hesabın var mı? giriş yap

  • önceliği olmadığındandır.
    cemaat çoğu insanın gözünde akp'den bile tehlikeli ve devletin kurumlarının içine sinsice sızmış illegal bir oluşum. orduyu, adaleti, emniyeti içten içe çürütüp kendi kirli emelleri için kullandığı ve seçimle, darbeyle filan gitme durumu da yok. bu yüzden kendisine yapılanlar çok da umrumuzda değil açıkçası.

    olaya stannis'in bolton'larla savaşırken iki tarafın da zayıflamasını bekleyen petyr baelish gözüyle bakıyorum şahsen.

    kendilerine dün yediğin hurmalar isimli türküyü armağan ediyorum.

  • "soytarılık etmeden güldürebilmek seni
    ekmek çalmadan doyurabilmek
    ve haksızlık etmeden doğan güneşe
    bütün aydınlıkları içine süzebilmek gibi
    mülteci isteklerim oldu ara sıra, biliyorsun"

  • dunyada ates sadece olimpos'un tepesinde yanmaktadir. insanlar soguktan ve vebadan kirilirken tanrilar atesi sadece kendilerine saklamaktadirlar. kendiside tanri olan prometheus'un gonlu buna razi gelmez ve atesi bir gece olimpostan calip insanlara verir. cezasi cok buyuk olur. zeus tarafindan kayalara baglanip cigerlerinin kargalar tarafindan yenmesine mahkum edilir. olumsuz oldugundan bu iskence sonsuza kadar hep tekrarlanicaktir.
    ates hirsizi olarakta bilinir. eger bir tanriya inanacak olsaydim o tanri kesinlikle prometheus olurdu.

  • kim milyoner olmak ister yarışmasını izliyoruz, kişisel gelişim kitapları ile ilgili bir soru soruluyor. eşime;

    - ben de bir kişisel gelişim kitabı yazsam. diyorum. adını da "dipten zirveye" koyarım

    - yaz tabi, ikinci isim olarak da "hiç görmediğim yerler" dersin.

    - dip mi?

    - zirve!

    - kırıcısın

  • bir sevgili aktivitesiymiş.

    sanık emre çiçek'in avukatına göre bu, basit bir sevgili kavgasıymış ve planlama yokmuş.

    peki ne olmuştu?

    emre çiçek kendisinden ayrılmak isteyen kız arkadaşı rabia kaçmaz'ın ellerini yanında getirdiği plastik kelepçelerle ve bantlarla bağlayıp falçatayla boğazını kesti. sonra tecavüze kalkıştı ve vücudunun çeşitli yerlerini falçatayla yavaş yavaş doğradı. ardından arkadaşıyla birlikte bir çuvala koyup yol kenarına attı. öldüğünden emin olmak için de arabayla üzerinden geçmeyi ihmal etmedi tabii. mucize eseri kurtulan rabia eski sevgilisinden şikayetçi oldu. 23 yıldan 30 yıla kadar hapsi isteniyor.
    olayı görüp yardım eden sanığın arkadaşı ise tutuksuz yargılanıyor.

    sözcü

    cnntürk

    hürriyet

    sabah

    akit( biraz daha ayrıntılı)

    ülke gündeminin yoğunluğu nedeniyle sosyal medyada pek haber olmadı. rabia sesini duyurmaya çalışıyor.

    akıl sağlığı yerinde olduğu belgelenen eski sevgili ise belki de birkaç yıl sonra aramızda olacak. ve yol verme kavgası yüzünden aynı canavarlığı bir kez daha yapacak.

    sözlüğün gücü ve hassas yazarların yardımıyla bu dava gündemde yer bulur umarım.

    edit: bu korkunç olayı duyunca öfkemizi ailesine yönlendiriyoruz. fakat polise ihbar eden kişi sanığın kendi babası. böyle bir karar vermek kolay olmasa gerek. o yüzden ailesine hakaret etmek doğru değil gibi. evlat işte... söz geçmiyor bazen.

    bu arada daha önce de anne ve babasıyla yaşadığı evden sürekli eşya çalıp alkol almak için satıyormuş ve babasının şikayeti üzerine hakkında uzaklaştırma kararı çıkarılmış. yani kendisi suça meyilli birisi.

    daha once emre çiçek'le arkadaş olan bir tanık mahallede "rabia benden ayrılırsa onu kimseye yar etmem öldürürüm " dedigini ifade etti.

    bu konunun bilinmesinde ve konunun işin ehli kimseler tarafindan takip edilmesine yardım eden sizler ve debeye taşıma hassasiyetini gösteren moderatörlere sonsuz teşekkürler. güzel insanlarsınız vesselam.

    umarım suçlular gereken cezayı alır ve rabia tüm travmaların atlatıp hayatına devam edebilir.

