hesabın var mı? giriş yap

  • maalesef türkiye'de nüfusun %88.12'sini oluşturan insanlardır. küsüratlı sayı verdim ama sallamıyorum ne yazık ki.

    sadece uçak için de geçerli değil, ido, vapur, yavaşlaması ile kapıları açılması arasında belli bir zaman bulunan, aklınıza gelebilecek her türlü ulaşım vs. aracında mevcut bu insanlar.

    uçak tekerlekleri piste değdirdiği an hemen kalkıp yukardan bavulu alırlar. 10 saniye sonra bir bakmışsınız koridor boydan boya esmer insan dolu. manyak mısınız oğlum, ne güzel oturmak varken niye ayakta bekliyorsunuz? otur otur kıçınız mı ağrıdı? yoksa bize "ben böyle uçak yeryüzüne temas eder etmez kalkan bir adamım, o kadar da rahatım, sülalem rahat. her gün uçuyorum yahu" mesajı mı vermeye çalışıyorsunuz? eğer öyleyse kimsenin sizi tanımadığı ve hayatında bir daha görmeyeceği, görse bile hatırlamayacağı bir ortamda neden neden neden!

    farkındaysanız herkes otursa ve uçak tamamen durduğunda kalkıp gitse, o ayakta beklediğiniz zamandan daha önce uçaktan ayrılacaksınız. ayrıca özellikle turistlere vs. bu insanlar niye ayaklandılar, nereye geldim lan ben böyle gibi anlam kaymaları yaşatmayacaksınız.

    ido'da mesela, bakırköy'e varmadan önce daha zeytinburnu'nda ayağa kalkıyorlar amk. sonra biri kalkınca hepsi kalktığı için itiş kakışta hepsi birden sıra bekliyor asdfsafdsa.

  • başrollerinde joel mccrea, laraine day, herbert marshall, george sanders ve albert bassermanın oynadığı , alfred hitchcock'un yönettiği 1940 tarihli film. hitchcockun abd sınırları içinde çektiği ikinci film olan bu otobiyografi uyarlaması, savaşın ayak seslerinin duyulduğu 1938-1940 yıllarında, avrupaya gönderilen bıçkın bir gazetecinin başından geçenleri anlatıyor.

    görmemesi gereken şeylere tanık olan masum muhabirimiz başını belaya sokar ve olaylar gelişir. sanırım sinema tarihindeki ilk uçak kazası sahnesi bu filmde yer alıyor. filmin sonundaki "avrupalılar savaşıyor ve karanlıkta ama amerika barış içinde aydınlıkta" temalı laflar pek komik geliyor insana.

  • 478.000 tl olan aracin 1.478.800 tl'ye satilmasi durumu.

    http://fiyat.mercedes-benz.com.tr/…s-maybach saloon

    bitti mi? tabi ki bitmedi. bu arabaya bindiginiz icin her yil devlete ayrica 23.586 tl mtv odeyeceksiniz.
    araca koydugunuz her bir litre benzin icin 2.37 lt vergi vereceksiniz.
    zorunlu trafik sigortasi icin ayri, muayene icin ayrica para odeyeceksiniz.

    almanya'da asgari ucret 1500 euro. asgari ucretle calisan bi alman vatandasi bu araci 92 ay calisarak alabiliyor. (almanya fiyati 139 bin euro)
    turkiye'de asgari ucret 1400 tl. asgari ucretle calisan bir turk vatandasinin bu arabayi alabilmesi icin 1055 ay calismasi gerekiyor.
    ne diyorduk ''almanya bizi kiskaniyor'' kiskanir tabi. 100 yildan fazla bir sure otomotiv sektorunde faaliyet goster, argesi, muhendisligi, parcasi, testleri, ulasimi vs kafa patlat. sonra gelsin 3 kurusluk imamhatipliler senin yaptigin aractan, hicbir emek sarfetmeden senin 2 katin para kazansin.

    edit: cogu kisi ''iyi olmus, zenginler daha fazla vergi versin'' tarzi seyler soylemis. lan bu kadar vergi var diye sadece zenginler binebiliyor zaten. vergiler bu kadar yuksek olmasa e serisine binen adam bu araca binecek. golf'e binen adam e serisine binecek. clio'ya binen adam a serisine binecek.

    edit2: asagida birisi soyle bir sey yazmis;
    ''bir arabaya 478 bin tl ödeyen kişi bir zahmet 1 milyonu da ödesin. ''
    sanki 5-10 bin tl'lik fiyat farkindan bahsediyor arkadas. 478 bin veren bir zahmet ayrica 1 milyon tl'yi de versin demis. ''1 milyon tl''

  • vay arkadaş. oy kaybı baya yüksek sanırım, atatürk sevgisi ile başlayıp devam eden, o saatte anca sarhoşlar gezer diyenlerden nerelere geldik, yakında 22:00 sonrası alkol satışının da önünü açarlar bunlar.

  • laik bir ülkede devletin bir kurumunun böyle bir üslupla konuşması ancak ve ancak alay konusu olur. bu ülkede farklı dini inanca sahip veya inançsız insanlar bunu hakaret olarak algılayamaz mı kim çoğunluktaysa onun dinini geçerli sayan bir devlet olmaz olursa yarın ateistler çoğaldığında camileri kapatmayı kendisine hak görür o zaman bana saygı duyun diye ağlayamazsın. devletin dini olmaz, devletin hastanesi dini bir üslupla konuşamaz bu müslümanların kendi haklarına vurduğu bir darbe olur. laiklik inanançsızlardan çok inananların sigortasıdır.

  • lacan tarafından ortaya atılan, 6-8 aylık bebeklerin 18-20. aylık olana dek gördükleri her nesnenin (oyuncak, annesi, aynadaki yansıması vs) kendi vücudunun bir parçası olarak gördüğünü savunan psikanalitik teori.

    şimdi, buraya kadar bir sıkıntı yok, asıl mesele bu kopuş-kırılma anından, bebeğin kendisini evrenden ve diğer nesnelerden farklı olduğunu anlamasından ya da buna zorlanmasından sonra başlar.

    bebek evrenden kopmuş ve artık hayatının sonuna dek bu ayrılığın acısını çekecek ve yaptığı tüm eylemler, aslında farkında olmadan bu eksikliği tamamlama çabası olacaktır. bu evre,symbolic order olarak adlandırılır.

    lacan'a göre bu kırılmayı-kopmayı sağlayan başlıca etken dildir, çünkü her şey kullandığımız dil ile isimlendirilmiş ve birbirinden ayrılmıştır. dili de kendisi icad eden insanoğlu, aslında bir nevi kendisini sınırlara hapsetmiştir. çünkü evreni kendisinin bir bütünü olarak gördüğü zamanlarda (mirror stage), nesneler için bir isme gerek yoktu. ama şimdi her şey farklı ve her şey kullanılan dil ve konulan ayrı bir isim ile sınırlandırılmış, dayatılmış.

    teoriye göre, edebiyat, resim, müzik vs hep bu boşluğu doldurma, gerçeği yakalama arzusunun dışa; kitap, şiir, resim vs olarak vurmasıdır. (bkz: imaginary order).

    lacan'a göre, gerçeklik kendi ellerimiz ile yaptığımız sistemin, ideolojilerin çok ötesindedir. bazı insanlar, bazı anlarda bunun farkına varır ve bu da trauma of real(gerçeklik şoku) şeklinde adlandırılır.