hesabın var mı? giriş yap

  • son zamanlarda internetten temel fizik anlatan bir video ders serisini izlemeye basladim. hatta videolardan birini az once bitirdim. oyle youtube'taki "nukleer atiklari gunes'e gonderebilir miyiz" temali videolardan ya da kanallardan degil. hareket konusundan baslayarak lise duzeyinde fizik dersi anlatiyor cesitli hocalar. uzaydaki konum nedir, hiz nedir, grafikle nasil gosterilir, denklemle nasil ifade edilir diye anlatiyorlar. position, velocity, motion derken bayagi bayagi anliyorum ve bu beni cok mutlu ediyor. tabii bunlar sizin icin cok basit olabilir ama, en son 15 yil once lise 1'deyken fizik dersi gormus bir psikoloji bolumu mezunu oldugum icin bunlari anlayabilmek, hareketsiz bir topun konum-zaman grafiginde nasil ifade edilecegini kestirebilmek benim icin oldukca onemli ve keyif verici. kendi alanimla sinirli kalmaktan hoslanmiyorum. cevremde olup bitenleri anlamayi seviyorum. icinde yasadigim dunyaya ve evrene farkli acilardan bakarak daha butuncul bir anlayis gelistirmeyi seviyorum. hep sevdim.

    ama benim demek istedigim baska. videoyu izlerken bir seyi fark ettim. bence anne babanın çocuğuna bırakacağı en güzel miraslardan biri, yaşam boyu öğrenmedir. kisinin surekli gelisim halinde olarak kendisine oldugu kadar ait oldugu topluma da katki yapabilmesi bir tarafa, bence ogrenmeyi bir yasam bicimi haline getirmek koruyucu ve kurtarici da bir etkiye de sahip. en azindan bende bu yonde islemis hep ve hala da oyle isliyor.

    zift gibi koyu bir karanligin icindeyken bile herhangi bir seyin nasil isledigini anladigimda ya da yeni bilgi ogrendigimde iyi hissedebildiysem bence bu, salt ogrenmenin verdigi mutluluga, ne kadar ciliz da olsa, siginabildigim icindi; cunku ogrenmek her yerde, her zaman ve her bicimde, hep birlikteyken ya da tek basimayken mumkundu. kosullarim ne olursa olsun yasama tutunmami ve onu sevmemi de sagladi ogrenmek.

    "ogretmenler bir aractir. ogretmeni sevmek zorunda degilsin. sen ogrenmenin kendisini sev. seni ogrenmek mutlu etsin. hep ogren; cok calis." dendi bana cocuklugum boyunca. ogrenmeyi oyle cok sevdim ki yasama sevincim haline geldi. kendi dunyamda karanliklara gomuldugumde bile bilginin ve bilimin yaktigi bir mum isigiyla aydinlanabiliyorsam bu, ogrenmeyi cok sevdigimdendir. anne ve babamin bana biraktigi en guzel miraslardan biridir.

    bilmedigimiz seyler hep var olacak belki ama, sorgulayacak, arayacak ve ogrenecek seyler de hep var olacak demek oluyor bu. basli basina yasama sevinci. benim icin oyle.

  • anneme ne fikirle gitsem, ki ufak çaplı bir mucittim küçükken, "amaaan max saçmalama" diyerek her seferinde beni terslemesiyle her söylediğimin saçma olduğu ve ciddiye alınacak bir insan olmadığım fikrini buna örnek verebilirim. bu yetişkinliğime de yansıdı ve hâlâ tam olarak aşamasam da büyük oranda ilerleme kaydetmek yıllarımı aldı.

    büyüyüp bu sorunu yüksek oranda aşınca konusunu anneme açtım. "napayım çalışıp işten gelmişim bir şey anlatmaya çalışıyorsun, vaktim yoktu seni dinlemeye" cevabını aldım.

    çok net arkadaşlar, zaman ayıramayacaksanız çocuk yapmayın.