ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
1958'de erzurum'da verilen yapay zeka konferansı
-
nasıl geriye gittiğimizi gösteren konferanstır. şimdi erzurum'da orucu ne bozar konferansları var herhalde.
tayyip erdoğan'dan vatandaşlara altın çağrısı
-
bir yonetim düşünün vatandaşından para kopartma altin kopartma peşinde.
yahu senin gorevin zaten!! o altınları fazlalastirmak ne anlatıyorsun amk,
millet kendi boğazını doldurdu da sıra akp yandaşlarına geldi.
bencil herif bırak şu ülkenin yakasını yeter artik.
esnaf lokantasının olmazsa olmazları
-
yemekten sonra sorgusuz sualsiz ikram edilen bir bardak çay.
murphy yasaları
-
bir insan işler ters gittiğinde gülümseyebiliyorsa aklına suçu üzerine atacak birisi geldiği içindir...
7 temmuz 2023 vergi zammı yağmuru
-
ötv zammı ve gelir vergisi dilimlerini de değiştirip onları da bizden aldılar mı, her şey tamamdır. kocaman bir resesyon ile bir- iki sene gideriz. sonra erken seçim muhabbetleri falan falan.
belliydi bu günlerin geleceği de insana şey koyuyor; ben hep düzenli vergi veren, harami gibi her kurumu oyup yemeyen, düzgün çalışan, ortalama bir vatandaşım. ha bire neden benim sırtıma biniyorsunuz?
dünyadaki en iyi kendini savunma cümlesi
elektrik faturalarından trt payının kaldırılması
-
mhp'nin oyları ile reddedilecek kanun teklifi.
başkanlık sisteminde yanılmış bir gazeteciyim
-
bu kadın akp’yi terketmez, ona diyorlar ki akp parlementer sistemde hep iktidar kalır ama biz parlementer sistem dersek, dönmüş oluruz, şu an dönmeyelim, isteksiz gibi görünelim.
sen şimdilik yolunu aç.
27 ocak 2017 mehmet okur'un hayır paylaşımı
-
instagram hesabından biraz önce yapmıştır. eşiyle birlikte referandumda hayır diyeceklerini ifade etmişler.
video
dış görünüşün her şey olduğu gerçeği
-
netflix'de 100 humans adında deneysel bir belgesel var, orada izledim. yüz kişiyi ellişerli olarak iki gruba ayırıyorlar. iki gruba da aynı olay anlatılıyor ve biz de işte tepkileri izliyoruz. anlatılan olay şu: bir anne küçük yaştaki çocuğunu arabanın içinde birkaç saat yalnız bırakarak gidiyor, çocuk da bu sürede havasız kalarak can veriyor.
ilk gruba bu hikaye anlatılırken ekranda tipsiz, aşırı bakımsız, suratından iğrençlik akan, uyuşturucu bağımlısı stayla bir kadın fotoğrafı görüyoruz. kamera elli kişiye döndüğünde, hepsinin suratında da aynı nefret dolu ifadeler görülüyor ve "sizce ne ceza verilmeli" diye sorulduğunda, 30-40 yıl mahkum olmalı nidaları havada uçuşuyor, hatta bu canavar kadının ömür boyu hapse tıkılması hatta ve hatta idam edilmesi gerek diyenler bile oluyor.
sıra geliyor diğer elli kişilik gruba. hikaye aynı, ortada ihmalkarlıktan hayatını kaybeden küçük bir çocuk var fakat bu sefer ekranda aşırı güzel, adeta melek gibi bir annenin fotoğrafını görüyoruz. insanların ceza olarak bırakın idam ya da hapis istemini, "bu masum kadın zaten çocuğunu kaybettiği için yeterince acı çekmiş olmalı, o yüzden ceza verilmesin hatta travmasını atlatması için psikolojik destek verilmeli" diyenler bile oluyor.
şuç aynı oysa ki ama işte dış görünüşün insanlar üzerinde yarattığı etki, adeta dipsiz bir uçurum gibi.
malesef ben de dış görünüşün her şey olduğunu düşünenlerdenim. dışınız güzelse eğer, insanlar için içinizin çok da bir önemi kalmıyor. dış görünüş yönünden şanslı olan insanların hatalarına kolayca tolerans gösteriliyor ya da onlara pozitif anlamda önyargı yapılıyor. hatta karşıdan karşıya geçerken arabalar bile durup yol veriyor eğer yeterince güzelseniz. değilseniz de yukarıdaki örnekteki gibi yaşamanızın bile bir kıymeti yok diğer insanların gözünde...
debe editi: çok da uzun yazdım bi' kişi bile okumaz derken bak şimdi.. sabah sabah mutlu oldum valla. teşekkür ediyorum herkese :)
bir zamanlar anadolu'da
-
değil türkiye, dünya sinema tarihinin en iyi filmlerinden birisi.
edit: ironi mironi değil, düz hakikat.
rıza baba'nın büyük ortadoğu projesi
sezen aksu
-
gezi için şarkı yapmış, ali ismail'den de bahsetmiş. bu saatten sonra gözümün önünde toma taşlasa ne fayda, benim için sıfır bir insan. sıfırın altında diyemem, o da bir değer.
bari o çocuğu kullanma be sezen.