  • ————
    edit1: online check in yapamadınız mı? hayır ne yazik ki, sisteme girince "bu uçuş için check in işlemi kontuardan yapılmalıdır" diye uyarı alıyorduk. fakat uçuş bilgilerimizi uygulama ekranında görebiliyorduk. bu yüzden de herhangi bir durumdan şüphelenmedik.

    edit2: konuyu twitterdan duyursana diyenler için https://twitter.com/…tatus/1698074858121236709?s=20

    edit3: twitterdan thy destek "ekiplerimize en kısa sürede yanıt alabilmeniz için bilgilendirme yapıldı." diye mesaj attı.

    edit4: teşekkürler ekşi sözlük. 7 gün boyunca yer yok diyen thy, 3 gün sonraki uçuşa yer buldu ve ücretsiz bilet ayarladı.
    fakat tazminat ve maduriyet konusunda sesleri çıkmıyor, yeniden şikayet oluşturduk beklemedeyiz.

    edit5: thy tazminat ve diğer masraflarımızı görmezden geliyor, konuyu sivil havacılığa ve tüketici mahkemesine taşıyoruz.

    edit6: tazminat talebini sivil havacılığa ilettik, 2 hafta içinde tazminat ödenmesine karar verildi thy gerekli ödeme işlemini yaptı.

    ————
    yine bir thy mağduriyeti. yaklaşık bir yıl önce aldığımız istanbul londra biletimizin havalimanında uçuşa 2 saat kala " yedek bilet statüsünde" olduğunu öğrenerek yaşadığımız şok. özetle yaşananlar şöyle: uygulaması üzerinden aldığımız istanbul - londra gidi dönüş biletimizin, temmuz ayında bir ayağının tarihini değiştik. biletimiz temmuz ayında londra - istanbul ve 1 eylül istanbul londra olarak alınmıştır. iş ile alakalı bir durumdan dolayı temmuzdaki uçağı thy uygulaması üzerinden 2024 nisana aldık (tabiki ciddi bir miktar fark ödeyerek). 1 eylüldeki istanbul londra uçuşuna dokunmadık.

    ve geldik dün akşama. saat 20.20 deki uçuş için 18 gibi kontuara gittik, kontuardaki görevli "adınız uçakta görünmüyor" diyerek müşteriz hizmetlerini telefonla aramamızı söyledi. müşteri hizmetlerini aradık. " biletinizde değişiklik yaparken oluşan bir sistem hatası yüzünden 1 eylül uçuşunuz yedek bilet olarak kaydedilmiş, hemen bir şikayet oluşturun ve ilgili birime aktaralım" dedi. tamam dedik. tabi bu sırada zaman ilerliyor. uçuş yaklaşıyor. şikayeti oluşturup tekrar müşteri hizmetlerini aradık. "acil koduyla işleme alındığını ve beklememiz gerektiğini söylediler. "

    bekledik.. bekledik..

    daha sonra arayan soran olmayınca önce istanbul havalimanındaki denied boarding kısmına, daha sonra da oranın yönlendirmesi ile bilet satış noktasına gittik. bilet satıştaki personeller "evet bu bir sistem hatası kullanıcı hatası değil." dediler. tamam bizde anladık fakat biz nasıl bu uçağa bineceğiz diye sorduğumuzda " ne yazık ki bu uçuşta yer kalmadı, sizin için pazar günkü uçuşta yer ayıralım..... yalnız ödemeniz gereken çok büyük bir fiyat farkı çıkar ." dediler. işte burada sinirler doğal olarak gerildi. tamamen sistem hatası yüzünden alınmadığım uçağa bir de ilave ücret istiyor ve pazar gününe erteliyorsunuz dedim, "konu şu anda müşteri hizmetleri çözüm merkezinde olduğu için biz buradan ücretsiz değişim yapamayız" dediler. ya arayın o zaman müşteri hizmetlerini durumun önemini anlatın diyoruz " yapamıyoruz maalesef" diyorlar. devamında defalarca müşteri hizmetlerini aradık, aynı şeyleri defalarca anlattık ve haliyle uçak kalktı gitti...

    işe geç kalmamak için pazar günkü farkı kabul ettik, telefonla müşteri hizmetleri ile konuşurken " pazar günü için uçakta yeriniz ayrılmış gidip havalimanındaki bilet satışa 21.000 tl farkı ödeyin ve biletinizi alın" dedi. ona da tamam dedik (daha sonra mahkeme vs uğraşırız diyerek) fakat bilet satışa gidince ne oldu dersiniz? bahsi geçen uçakta adımız yine görünmüyor. uçak da dolu ayrıca.. . ama işin garibi ben bileti uygulamamda görünüyorum tanımlandığı için. fakat benim cep telefonu uygulamasından gördüğüm bileti ne hikmetse bilet satıştakiler göremiyor. tekrar arıyorum müşteri hizmetlerini "hmm evet görünmüyor" diyorlar. diyorum ki müşteri hizmetlerine "şimdi ben ne yapmalıyım? yani havalimanında bekleyeyim mi? gideyim mi?" siz bilirsiniz diyorlar. bu iş kısa sürede çözülür mü yani ben başka firmadan falan bilet alayım mı diyorum, siz bilirsiniz diyorlar. ben bilmiyorum abi... bilmiyorum..

