hesabın var mı? giriş yap

  • 1. ayip
    2. gunah
    3. yasak

    edit: gelen mesaj ve entrilere cevaben; irkci bir yaklasimdan ziyade genel olarak turk sistemi icerisinde buyuyen herhangi birisini kastetmistim. yerel bir baslik olmasi acisindan yoksa her ulkenin gencliginin degisik sorunlari var elbette.

  • günde 3 paket kırmızı uzun marlboro (yooo tırcı değil babam) içen babamla hayatında tek dal sigara içmemiş sporcu kişilik kardeşimin arasında geçen konuşmanın öznesi olmuş sigara.

    - baba elektronik sigara alayım sana ondan iç bari.
    - zararlıymış kanser yapıyomuş onlar!
    - %+&/()()?? nasıl ya?
    - sanane ulan. canım elektrik içmek istese gider trafo yalarım. sanane.

    hangi cevabına gülsem bilemedim. aahhahaajhfa.

  • boş laf. gençler bir günde böyle umutsuz olmadı. işin en kolay yanı gençliği suçlamak. kolaycılıkla prim yapıyor.

  • cevabın 28 km/h olduğu vasat bir ortaokul problemi. çözemeyen benim öğrencim olsa camdan atarım. hadi ortaokullu olup çözemese tamam da liseliyi affetmem ulan !

    edit: en beğenilen listemde tepeye kadar çıkarıp fav'a boğduğunuz entry bu mu lan ?! allah cızırtınızı vermesin başka bir şey demiyorum ya :/

  • doğu illerindeki bir ağanın en büyük zevki, kar üzerine çişiyle imzasını atmakmış.
    bu nedenle kar yağmaya başladığı andan itibaren köyde hayvanlar dahil hiç kimse sokağa çıkamazmış.

    kar biraz kalınlaşınca, ağa sırtına kurkunu giyer ve koy meydanına gelirmiş.

    yanında da en yakın yardımcısı haso. ağa sırtını köye doğru döner sonra sorarmış:

    “-ula hasso, ahali bakiy mi?”

    hasso yanıtverirmiş:

    “-evet ağam, hepisi de bir olmuş, pencerelerden bakir.”

    ağa çişiyle karin üzerine imzasını atarmış, “abdullah cizrelioğlu” sonrada bir nokta koyarmış ve sorarmış:

    “-hala bakirler mi lo?”

    “-he ağam, hem bakirler hem de çılgın gibim alkışlirler.”

    her sene ayni tören sürermiş. aradan 7 yıl geçmiş. ağa yine kar tuttuktan sonra çıkmış koy meydanına.

    sormuş hasso’ya:

    “-ahali bakir mi?”

    “-he ağam bakirler, kopekler, kediler bile camdadir.

    ağa adini yazmaya başlamış “abdullah” diye. “cizreli” demiş ki, kalakalmış, çünkü yas gereği prostat.

    halka rezil olmak var..alçak sesle hasso’ya sormuş:

    “-bakirler mi?”

    “-he ağam bakirler de, sen ne diye durdin ki ogle?

    ağa çaresiz

    “-ula gel yanıma, arkanı don ahaliye, tamamla sunu.” diye emretmiş.

    hasso bir an durmuş, sonra çişini yapmaya hazırlanmış ve ağanın
    kulağına eğilmiş :

    “-ağam..” demiş haso..,

    “-kırk yıldir kafama vurdin salak dedin, sırtima vurdun aptal dedin. he bu kulun okumayı yazmayı sökemedi ki, ucunu tut da yazının devamını sen yaz…

    yanımızdakileri eğitmezsek, tutacağımız gün yakındır.

  • genoa beraberliğinden sonra basın toplantısında soru geliyor "acaba takım yorgun muydu?" diye. jose mourinho'nun cevabı ders niteliğinde:

    -yorgun? günde 15 saat çalışıp ayda bir kaç yüz euro kazanıp evine dönen baba yorgun olur. biz değil...

  • hatırladığım kadarıyla deftere siyah kalem ile yatay dikey çizgiler çiziyorum. yanımdaki arkadaşım ise kırmızı kalem ile yatay dikey çizgiler çiziyor . defterlerimiz aynı kalemlerimiz farklı.
    bir sayfayı doldurduk ama arkadaşın çizdikleri bir başka güzel. benimkiler onun yanında çirkin duruyor.
    sıra arkadaşım böyle düşündüğümü hissetmiş ki bir tane kırmızı kalem bana veriyor.
    keramet gerçekten kalemdeymiş diye düşünüyorum çünkü artık benim çizdiklerim de onun ki kadar güzel.
    şimdi ise ne çizgiler, ne defter umurumda.
    bu anıyı bana unutturmayan o sıra arkadaşımın ben istemeden, düşündüklerimi hissedip, gülen, samimi bir yüzle kalemi vermesi ve benim defterimin de onun ki kadar güzel olmasından mutluluk duyması.

  • insanlara, yaparken gerçekten mutlu oldukları işler yapmasını tavsiye eden güzel film. bu iş mızıka çalmak bile olsa..

    günümüz insanlarının kesinlikle izlemesi gereken film diye düşünüyorum. karmaşa içerisinde o denli kaybolmuşuz ki, hayattan gerçekten zevk alamaz duruma gelmişiz.
    ayrıca, parayı mutluluk aracı olarak görmekten ziyade amaç haline getiren insanlarımızın aslında manevi değerlerden ne kadar yoksun olduğunu üstüne basa basa bize gösteren enfes filmdir. rus kolenkhov karekteri için bile defalarca izlenesi..

    (bkz: frank capra)
    (bkz: feel good movie)