hesabın var mı? giriş yap

  • cinler halay çekemez mi kardeşim? illa istiyorsunuz ki gecenin bir vakti garip sesler çıkarıp insanları korkutsun. napmışlar? hakaret yok, başkalarını rahatsız etmek yok, kendi hallerinde takılıyorlar. eğlenmek cinlerin de hakkı.

  • nick dediğin zaten başka bir şeyi gizliyor olduğu için gereksiz olduğunu düşündüğüm istek. adını gizlemek için nick kullan, sonra onu gizlemek için başka bir şey kullan, sonra onu da gizlemek için... ohooooo.

  • avrupa'daki butun ulkeleri ve komsularini ezbere bilen adam.

    bir gun olur da bunarsa, etrafindakilere sabir dilemek lazim. hayir, haksiz da degil ki. delirtecek adami ipneler senelerdir! buradan avrupa'ya sesleniyorum! olm vermeyin lan komsunuza oy! delikanli olun iki dakka! sokturtmayin iskandinavyaniza, balkaniniza!

    siz de duzgun sarki yapip yollayin lan! gectim odulunden, adamin ruh sagligi bozuldu. bulend abi bosver ya, sana yarisma mi yok a.k.

    komsu: ay turk kahveniz var mi, bende hic kalmamis da?
    bulend ozveren'in esi: var tabii komsu, buyur.
    komsu: ay tesekkur ederim, iyi gunler.
    bulend ozveren: 100 gr komsuya gitti...
    bulend ozvreren'in esi: bulend lutfen...

  • alayınızın müebbeten mahkumu olduğu kapalı cezaevi.

    ruhunuzun ilhamlarını takip edeceğiniz yerde başkalarının, yine "başkaları ne der" tabanlı görüşlerine göre hayatınızı şekillendirdiğiniz için hak ediyorsunuz siz bu cezayı.

  • kimi zaman, yatağa bağımlı hastalarınızı sırtında dördüncü kattan ambulansa taşıyan insanlar hakkında,sadece halılarıniza ayakkabı ile bastılar diye yaygara yapmanız düpedüz terbiyesizliktir.

    kaldı ki farz edelim galoş taktı, yere sağlam basamadığı için hastanızla birlikte düşme ihtimalini düşündünüz mü hiç?

    yahu bir kere de bilgi sahibi olun, sonra fikir sahibi olun.

    edit:düzeltme.

  • ilgili haberin altındaki bir yorumu beğendim:

    "8000 liralık fatura nasıl olmuş ki? 2 göz odada ayda 100 lira desen yılda 1200 yapar hiç ödemesen 2.ayda elektrik olmaz faturanda olmaz. 100 liranın faiz neyse onla kalırsın. 8000 için bayağı bir çaba harcamak lazım. haberi yaparken sormak aklınıza gelmedi mi?allah bilir elektrik şirketine de nasıl oldu bu iş dememişinizdir . öyle ya, kızı var 14'lük satılacak.hikayesini pazarlarken bahane bulmak lazım_ o kızı her şekilde satacak fatura bahane. kızı kurtarın kurtarabiliyorsanız. yatılı okul meslek okulu herneydiyse yol açılsın. bunların da ebeveynlik hakları iptal edilsin. emsal olur. fakirlik olur kaç zengin var zaten ama çocuk satmak fikri mide bulandırıcı sempatinin zerresi yok içimde."

    adam haklı, dağılın.

  • "dehanın en önemli göstergesi, olduğun yerde sakince bekleyip kendi başına zaman geçirebilmektir."
    lucilius annaeus seneca

    insanlar olarak muhakkak ki sosyal varlıklarız. çevremizde olup biteni anlama ve çevremiz tarafından anlaşılma (çoğu zaman nafile olsa da) ihtiyacımızı inkar edemeyiz. ama bir birey olarak kendimizi var edebilmek için de kendi başımıza kaliteli zaman ayırmaya ihtiyacımız var. bu bağlamda, yalnızlık hissiyle bir başınalık arasında önemli bir ayrım var:

    "yalnızlık, etrafınızda hiçkimsenin olmamasından değil, sizin için önemli olan meseleleri anlatamamaktan veya etrafınızdakiler kabul edilemez buldukları için bu meseleleri kendinize saklamanızdan ileri gelir."
    carl gustav jung

    zira yaşadığımız toplumdan beslensek bile, beslendiğimiz düşünce ve davranışları olduğu gibi irdelemeden benimsediğimizde öğrenmiş değil taklit etmiş oluyoruz. her bir düşünce ve davranışa kendi imzamızı atıp kendi benliğimizin bir zenginliği haline getirebilmemiz için de kalabalıklardan uzaklaşmamız gerekiyor. öyle ki bu kalabalıklara, (varsa) eşimiz/sevgilimiz, ailemiz ve en yakın dostlarımız da dahil. tabii bunun için de bir başınalığa yüklediğimiz anlamları değiştirmemiz gerekir:

