bize baksın diye çocuk doğurmak köle almak ile aynı şey.

    ikinci olarak evlilik konusuna gelecek olursak.
    evlenmiş olmak için evlenmek de büyük hata.
    onsuz olamam diyerek de evlenmek büyük hata.
    evlenmeye karar verirken tek düşünceniz şu olsun: onunla bir ömür geçirebilir miyim?

    debe editi: teşekkür ederim.

  • 83. bolumde de yine gerildik, su ticari taksi cekiciye carpsin da biz de rahatlayalim onlar da rahatlasin.

    hayalet: radyo aciiim mi?
    akbaba: yok la oturuyoz iste
    hayalet: ben de kalkip oynayalim demedim

    su konusmada kendimi gordum, hayalet olarak.

  • gece gece parmak ucunda akıl yürütmeler:

    arkadaşınız size verdiği sözleri yerine getirmezse ona olan güveniniz azalır. kendinize verdiğiniz sözleri yerine getirmezseniz kendinize olan güveniniz azalır. o zaman kendinize verdiğiniz sözleri yerine getirirseniz kendinize olan güveniniz artar. ya kendinize verdiğiniz sözleri tutun. ya da kendinize tutabileceğiniz sözler verin. ya da kendinize söz vermeyi bırakın.

  • biçimsel açıdan saçma olsa da, içeriği haksız değildir.

    kadın 2.5 yıldır bu işi yaptığını ve "en iyi çıkış yapan" ödülünün kendisine verilmesinin saçma olduğunu söylemiş.

    bunu haksız bulamayız ki.

  • "o kız farklı".

    değil abi. o kız farklı değil. sadece, öyle düşünmek senin hoşuna gidiyor o kadar.

  • şu muhabbet mutlaka geçer.

    - sesin hiç düşündüğüm gibi değilmiş.
    + (ayıp olmasın diye) seninki de valla.

    sesimi neye göre düşündün acaba? times new roman, comic sans?

  • sanırım ellinci kez olacak ama kanımca da saatleri ayarlama enstitüsü... ne yazık ki bu kararı verenler neden bu kararı verdiklerini ya açıklamamış ya da güzelim kitaptan bir paragraf koparıp kel alaka tırnak içine almış. yeri gelmişken söyleyeyim, romanlardan bir iki cümleyi paylaşarak düşüncelerini ifade etmeye çalışanları anlamıyorum. roman bütündür. o paylaştığınız alıntıların evveli ve sonrasıdır. güzel bir kadının tek bir kirpiğini koparıp "ne kadar güzel değil mi?" demeye benzer bu.

    neyse gıcıklık yapmayacağım bu sefer. saatleri ayarlama enstitüsü'nü seçme sebebim, bu romanı müjdeleyen bir roman olmadığı gibi ardıllarının da olmayışı. saatleri ayarlama enstitüsü türk edebiyatının içinde anakronik bir öğedir ya da daha anlaşılabilir bir ifadeyle garabettir. namık kemal'den halit ziya'ya, söz konusu romanın yazılmasından önceki hangi yazara bakarsanız bakın, enstitüyü muştulayan herhangi bir yazar veya yapıt göremezsiniz, en azından ben göremedim. edebiyatımızın kimliği ve özellikleri dikkate alındığında "vay be, bizden biri yazmış demek bunu!" diyebileceğiniz yegane eserdir. belki tutunamayanlar, kara kitap, puslu kıtalar atlası veya gölgesizler için de benzer tepkiler verilebilir ama saatleri ayarlama enstitüsü gerek alegorik yapısı gerekse de yazarının dünyaya baktığı perspektifle diğer tüm romanlardan bir basamak yukarıda kendine yer edinir (benim gözümde)