hesabın var mı? giriş yap

  • indirilen altyazı, filme uyuyor mu diye bakarken, sürekli diyalog olmayan sahnelere denk gelmek.

  • "sayın terim çok doluyum diyor. bir kere de dolu olma allah'ını seversen"

    "sahaya 11 tane fatih terim çıkmış. hepsi gergin"

    "letonya'yı en son 90 sene önce yenmişiz. kime bu afra tafra."

    "fatih hocanın yaptığını almanya hocası san marinolu gazeteciye yapmaz"

    "büyümek küçülmeyi bilmekten geçer"

    sözlerinin sahibi.

  • fikir vermesi için 1 akçe 1,15 gr ve 925 ayar gümüş olarak hesaplarsak. 16.500 akçe bugün 200-250 bin tl civarı bir para eder.

    edit:
    -metal değeri olarak hesaplandı satın alma gücü değişebilir.
    -o dönem koyunun ucuz olması normal, ekmek şimdiki ekmek değil. hesaplamak zor kısaca. neyle neyi kıyaslıcaz.
    -günümüzde altın/gümüş fiyat oranı 70 civarı o dönem yaklaşık 50 civarı yani gümüş altına çevirip ilerlersek 300 bin olur en fazla.

  • çift kaşarlı tostu gecenin köründe makineye atıp beklediğim esnada malum mesajı atınca diyetisyenim zannettim, sonra bir diyetisyenim olmadığını hatırladım.

  • vay be demek çocuklara oyun videosu çeken bir adam olgun olmayan davranışlar sergilemiş ha hadi bunu 300 entryle tartışalım

  • başlık: greyder kiralayıp gecekondu mahallesine gittim

    1- ufak çapta bi heyecan yaratıp geri döndüm
    2- lan ibne senin yuzunden az daha cocugumu kesiyodum

  • bi gün adamın teki ormanlık bi yolda arabasıyla gidiyomuş. aniden önüne kırmızılar içinde bi adam fırlamış ve "ben bu ormanın kırmızılı hipnasıyım, bana yiyecek bi şey vermezsen burdan geçemezsin" demiş. adam da uuraşmamak için bi şeyler verip yoluna koyulmuş. derken bu sefer sarılar içinde bir adam arabanın yolunu kesmiş ve "ben bu ormanın sarılı hipnasıyım, bana içecek bi şey vermezsen
    vermezsen burdan geçemezsin" demiş. adam yine noolur noolmaz diye bi şeyler verip yoluna devam etmiş. birazcık yol aldıktan sonra mavi elbiseli birisi arabanın yolunu kesmiş. artık adam dayanamamış ve camdan beline kadar çıkıp "sen ne istiyosun lan ormanın mavili hipnası!!!" diye bağırmış. adam şöyle cevap vermiş: ehliyet ve ruhsat.

  • sene 2010. kardeşimin ergenlik döneminin nirvana yılları.
    yaşı 15.

    taşınıyoruz. sıra kardeşimin odasında.
    annemle kardeşim halıları kıyafetleri falan toplarken, babamla ben de yatak ve dolap gibi ağır şeyleri alıyoruz.

    yatağı kaldırdığımız zaman bir de ne görelim!!
    yatağın altı peçete dolu. *

    annemi dışarı çıkartıp, kardeşimi çağırıyoruz. babam peçeteleri gösteriyor ve yıllar sonra hâla gülmemizi sağlayan o soruyu soruyor.

    " bu ne lan aile mezarlığı gibi? "

  • bazen bir dilencinin isyanı ile tetiklenen farkına varma anlarıdır.

    üzerinden yıllar geçmesine rağmen unutamadığım, her hatırladığımda içimi burkan yaşlı amcanın isyanı da bunlardan biridir. ankara'da, şu anda neresinde olduğunu hatırlamadığım bir bölgede sıra sıra dizilmiş, gelenlerden para dilenen, ve bu işi mecburiyetten değil de meslek olarak yaptığı çok belli olan, kucağında bebekli kadınların arasında, kaldırıma çökmüş, umutsuzca insanların yüzüne bakan, kucaktaki bebek faktöründen dolayı bütün sadakaları kadınlar aldığı için eli boş, havada kala kalan amca sonunda dayanamayıp, yorgun sesiyle "ben de insanım, bana da verin" diye isyan etmişti. kadınlar yüzsüzce kikirdeyerek adamdan biraz uzaklaşıp ona da dilenme alanı açmışlardı, ama insanlar daha amcanın yakınına bile gelemeden önlerine atlayıp rahatsız edici bir şekilde dilendikleri için insanlar yardım edecekleri varsa bile vazgeçiyordu veya sadakalarını bu kadınlara verip hızla uzaklaşıyordu. zaten hayatta kalabilmek için dilenmek zorunda kalacak kadar düşmüş bu adamın, yetmiyormuş gibi bir de profesyonel dilencilerle baş etmek zorunda kalması adaletsizliğin vücut bulmuş haliydi gözümde.