    "çocuklar bir başına kaldıklarında ne yaparlar? taş ve kumları alırlar ve bir şeyler inşa ederler. sonra onu yıkıp yenisini yaparlar. ama asla sıkılmazlar... öyleyse, bir başınayken neden yalnız hissedesin ki, elinde taş ve kum yok diye mi? bu zavallılığın sebebi sana bahşedilen aklı yeterince kullanmadığındandır."
    epiktetos

    yalnızlık dahil, pek çok konuda çoğunluğun atfettiği peşin yargılarla hayatın içinde bulunan olgulara iyi veya kötü diye anlam vermek büyük bir tembelliktir. bir başınalık iyi veya kötü değildir; bir başınalığı iyi veya kötü yapacak olan bizim ona atfettiğimiz anlam ve bir başınayken zamanımızı ne kadar kaliteli geçirdiğimizdir. bir başınalığa atfettiğimiz anlamı her an değiştirme gücüne sahibiz. eğer bir başınalığı, bir dışlanma hali görürsek mutsuz oluruz elbette. ama bir başınalığı, kendimizi ve çevremizi daha iyi tanıma fırsatı olarak görürsek öylesine keyifli ve doyurucu bir deneyime dönüşür ki. çünkü gerçekten önemli olan şeylere odaklanmamızı sağlıyor:

    "başkalarının söylem, düşünce ve davranışlarını önemsemeyi bırakınca gelen huzur... yalnızca, kendi eylemlerin (bu adil mi, doğru olanı mı yapıyorum?) üzerine düşünüp; başkalarının karanlığından endişeye düşmeden, kendi yolundan şaşmadan kararlı adımlarla hayatın bitiş çizgisine kadar yürümeye devam etmek..."
    marcus aurelius

    sürekli bir bombardımanın altındayız günümüzde. teknoloji, bilginin iletim hızını artırırken, iletimin maliyetini de azalttı. haliyle her an her saniye, yepyeni uyaranlar geliyor önümüze. kendimizi bu uyaranların çoğuna tepki vermek zorunda hissediyoruz. oysa, bu uyaranların çoğu elimizde olmayan meseleler. elimizde olmayan şeyler üzerine düşündükçe daha da çaresiz hissediyoruz, çaresizlik arttıkça kaygımız da artıyor mutsuzluğumuz da...

    bu otomatik bir tepki olarak gerçekleşiyor çoğu zaman. ama bir başımıza kaldığımızda, bizi üzen ve/veya kaygılandıran durum/olayın elimizde olup olmadığı üzerine düşünme fırsatı bulabiliyoruz. eğer elimizde değilse şayet, hayatın olağan akışı dahilinde bu durumu kabul etmek; bir kadercilik değildir! bilakis, elimizde olmayan şeyleri kabul etmek, değiştirebileceğimiz şeyleri değiştirme gücü ve odağını bulmamızı sağlar. ancak, neyi değiştirebileceğimiz üzerine düşünmek ve eyleme geçmek için de bir başınalığın sakinliğine ve berraklığına ihtiyaç duyarız:

    "mutluluk ve özgürlüğe giden yol, hayatta bazı şeylerin elimizde olduğunun; bazılarının ise kontrolümüz dışında gerçekleştiğinin kabulüyle başlar."
    epiktetos

  • şimdi arabanın orjinal fiyatı 187.883 euro, tl'si 561.676, arkadaş sağ tarafını pert ettiği araca 132.000 euro istiyor yani tl'si şu anki euro kuruna göre 399,96, üzerine 45 bin euro koyuyorum 536,310 tl yani euro olarakta 177.000 euro :). cidden bedavaymış. sıfırını almak varken bunu alırsın mis hasarlı arabayı hem de 10.883 euro karda olarak kapatırsın :)..

    (bkz: bi akıllı sensin amk)

  • grene; cinsiyet: erkek; yaş: 24; il: ankara
    yemekte balık olduğu zaman yemek masasının yanındaki akvaryumun üzerine örtü örtüyoruz.

    meali: böyle de şakacı bir aileyiz.. evde salatalık yenirken de benim üzerime örtü örtüyolar...