hesabın var mı? giriş yap

  • benzer olayı başka bir petrol ofisinde yaşamıştım. yerler parlak fayansla kaplıydı ve kapılar yere kadar uzamıyordu bir karış yukardaydı. ben pisuvarda işimi hallederken kabinde klozette hacetlenen bir abiyle yerdeki yansımadan göz göze gelmiştik.

  • biz bu tipleri neden yabancılara satılan kurumlarımızın nöbetini tutarken göremiyoruz? ya da rant için sit alanlarının talanına karşı nöbette? biz bu insanları neden geçinemediği için kendini yakan adamın ya da ısınamadığı için kendisini asan annenin yanında göremiyoruz ? biz bu vatan aşıklarını neden bu bizim savaşımız değil mehmetçik neden orada dediğimizde göremiyoruz ? olmadıkları o kadar çok yer var ki saymakla bitmez ama oldukları yerler hiç değişmiyor.
    biz bu insanları neden sadece ayrıştırmada , öfkede, suçta görüyoruz?
    insanlık suçu işlemek için elinde tuttuğun benim de bayrağım hasta ruhlu eylemlerinize alet edebileceğiniz bir tür kalkan değil.

  • benim. evde bile derli toplu gezerim. ama raytingi sanıldığı/ söylendiği kadar yüksek değil. o da bilinsin isterim. ele güne karşı değil kendine karşı olunması gereken bir şey.

    vakti zamanında bir sevgilim var. çat kapı gelmeyi seviyor. bir gün şu konuşma yaşandı:

    s*: ben yukarı çıkana kadar ne ara süsleniyosun yahu?!
    b*: bu ev halim.
    s: sucuya mucuya da mı böyle açıyosun kapıyı?*
    b: hayır tamamen soyunuyorum daha fantastik oluyor!
    s: ha ondan siparişlerin şak diye geliyor.

    peki sonunda noldu? adam beni bi güzel aldattı.

    kıssadan hisse: istediğin kadar bakımlı ol, adama kekli börekli kahvaltı hazırla, gömleklerini kolala...
    geçinmeye gönlü yoksa, niyeti bozuksa beyhude! ne demiş aşık veysel:

    "güzelliğin on para etmez bu bendeki aşk olmasa"

    o yüzden bakımlı kadın, kendine özenen ve bunu başkası için yapmayan kadındır.

  • çatal bıçak kullanmayın, kullanıp da komik duruma düşmeyin. dünyanın her yerinde, en lüks restoranından en kötü restoranına kadar, bu meret el ve ıstakoz makası yardımıyla yenir. bu şekilde yenilmesini tercih etmeyen restoranlarda da zaten kabuksuz olarak servis edilir.

    neyse gelelim asıl konuya. kuyruktan mı yoksa kıskaçlardan mı başlayacağınız size kalmış. kıskaçları kırmak için ıstakoz makasını kullanın, içindeki eti çıkarıp tercihen tereyağı sosuna batırarak yiyin. kuyruk kısmını yemek için de ıstakozun dış tarafı avcunuzun içine gelecek şekilde avcunuza alın ve biraz sertçe sıkın. böylece iç taraftaki kabuk kırılmış olacak. kuyruğu koruyan kabuğu uzunlamasına ikiye ayırın, kuyruk eti karşınızda olacak. bu eti de yine uzunlamasına ikiye ayırıp bağırsaklarını temizleyin. afiyet olsun.

    peşinen edit: ıstakozun bu iki kısmı dışında kalan bölümleri de yiyenler olabiliyor, ama ben yemediğim için nasıl yenir bilmiyorum.

    edit 2: ah nasıl unuturum! bacaklar! aslında bu kısımlarda çok da anlatılacak bir yan yok. hayvanın bacaklarını gövdeden ayırıp hüpletiyorsunuz işte.

  • şunun şurasında son 5 yıldır türeyen filtre kahve aristokratlarının beğenmediği tiptir.

    "ayy frenç pıres olmadan içemiyorum şekerim"
    " starbaks filtre kahve 5 lira bik bik"
    " frenç press bok gibi! gerçek kahve espresso'dur"

    bir bitin aq yeter artık. nesquik içiyorum en güzeli o.

    edit: "5 yıldır türeyen" diye kast ettiğim filtre kahve değil, yukarıda örnek verdiğim tipler.