hesabın var mı? giriş yap

  • yaklaşık 1 senedir reel olarak havalimanında yaşadığına şahit olduğum, daha bu sabah poğaçasını alıp ikram ettiğim, boy uzunluğundan bagaj bantlarında yattığını düşündüğüm, hikayesini okuyunca çok üzüldüğüm basketbolcu. ki haberler çıkana kadar da basketbolcu olduğunu bilmiyorduk.

    söz edildiği gibi psikolojisi bozuk. ama zararsız. kimseden bir şey dilendiği yok, kendi halinde biri. kontuar ve bilet satışlara san francisco'ya gitmek istediğini söylemenin haricinde kimseyi rahatsız etmiyor.

    bir ara ortalıktan kaybolmuştu, bakırköy ruh ve sinir hastalıklarına yatırılmış ancak tedavi görmek istememiş. yaklaşık bir hafta önce geri geldi. az önce sohbet ettik insanların gelip kendisiyle fotoğraf çekilmesinden rahatsız oluyormuş, ki bu çok normal. pr çalışması falan yaptığını sanmıyorum, acınılası bir hali var. bomboş gözlerle çaresizce etrafa bakıyor.

    bir an önce destek olunup, sağlığına ve eski başarısına kavuşmasını dilerim.

  • sayın başbakan'ın ulus'u düşünemeyen bireylerden oluşan topluluk olarak düşünerek yaptığı konuşmadır.

    1933'de 4000 otomobil vardı, bugün 6 milyon var,
    1929'de 15.000 telefon abonesi vardı bugün 19 milyon var...

    bu karşılaştırmaların hangi amaçla yapıldığını anlayan varsa lütfen beni aydınlatsın. dünya'da teknolojinin gelişmesini kendi varlığı ile mi açıklamaya çalıştı?

    ayrıca bir sonraki konuşması için süper bir istatistik buldum.

    1923 yılında türkiye'de hiç bilgisayar yoktu, bugün 22 milyon bilgisayar var. yaa yaa.

    ekleme : 1923'de telefon hattımız türkiye cumhuriyeti'ne aitti. bugün lübnanlı'ya ait.

  • facebook'un sadece avrupa'da 10 bin mühendisi işe alacağını duyurmasıyla gündeme gelen neredeyse gerçek anlamdaki sanal evren. şu an metaverse ile ilgili dile getirilen ve hayal edilenlerin matrix'in "pre-alfa" sürümü gibi bir şey olduğunu söyleyebiliriz.

    şu an elimizdeki teknolojiyle metaverse'ün içerisine sanal gerçeklik gözlükleri ya da kaskları ve gelişmiş kulaklıklarla yarattığımız bir avatarla gireceğimiz söyleniyor. şu an için en basit bakış açısıyla baktığımızda karşımızdaki bir ekrandan içerisine daldığımız oyunların evrenine, avatarımızla gerçekten girebileceğiz. dijital dünyaya ve oyun dünyasına az çok yakın olan birisinin sadece bu seviyeye ulaşılmasıyla bile devasa bir ekonominin ortaya çıkacağını görmesi mümkün. avatarlarımız için alacağımız kozmetik eşyalar, hatta dijital arsalar yepyeni bir ekonomi oluşturacak.

    tabii sadece bir oyun içerisinde karakterimize kıyafet ya da kozmet eşyalar alacacak kadar sınırlı bir ekonomi olacağını düşünmek de basit kaçar. bu evren içerisinde asla gidemeyeceğimiz şarkıcıların konserlerine, asla gidemeyeceğimiz müzelere ve sergilere de gidebileceğiz. gerçekte verilen bir konserin katılımcılarının en fazla yüz binlerle ifade edileceğini düşünürsek metaverse'te milyonlarca, belki on milyonlarca seyircinin yer aldığı konserler düzenlenebilecek. mesela fortnite, bunu oyun içerisinde düzenlenen bir travis scott konseriyle gerçekleştirmişti.

    son günlerde patlama yapan nft'ler, metaverse içerisinde oluşturulan bir sergide ziyaretçilere gösterilebilecek. gerçekte bu tür bir sergiye katılacak ya da katılabilecek kişi sayısı binler, belki on binlerle sınırlıysa metaverse'te yüz binlerce kişi bu sergiyi ziyaret edebilecek.

    milyonlarca kişinin katılacağı bir konserde dev şirketlerin sponsor olmak ya da logosunun, adının orada yer alması için ödeyeceği miktarlar bile devasa boyutlarda olacaktır.

    ayrıca bu metaverse'e inanan ve bu konuda yatırım yapan tek şirket facebook da değil. buna ek olarak unity, epic games, nvidia gibi şirketler de metaverse için kendi yatırımlarını yapıp projelerini geliştiriyorlar.