    -müşteri hizmetleri konuyla ilgileniyor size 24 saat içinde dönülecek dediler. 1 günü geçti, ne arayan var ne soran...
    -kendi sistem hataları yüzünden ben mağdur oldum, uçağa binemedim, gitmem gereken tarihte işe gidemiyorum ve şimdi yakın tarihli biletler 20 bin civarından başlıyor. thy den hiç kimse " ya biz sizi mağdur ettik şu uçağa alıyoruz sizi" diyemiyor yada " ya bu iş çok sürer siz bilet alın gidin" de diyemiyor.
    -havalimanındaki bilet satış görevlisi müşteri hizmetlerini arayamıyor.
    -uçağa alınmama ile ilgili yönetmeliklerde yazan cezalara cevap veremiyorlar.

    bu iş mahkemeye gidecek zaten orası kesin artık, benim için de thy den bilet alma, yanına yaklaşma ve reklamını bile izleme devri kapanmıştır.
    siz söyleyin a dostlar? biz ne yapalım? thy belli ki bilmiyor ne yapacağını, belki siz bilirsiniz..

  • hezarpare ahmet paşa var tarihimizde. ( bin parça ahmet paşa)
    cesedi paramparça edildiği için böyle anılmakta.
    hezarpare ahmet paşa, sultan ibrahim dönemi sadrazamı ve 7 ağustos 1648'de çıkan kapıkulu isyanında sofu mehmed paşa'nın emriyle cellat kara ali tarafından boğularak idam ediliyor. sonra cesedini atmeydanı'na sürüklüyorlar. burada padişaha isyan eden askerler, mehum sadrazamın cesedini parçalayıp bir yandan da etinin ağrılara iyi geldiğini ilan ediyorlar etrafa. ahâlîye bu et parçalarını satıyorlar.

    lale devri dönemi padişahı nevşehirli damat ibrahim paşa da 1 ekim 1730'da öldürüldükten sonra patrona halil ve adamları tarafından önce sokak sokak dolaştırılıyor sonra sultanahmet meydanı'nda cesedi parçalanıp dağıtılıyor.
    üçüncü ahmed çeşmesi'nin yanında ertesi gün sadece kemiklerin kaldığı yazar kaynaklarda.

    düzmece mustafa isyanı'ndan sonra yakalanan ve çoğu tarihçiye göre düzmece değil gerçekten de şehzade olan mustafa'nın cesedi de idamından sonra parçalanır ve her bir parça, onun peşine takılanlara ibret olsun diye anadolu vilayetlerine gönderilir.

    üçüncü murad döneminde çıkan isyanda ise malî kriz sebebiyle isyan eden askerler, mehmed paşa ve mahmud efendi'yi topkapı sarayı'nın önünde idam edilmesine bile fırsat vermeden canlı canlı parçalamışlardır.

    patrona halil isyanı'ndan sonra tahta çıkarılan birinci mahmud'un intikamı var bir de. isyandan sonra sarayda neredeyse padişah gibi davranan patrona halil'i saraya davet eder birinci mahmud. lâkin patrona'nın bir adamı ona " saraya gelme seni öldürecekler " yazılı bir kağıt verir ama halil, okuma yazma bilmemektedir.
    nitekim adamlarından bazılarıyla birlikte saraya gelir ve burada hepsi öldürülür.
    dışarıdaki adamları ayaklanma çıkarmasınlar diye patrona halil ve yanındakilerin cesetleri saraydan parça parça çıkarılır ve ahâlîye gösterilir.

    edirne vakası'nda ise cebeciler, sekbanbaşı'nı öldürüp kellesini gövdesinden ayırdıktan sonra bazı uzuvlarını kendilerine karşı çıkan devlet görevlilerine gönderirler.

    tarihimizde vaka-yi vakvakiye dediğimiz olayda da isyancılar, ele geçirdikleri devlet adamlarını ağaçlara astıktan sonra ahâlîden kimselerle birlikte parçalamışlardır.
    bu kişilerden bosnalı ibrahim'in ise iki ayağının da kesilip isyancıların önünde süründürülerek ilerletildiği söylenir sultanahmet meydanı'na kadar.

    evet aklıma gelenler bunlar. tarihimiz, ilginçliklerle dolu vesselam.