    özellikle son zamanlarda oldukça dile getirilen ve "hype"lanan bir teknoloji olsa da bunun saman alevi gibi sönüp gideceğini düşünenler de var. açıkçası ben, bunun sönüp giden değil gittikçe büyüyen ve parlayan bir teknoloji olacağını düşünüyorum. şahsen "warning: the slayer has entered the facility" uyarısıyla doom evreninde yaratık kesip sinir stres atmak çok ilgi çekici geliyor.

    kaynak 1
    kaynak 2
    kaynak 3

  • hem bilgişlem teknolojileri hem iktisat altyapısı olan biri olarak halen daha üretilen parayı temellendiremediğim, karşılığını kafamda oturtamadığım ödeme sistemi.

    bu paranın karşılığını birinin bana tane tane anlatmasını umut ediyorum.

    nasıl oluyor x birinin yazdığı bir algoritma ile ekran kartlarının aşırı derecede elektrik tüketerek yaptığı işlemler bir maddi meta oluyor? burada bu paranın karşılığı sadece elektrik ve ekran kartlarına harcanan para olabilir ki bunun da bir dönüşü yok sadece kart üretici firmaları zenginleştiriyor ve elektrik tüketimini arttırıyor eser oranda.

    bugün abd başta olmak üzere pek çok ülkenin bastığı paranın maddesel bir karşılığı bulunmuyor gözükse de karşılığı o ülkelerin ekonomisidir, kendisidir. bitcoin ve türevlerinin karşılığı ne?

    ya bu modern zamanların en büyük saadet zinciri ve en son giren mallara ciddi şekilde patlayacak ya da ben malım ve böyle bir fırsatı değerlendirmiyorum.

    bilemiyorum, çözemiyorum.

    edit: adam lidyalılar demiş. onların parasının bir karşılığı vardı, paranın kendisi altın idi, gümüş idi, bakır idi.

    zedit: bir de araştırırsan görürsüncüler var, ben araştırdım kardeşim mantıklı bir karşılık göremedim, sen gördü isen anlat da bilelim. aslında kendi de bir halt anlamamış ama anlamış gibi yapıyor. anlayan çıkar takır takır anlatır. daha anlatabilen birine rast gelmedim.

    düdüt: arkadaş yazmışız oraya bir iktisat tabanımız var diye adam gelmiş kağıt para teorisini bilmeden kağıt paraların da karşılığı yok diye bik bik ahkam kesiyor. yazmışız oraya it teknolojilerinden anlıyoruz diye bir diğeri gelmiş saçma sapan örneklerle bu işin teknolojisini anlatıyor. bi durun artık.

  • halk derken dersim halkını kastediyor sanırım. zira sosyal medya kullanmayı bilmiyor olamaz. yoğun tepkiyi görüyordur. olan bizim kara dantelli gençliğimize oldu. mabel matiz'den alıntı yaptım. belki debeye girerim.

  • "az önce düğün kasetimi geriye sardım, ne güzeldi lann... karım yüzüğü çıkarıyor, sülalesiyle arabalara binip gidiyorlardı."

  • sözlüğün önündeki en büyük engel olan ve para hırsıyla ekşiyi donanımhaber forumlarına çeviren vasat bilgisayar tamircisi. çok şey istemiyorum bak 48 saatliğine tüm yetkiyi bana devretsin görsün sözlük nasıl yönetilirmiş. ama olur mu paşamız kaf dağından iner mi kendine yalakalıkta sınır tanımayıp egosunu okşayan adamlar dururken gelir mi bize sıra. çok tutarsız silik bi tip lan yıllarca sansür sansür diye ağlayıp nihat doğan'ı twitterda yazdıklarından dolayı mahkemeye verdi. yine de üzülüyorum la bu adama bi yandan bi kızla tanıştığında hep param için mi sorusu gelecek aklına, zahmet etmesin cevaplayayım evet keke paran için :) tamam bende brad pitt değilim ama tanrıya tazminat davası açsan kazanırsın net.

  • (bkz: ben)
    işsiz güçsüz müyüm lan ? sevgilim yok diye üzülecem.. müzikle yaşıyorum, spordan zevk alıyorum, yemeyi içmeyi seviyorum, sanatın her bir dalıyla ayrı ayrı ilişkim var.. çalışıyorum, okuyorum, arkadaşlarımla geziyorum. kasmaya gerenk yok bence.. akışına bırakın, anı yaşayın.

  • ödev yapmaktan, yazı yazmaktan nefret eden ilköğretim 1. sınıf öğrencisi ege eline bir kitap alıp öğretmeninin yanına gider...

    ege: bu ne bu?
    öğretmen: kitap...
    ege: onu biliyorum da ne kitabı bu?
    öğretmen: müzik kitabı...
    ege: kaç ay oldu okul açılalı, niye bunu okumuyoruz hiç? bıktım artık yazı yazmaktan, biraz resim yapalım, şarkı söyleyelim falan! okula gelmek istemiyorum artık!!!
    öğretmen: sen okula gelmezsen ben ne yaparım egeciğim?
    ege: ne yaparsın? gelenlere yazı yazdırırsın yine!

  • adam sahaya girip kavga ayırdı lan. rakip takım oyuncusuna espriler filan yaptı.

    beşiktaşlıların ned stark'ıdır. kaderi benzemesin.

  • (bkz: ibb aracında 144 kg esrar bulunması) diye başlık açıp olayı imamoğlu'na yıkmaya çalışan kalifiye o....smanlı çocuklarına da yasak gelip gelmeyeceğini merak ettiren olay...
    lan daha iki gün önce reyiziniz ''ben seçilmeden önce amerika'ya gitmedim' diye yalan söyledi koca ülkeye.
    olayın kendisi içinde derin ironiler barındırıyor...

    islami terör örgütü fetö'nün taktikleri ile sosyal medyada algı yaratmak için yalan üstüne yalan söyleyen islamcıların ceza almayacağı için ''13 ekim 2022 yalan haber yapmanın yasaklanması'' başlığı komple yalan haber oluyor. ve dolayısı ile bu yasa ile ilgili yapılan pozitif haberler de yalan haber ve yalanı yayma oluyor.